Paylaş
İşten öyle yorgun çıktım ki, koskoca caddede yağan yağmurun altında acele etmeden yürüyen tek kişi bendim sanırım. Acele edecek halim yoktu. Bir yandan fazla ıslanmadan yağmurun tadını çıkarmak istemiştim aslına bakarsanız.
Evde beni bekleyen oğluma olabildiğince güler yüzlü ve neşeli görünmek içindi yavaşlığım.
En büyük beklentisi neşeli vakit geçirmek olan bir çocuğun hakkını yememeliydim.
Her türlü gelecek kaygısını, geçmişin izlerini bir kenara bırakarak yağmurda yürümek iyi geldi. Tıpkı bir çocuk gibi kendimi ana bırakmak bana öyle iyi geldi ki... Kolumdaki saate bakmış olsaydım bunun toplam 35 dakikalık bir meditasyon olduğunu düşünebilirdim. Ama saate bakmadım. Haliyle bunu düşünmedim de...
Sakin ve hafif ıslanmıştım. Atişko hemen o gün arkadaşının doğum günü partisinde olanları anlattı. Yapılan şakaları gösterdi. Herzamanki gibi cıvıl cıvıldı işte...
Ben de ise anlatacak birşey yoktu. Onun heyecan, mutluluk ve cıvıltısının tadına varmak için önce yük atmış sonra neşe dolmuştum.
Sonra kendimi Atişko' ya bıraktım. Tıpkı rüzgarda savrulan bir yaprak gibi... "En güzeli kendini savrulan bir yaprak gibi rüzgara bırakmaktır". Bu sözü çok severim.
Yaşadığım fırtınalardan sonra yaşadığım güvenli limanda kendimi rüzgara bırakıyorum. Buralarda genelde imbat eser.
Fakat fırtına çıkmayacağına dair kimse söz vermedi tabi... Ancak fırtınalarda ne yapacağımı çok iyi bildiğim için gönlüm rahat.
Eğer bir fırtına çıkarsa bebeğime sarılacağım ve geçmesini bekleyeceğim. Hepsi bu.
Şimdi güneşli güzel günlerin tadını çıkarmak akıllıca olur.
Bugün günlerden Cumartesi. Haftanın yorgunluğunu attım ve gözümü eğlenceye diktim. Hem anne hem baba olan her kadın gibi, kısa zamanda tazelenip neşelenmek, boşanmış her anne gibi, benim bir meziyetim oldu.
Şalteri indirdim, çocuğumla eğlenmeye gidiyorum.
Haydi hoşçakalın.
Not: Cumartesi annelerini elbette unutmadım. Bu yazıyı yazarken, kötü bir rüyadan uyanmıştım. Uyandığımda ilk iş oğluma sarılmak oldu. Rüyada bile olsa kayıp duygusunu hissetmek ne zor bir şey. Kişisel olarak kendi hayatımın zorluklarını örterek paylaşmayı tercih ediyorum. Ancak başkalarının acılarına derinden ortağım. Cumartesi annelerinin acısına da ortağım. Fakat özel bir yazı hazırlayamadığım için çok üzgünüm. Yorgunluğuma verin ve affedin.
Paylaş