Anneler ne ister?

Oğlum uçak yolculuğu öncesi uyuyakalmıştı.

Haberin Devamı

Arabadan inince uyanır nasıl olsa demiştim ancak öyle derin uyuyordu ki bebek arabasına koyarken dahi uyanmadı. Uçuş öncesi beklerken uyanır herhalde dedim, uykusu gittikçe ağırlaşıyordu. Uyumasına sevinirken –çünkü uyku saatiydi- güvenlik noktalarından uyuyan bir çocuk, bebek arabası ve eşyalarla nasıl geçeceğimi düşünmeye başladım.      

Güvenlik görevlisi,” hayır bebek arabası X-ray’dan geçmek zorunda” dediğinde, susup görevlinin gözünün içine bakmayı denedim. O an istedim ki ben çenemi  hiç yormayayım,  görevli uyuyan çocuğumu ve tek başıma olduğumu farketsin ve de insafa gelsin istedim. Olmadı. Yaklaşık 20 kiloluk çocuğumu, derin derin uyur vaziyette, bebek arabasından kaldırıp görevlinin kucağına uzattım.   

“Buyrun” dedim. Bu sefer gözümün içine bakma sırası ondaydı. Bak “çok yorgunum, üstelik bu benim görevim değil, zaten belim ağrıyor” der gibi, anlam yüklü bakışlardı bunlar.

Haberin Devamı


Daha fazla gerilmemek için “Eğer yardım etmezseniz çocuğu yere yatıracağım veya katlamamı istediğiniz puset ard arda dizip x-rayden geçireceğim.Sonrasında olacakları bilemiyorum. Karar sizin” dedim. Az önceki  “uzak dur” bakışlarının yerinde yeller esiyordu. Nitekim o kısık gözlerdeki artistik duruş gitmiş, faltaşı gibi olmuştu. Görevli uyuyan oğlumu kucakladı. Bebek arabasını katlayıp, valizleri yerleştirip, paltoları katladıktan sonra, kapıdan geçtim. O sırada çantamda farkettikleri minik tüpü görmek istediler. Bir yandan “puseti alır mısınız” diyen birileri vardı.

Başak bir görevli “lütfen çantalarınızı alır mısınız” demişti. Düşüp bayılacak zaman değildi, tuttum kendimi. Fakat o sahnenin en acayibi; aralardan bir yerlerden çocuğu bana uzatıp, hızlı adımlarla uzaklaşan görevlinin sıvışma anıydı. Arkasından bakma, daha doğrusu bakakalma sırası yine bendeydi.  Bırakıp sıvıştığı şey onun için tanımadığı bir çocuk, benim içinse dünyanın en kıymetli varlığıydı. Garipsediğimin farkedilmesini istedim.  

Tabi, kimse çocuğumu kucaklamak, bana yardımcı olmak zorunda değil. Annelik işte…  

Bu arada imdadıma diğer görevliler yetişti. Kucakladılar ve bebek arabası açmamı beklediler. Çantalar toparladım, paltoları bir yerlere iliştirildim, uyuyan yavrucuğumu tekrar bebek arabasına yerleştirdim.  Bu arada yere düşen minik atını alırken benim çantamdaki yeşil ejderhası yere düşmüştü.  Keşke o an ahtapot gibi 4-5 tane kolum olsaydı. Çantamdaki minik deodorant tüpünü deşifre ettikten sonra ter içindeydim ama bunca şeyi aştığım için sırıtıyordum.
Denedim, denedim, denedim ama oğlumu uyandıramadım.

Ata ısrarla uyuyordu ve acımasız senaryo 2. kapıda tekrar gerçekleşecekti. Tek başına uyuyana bir çocukla havaalanı güvenliğinden geçme konusunda tecrübeliydim artık. Üstelik minicik hacmiyle kocaman vaktimi çalan o gereksiz deodorantı çöpe atmıştım.

Oh be!  Bu sefer herşey çok hızlıydı. Işık hızıyla geçtim güvenlik noktasından. Uçağa kadar pusetle gidip, kuyruğa bir kala, uçağın en ucundaki koltuğumuza vardığımızda Atacığım horul horul uyumaya devam ediyordu. İçimden, “uyuyacak zamana bak” diye söylenirken, erkenden uyumasını istediğim  zamanlar geldi aklıma. Utandım.
Annelik işte…    

Merhaba, ben  Aylin Anne.

3.5 yaşındaki oğlum Ata’ nın doğumu ile blog tutmaya başlayan, öncesinde çocuk kitapları ve eğitim üzerine köşe yazıları yazan, eğitim sistemine kafayı takmış, geliştirmek üzere projelerde oluşturan, Eğitim Programları ve Öğretim bölümü okuduktan sonra zihinsel engelliler öğretmenliği yapmaya başlamış, risk altında bulunan çocuklarla ilgili konulardaki çalışmalara kendince destek olan, anneler gezegenine yolcu  olduktan sonra hiçbirşey olamamış bir anne kişisiyim. Burada Ata’yla kendi gündemimize dair çeşitli yazılardan, çocuk kitaplarında dikkat edilmesi gereken şeylere, kaynaştırma eğitiminde annelerin rolünden, tuvalet eğitimine kadar pek çok konuda paylaşımlarda bulunacağım. 

Anneler ne ister?

Leb demeden leblebinin anlaşılmasını ister.

Haftanın kitap önerisi:

Mahallenin En Mutlu Yumurcağı, Dr. Harvey Karp Çocuk gelişimine antropolojik bakış açısı kadar pratik önerileriyle çok işe yarayacak bir kitap. İki yaş çocuğunu anlamak ve hayatı kolaylaştırmak için sunduğu pratik önerilerden çok faydalanmıştım. Ayrıca tuvalet eğitimi konusunda oldukça pratik ve anneleri rahatlatacak notlar yer alıyor. Tavsiye ederim.

   

Yazarın Tüm Yazıları