Paylaş
Bugün Dünya Prematüre Bebekler Günü...
Hamileliğin 37. haftasından önce doğan bebekler prematüre olarak değerlendiriliyor. Her yıl yaklaşık 100 binin üzerinde bebek erken doğuyor ve tahmin edeceğiniz gibi prematüre bebekler için gelişmiş bir alt yapı ülkemizde yok denecek durumda.
Koskoca İstanbul'da sadece 4-5 hastanenin prematüre bebek bakım bölümü çok iyi olarka bilinir. İzmir' de ise bu sayı 2' yi geçmiyor diyebilirim.
Demir' in 25. haftanın sonunda dünyaya geldiğinde annesinin ilk sorusu "nefes alıyor mu?" oluyor. Evet, Demir bebek nefes alıyor ama minicik bedeninin her yerinde kablolarla, hortumlarla nefes almaya çalışıyor. Ayşegül' ün büyük ısrarları sonucu yoğun bakım odasına giriyor ve o minik bedenle karşılaşıyor. Gözyaşları içinde...
"Hiç hayal ettiğim gibi değildi" diyor Ayşegül. "Hani doğumdan sonra kucağıma vereceklerdi, hami emzirecektim, hani koklayacaktım mis gibi..."
İlk duygularını anlatmaya devam ettiğinde şunları ekliyor: "13. kattan aşağı bırakılmış boş bir çuval gibiydim, ne düşünmeliydim? Nasıl davranmalıydım? Neler olmuştı böyle??? Hepsi benim yüzümdendi kesin bir yerde bir hata yaptım başka neden olabilirdi ki? Ya da bilmeden birisinin ahınımı aldım acaba??? Kimseyi incitmemeye dikkat ederim ama bilmem ki belkide farkına varmadan !!!! Yok yok bu bana verilmiş bir cezaydı biliyorum ben bir yerde yanlış yaptım. İlk defa size itiraf edeceğim birşey daha geçti aklımdan; acaba burdan çıksam kimseye haber vermeden öylece çekip gitsem, nereye? bilmem hiç önemli değil, kimse bulamasa beni, ben bas edemeyeceğim duygusu. Arkasından sabaha kadar ağlama nöbeti… Neden benim bebeğim soruları….. Acaba yaşayacak mı endişesi, peki yaşarsa neler olacak düşüncesi??
İlk 3 gün burnundan hortumla beslendi, 5 ml sütü bile tolere edemeyip kusuyordu… İlk 3 gün ben de haraptım zaten, bitiktim. Koridorda her odadan şen şakrak sesler, bebek ağlamaları herkes mutlu benim odamda hüzün…
Annenin morali ve mücadelesi prematüre doğanları hayata bağlıyor!
Daha sonra Demir bebek 3. günün sonunda sütü tolere etmeye başlıyor ve ilk defa 5 ml süt verildiği ve kusmadığı haberi geldiğinde Ayşegül eşiyle sevinçten ağlamış. Aklına gelen korku, endişe ve yersiz düşünceleri bir kenara bırakıp kendini toparlamaya çalışan anne Ayşegül' ün yükselen morali hemen bebeğinin durumunu olumlu etkileyince Ayşegül şu notu eklememi istiyor: "Erken doğum yapmış bir annenin yanına ikide bir diyetisyen gelmemesi gerektiği onun yerine bir psikolog göndermelerinin daha doğru olacağını yazar mısınız? "
Uzay teknolojileriyle donatılmış prematüre bebek odalarının sayısının artmasını çok isterim. Hassas bakımın çok önemli olduğuna hepimiz inanıyoruz. Bir o kadar da Ayşegül' ün notunda yer aldığı gibi, konuya hassas yaklaşan ruh sağlığı uzmanlarının ağırlık vermesi çok önemli.
Hayata tutunmaya çalışan bebeğin aldığı güç anne ve anne sütünden geçiyor. Bu durumda moral verecek, anneyi endişelerinden uzaklaştıracak bir hastane yaklaşımının yerleşmesi çok önemli. En az süper teknolojiler kadar çok önemli.
Bebeğin ten tene temasının daha çok artması, annenin sütünün çoğalması, annenin yaydığı enerjinin sağlıklı ve güçlü oluşunun kıymetine paha biçilemez herhalde...
Prematüre bebeklerin hayata tutunması için merkezlerin artması lazım. Özellikle neonatalaog sayısının atması, çocuk kardiyologlarının, odyologlarının, çocuk nörologlarının ve göz hastalıkları uzmanları ve fizyo terapistlerin bulunduğu merkezlerde küçük prematüre bebekler için yoğun bakım odaları açmak çok önemli.
Demir çok zorlu ve uzun mücadeleler sonunda bebek hayata tutunup kocaman bir adam oldu. Onun gibi binlerce hatta yüzbinlerce prematüre doğan çocuk gibi çok büyük mücadeleler verdi. Burada hiç şüphesiz onun kadar mücadeleci bir anne ve annesine çok destek olan bir babanın varlığı söz konusu.
Ayşegül, geride kalan çoğu şeyi unutmuş ama yoğun bakım hemşirelerinin emzirmeya çalıştığı halde onu azarlamasını, üstelik kucağından bebeğini alıp gitmelerini unutamamamış. Hastanelerin bu konuda personelini eğitmesi çok önemli.
Paylaş