Paylaş
Doğumdan sonra eve geldiğimde şöyle bir baktım, minik, pembe yanaklı bir bebek yanı başımda uyuyordu. O kadar küçüktü ki; hiç büyümeyecek hep öyle minik kalacakmış gibi düşünmüştüm. Öyle değilmiş. Şimdi 4 yaşını bitirip 5 yaşına girmiş, kendi kendine yemek yiyen, oyun oynayan hatta tuvalet gibi önemli ihtiyaçlarını yardımsız gidermeye çalışan minik bir adam var yanı başımda.
Çok çabuk büyüyeceğini, bol bol sarılıp öpmemi öğütleyenleri dinlediğim için mutluyum. Naçizane, yeni annelere ben de tavsiye ederim. “Çocuklar belirli bir yaştan sonra kucağa gelmiyor ve öptürmüyorlar” demişlerdi, haklıymışlar. Biraz sarılsam, “aah, çok fazla sıkma anne” diyebiliyor. Eskisi kadar kucakta durmuyor. Neyse ki öpülmeye itirazı yok, hem öpmeye kıyamıyorum hem de doyamıyorum.
Öpücük deyince aklıma geldi. Bir akşam üzeri birlikte çizgi film izlerken kanepede yorgunluktan uyuyakalmışım, “benim Pamuk Prenses gibi uyuyan annem” diyerek yanağıma kondurduğu öpücükle uyandım. Aman Allahım! Uyandım ama birden mutluluktan uçmaya başladım. Sevgisini en kibar şekilde ifade etmeyi tercih eden, romantik bir erkek yetişiyor galiba… Çok mutluyum.
Aşk budur!
Onu karnımda henüz bir nokta kadarken çok sevmiştim. Ultrason ekranında yüzünü detaylı bir şekilde gördüğüm ilk anda gerçekten aşık olup boyut değiştirdiğimi hissettim. Değişen sadece hissettiklerim değil, hayata bakış açım, mesleki duruşum, önceliklerim, zaman kavramını algılayışım olmuştu.
Hani sık sık anlatılan bir hikaye vardır; üniversitede bir hoca elindeki taşları bir vazoya doldurur ve sorar; “vazo doldu mu?” En üst noktaya kadar taşlarla dolan vazoyu gören öğrenciler “evet” yanıtını verir. Hoca ise “hayır dolmadı” der. Minik çakıl taşlarını vazoya yerleştirir, yine aynı soruyu sorar ve cevabı alır. Sıra kumları eklemeye gelir, vazo ağzına kadar kum dolunca, öğrenciler gerçekten vazonun dolduğunu düşünerek “doldu” der ancak hoca yine “hayır dolmadı” diyerek taş, çakıl, kum dolu vazoyu suyla boşaltıp “işte şimdi doldu” der.
“İşte şimdi doldu” duygusu çocukla çok sık yaşanan bir duygu oldu benim için. İşte bu dolu doluluk nedeniyle 4 yıl hem çok uzun bir zaman dilimiymiş gibi geliyor hem de göz açıp kapamış kadar kısa anları tarif ediyor.
Mavi gözlerini kapatıp derin uykulara daldığında, yüreğimin görünmeyen kısmında, fırtınalar kopan, köpük köpük taşan denize çekilmiş oluyorum, son günlerde…
Anne olduktan sonra genişleyen ve derinleşen bir deniz bu.
Her annenin kalbinde varolduğunu, yeryüzündeki her çocuk için dolup dolup taştığını bildiğim bir deniz…
Savaş gemileri geçerken dev köpüklü dalgaların koşulsuz sevginin kıyılarına vurduğu bir deniz…
Gecelerin, gökteki yıldızlar kadar çok sayıda, insanlık için edilen dualarla sabaha kavuştuğu günlerde, anlaşılan o ki, sağlığı yerindeyse, yüzü gülüyorsa, bize hergün doğum günü, herzaman doğum günü partisi oluyor.
Yeryüzü çocuklarının yüzü hep gülsün!
Ata’ yla birlikte bütün çocukları sevgiyle kucaklıyor, yeryüzünde bir çocuğa söylenebilecek ne kadar çok sevgi sözcüğü varsa hepsi gönül dolusu sıralıyorum.
Barışın ve sevginin kıymetini öğreten güzel varlıklar… Dileğim; hepsinin yüzü gülsün, sağlığı yerinde olsun ve sevdikleriyle birlikte bir ömür mutlu yaşasınlar.
İyi ki doğdunuz çocuklar.
https://twitter.com/AylinAnne
www.aylinanne.com
Yazarın son yazıları |
#04 Eylül 2013Çocuğunuz için değmez mi?
#31 Ağustos 2013 Yemek yemek istemiyorum anne!
#24 Ağustos 2013 Söylesem Tesiri Yok Sussam Gönül Razı Değil
#21 Ağustos 2013 Postpartum Kılavuzu
#17 Ağustos 2013 Anne olmadan önce ve Anne olduktan sonra
#14 Ağustos 2013 Annelerin uzmanlık alanları
#10 Ağustos 2013 Çocuğu olmayan kız kardeşlerime mektup
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN >>
Paylaş