Paylaş
1- ANNE OLUNCA ANLARSIN!
Açık ara favorim. Annelerimizden bize, bizden çocuklara, çocuklardan torunlara... Biz gideriz sözümüz kalır, dostlar bizi hatırlasın. Pardon bir de anlasın! Peki; ne anlasın? Karşılıksız sevgiyi, hep çok sevmeyi, uzak yakın fark etmez hep burnunda tütmeyi... Özveriyi, özlemeyi, yoktan var etmeyi, bir gülüşe dünyalar vermeyi, tüm duyguları aynı havanda dövmeyi, gün içinde bin parçaya bölünmeyi... Evlat olmayı, eş olmayı, dost olmayı, arkadaş olmayı, çalışan kadın olmayı... Ama en çok da anne olmayı! Anne olunca anlarsınız... Bir kadına, bir anneye eş olunca, yoldaş olunca anlarsınız...
2- “BEN SANA DEMİŞTİM!”
Bu sözün devamı “Üff anne!” Ama “Üff anne!” demeden önce bir de bize kulak verin. Biz kadınlar hep bir şeyler deriz. Çocuklar “Üf anne!” der, eşler “Dırdır!” der ama son sözü hep kadın söyler. Çünkü kadın bilir, kadın hisseder, kadın deneyimler... Geldiği yolu, döndüğü yolu, baş koyduğu yolu unutmaz. Yani “Ben sana demiştim!” diyorsak her şeyin en iyisini bildiğimizden değil; doğamızdan, kalbimizden, içimizden bir yerlerden... Hep hissettiğimizden ve sizi çok sevdiğimizden.
3- “BEN SENİN YAŞINDAYKEN...”
Siz 60’lar, 70’ler, 80’ler, 90’lar dinlerken, giyerken, mutfağı emaye ile doldururken, vintage diye dükkânları indirirken; biz “Ben senin yaşındayken...” diye nostalji yapmışız çok mu? Nostalji derken hemen yaşa davranmayın, üç kusurlu hareketten birini yapmayın. Bir kere bu söz fevkalade yaşsız bir söz. Her yaş gurubundan anne, her yaş grubundan çocuğuna söyleyebilir. Ve evet, biz sizin yaşınızdayken buralar hep dutluktu!
4- BİR KERE DE “PEKİ ANNECİM” DE!
Hayır, yani deseniz ne olur? İncileriniz mi dökülür? Havanız mı kaçar? Ama kulaklarımla duydum dostlar, umut var. Belli bir yaştan sonra paşa paşa diyorlar. Kıymetli olan her yaştan çocuğun “Peki annecim” diyebilmesi. Sıralama birincim tabii ki ergenler. Onlar derse bu iş tamam. Peki; deyince ne olacak? Buralar hep bahar olacak, çiçek olacak. Ne olacak, anneler mutlu olacak! Kadın mutlu olunca da dünya mutlu olacak!
5- GECE YATMAK, SABAH KALKMAK BİLMEZ!
Bir kere bu sözün satır arasını bilseniz bize öyle surat yapmazsınız. Mesele tamamen biyolojik. Biz sizin biyolojik saatinizi düşünüyoruz. Biyolojik saatiniz bozulmasın istiyoruz, fıstık gibi melatonin salgılayın istiyoruz. Yoksa elâlem ne demiş, konu komşu ne demiş, “Falancanın oğlu akşamlar olmasın uyuyor... Falancanın kızı elinde telefon yatmaklar bilmiyor...” falan bunlar hep fitne, bunlar hep fesat.
6- “NEREYE KOYDUYSAN ORADADIR!” İLE BAŞLAYAN “YOK AMA ANNE!”
“En son koyduğun yere baktın mı?”, “Bilsem kaybetmezdim zaten...” ile devam eden ve “Eeee işte burada ya!” ile final yapan diyaloglar silsilesi. Anneleri sinir edesi. Bundan böyle o gözler dört açılası!
7- BABANA SOR!
Bir nevi destek kuvvetler cümlesi, S.O.S çağrısı. Topu taca, babaya atıyoruz. Futboldan da anlıyoruz. Artık neyin peşindeyseniz belli ki gitmeyin istiyoruz, yapmayın istiyoruz ama hır gür de istemiyoruz. Her daim iyi polis babalar, şirin babalar size sesleniyoruz. “Bu defa da siz izin verin!” diyoruz.
Paylaş