Belgesel...

Zaman zaman hepimiz gibi ben de belgesel izliyorum.

Haberin Devamı


Bilhassa hayvanlar ile ilgili olanları izlerken adeta büyüleniyorum.
Bizlerin yaşamında da çok önemli olan “iki aşamayı” bakın can dostlarımız nasıl gerçekleştiriyor...
EŞ BULMAK...
Hemen hemen her birimiz belli yaşlara gelince bir şekilde “eş” buluruz. Görücü usulü olur, okulda olur, işyerinde olur, çoğunlukla tesadüf olur, öyle olur böyle olur...
İzlediğim bir bölümde cennet kuşları anlatılıyordu. Papua Yeni Gine’de yaşayan bu sevimlilerde, dişilere kur yapma süreci oldukça ilginç ve farklı işliyormuş.
Bir kadın olarak kıskanmadım desem yalan olur vallahi...
Erkek cennet kuşları, yüksekliği 3 metreye kadar çıkabilen, çevreden topladıkları çalı, dal parçaları ile bir ev hazırlarmış. Dişi eş adayını etkilemek için bu evcikleri çevreden topladıkları renkli taşlar, mantarlar, yapraklar ve kendilerine renkli gelen her türlü objeleri toplayıp yuvalarını süslerlermiş. Dişi cennet kuşu “yuvayı beğenirse” erkek kuş, amacına ulaşır ve bir eş sahibi olabilirmiş... Yani aksi halde havasını alıyormuş!
Hani meşhur Yeşilçam filmlerinde olduğu gibi “pembe panjurlu ev” misali...
Ay ne hoş değil mi?

Haberin Devamı

ÇOCUK SAHİBİ OLMAK...

Çocuk sahibi nasıl olunur tabii ki hepimiz biliyoruz. Penguenleri izlerken bir kez daha hayran kaldım. Dişi yumurtlar, sonra eşine teslim edermiş.
Erkek penguen, günlerce kar, fırtına demeden öylece yumurtanın üstünde oturup, hiç kalkmadan onu ısıtırmış.
Kalkarsa yavrusunun yumurtadan çıkmadan öleceğini bilirmiş çünkü...
Anne penguen ise ölümü göze alarak soğuk, buz tutmuş sularda avlanmaya çıkarmış.
Bazen günlerce gelmediği olurmuş. Avladığı balıkların hepsini de yemezmiş. Çenesinin içindeki boşlukta biriktirip, eşiyle paylaşmak için yuvasına götürürmüş.
Bahar geldiğinde ancak babalarının soğuktan iyi koruyabilmiş olduğu yavrular yumurtadan sağ salim çıkarmış.
Hayatı paylaşmaya güzel bir örnek değil mi penguenler? Tek eşli yaşayan, inanılmaz hayvanlar, aile olabilmenin temelinde yatan paylaşma duygusu, sevgi, fedakârlık, güven ve sadakate sahipler.
Anne güvenle yumurtasını babaya teslim ediyor, baba sevgi ve sorumluluk bilinciyle onu ısıtıyor. Sabırla, açlığa rağmen, eşini bekliyor.
En şaşırtıcı olanı da, avdan dönen dişiler o kalabalıkta eşini hemen bulabiliyor. Anne sevgiyle yemeğini paylaşıyor. Her ikisi de yapmaları gereken fedakârlığı fazlasıyla yapıyor. Ayrılıklarında bile bir olduklarını, aynı amaç için çabaladıklarını biliyorlar.
Sorarım sizlere kaç anne-baba penguenler kadar örnek olabiliyor evlatlarına ve kaçımız gerçek aile olabilmenin, hayat arkadaşlığının, birlikteliğin ne demek olduğunu tam olarak anlatabiliyoruz çocuklarımıza?
Şair ne güzel demiş:
Pembe panjurlu bir evim olsa...
Bahçede salkım söğüt
Saksılarda menekşeler olsa
Semaverde çayımız
İnce belli bardaklarımız olsa
Varlığın huzur
Ellerin hep ellerimde olsa
Bitmeyen sohbetimiz
Koşuşan çocuklarımız olsa
Her yeni güne başlarken
Gökyüzü hep mavi olsa
Ve ömrüm orda, seninle son bulsa...

Yazarın Tüm Yazıları