Yenilgi umutsuzluk kaynağı değil, taze bir başlangıç olmalıdır.

Günaydın herkese haftanın ortasına ulaşmış bulunmaktayız. Böyle günleri saya saya mayıs ayını da bitiriyoruz. Bakalım bugün gökyüzünün son durumuna neler var.

Haberin Devamı

Ay başak burcunda ilerliyor olacak. Gündelik yaşamınız ve sağlığınızla ilgili sorunlara daha akılcı ve pratik çözümler bulmak isteyeceksiniz. Çok işim var fakat hiç birisini yetiştiremiyorum diyenler için zaman programı yapmak önemli hale gelecektir. Bugün sizi  fazlasıyla meşgul eden ve size hiç  bir fayda sağlamayan  bazı olumsuz alışkanlıklarınızı artık değiştirmeniz gerektiğinin farkına varacak ve karşınıza çıkan bazı fırsatları da görmenizi sağlayacak farkındalıkları yakalayabilirsiniz. Çok çalışıp emek verilecek ve bir o kadar da sorumluluğun yüksek olacağı iş teklifleri karşınıza çıkabilir.

Hedeflerinizi tekrar gözden geçirmek ve yeni adımlar atmak adına oldukça başarılı bir gün. Mars'ın kova burcunda hareket ediyor olmasıyla birlikte hayatınızda birçok yeniliklerin sizin özgürlük arzunuzun yükselmesiyle olacağını ve aynı zamanda önünüze bir sürü fırsatların geleceğini de söylemek mümkün. İkili ilişkilerde ise sorgulayıcı ve eleştirel tavrınız karşınızdaki kişinin bunalmasına neden olabilir. Yüksek tolerans ve hoşgörü sayesinde bugün daha kaliteli bir gün geçirebilirsiniz. Bugün çok çalışıyorum ama emeğimi bir türlü alamıyorum diyenler için güzel ve sevindirici haberlerimiz var. Artık zirvede olmanız an meselesidir. Şimdiye kadar uğraşıp didinen ve gecesini gündüzüne katıp emek sarf etmekten çekinmeyenler için harika etkiler söz konusu.

Haberin Devamı

Bugün ailenize olan iletişimler de özellikle dikkatli olmalı üzerinizde baskı yaratacak söylemlerde bulunmamalı ve onlarla rekabet içerisine girecek davranışlardan uzak durmalısınız. Bazı konularda anlaşamıyor olabilirsiniz. Düşünceleriniz onlara yön vermiyor olabilir. Bu konuda onları da anlamaya çalışmalı ve tepkili olmaktan sakınmalısınız. 

Gelelim günün tavsiyeli hikayesine ;

Los Angles Times yazarlarından Ann yazısı... 

Eniştem; kız kardeşimin dolabının en alt gözünü açtı ve ince kâğıda sarılmış bir paket çıkardı. "Bu" dedi, "sıradan bir giyecek değil." Kâğıdı açtı ve bana uzattı. Zarif ve ipekliydi. Kenarları elişi dantelle süslenmişti. Astronomik bir fiyat taşıyan etiketi hâlâ üstündeydi. "Jan bunu New York'a ilk gittiğimizde almıştı. Nereden baksan sekiz, dokuz yıl olmuştur. Hiç giymedi. Özel bir gün için saklıyordu." 

Çamaşırı benden aldı ve cenaze evine götürmek üzere ayırdığımız diğer giysilerle birlikte yatağın üzerine koydu. Bırakırken eli bir an yumuşak kumaşı okşar gibi oyalandı. Dolabın gözünü hızla kapattı ve bana döndü ve dedi ki: "Hiçbir şeyini özel bir gün için saklama. Yaşadığın her gün özeldir." Cenazeyi izleyen günlerde enişteme ve yeğenime beklenmeyen bir ölümün arkasından yapılması gereken tüm üzücü işlerde yardımcı olurken sık sık bu sözleri hatırladım. Kardeşimin ailesinin yaşadığı şehirden California'ya dönerken uçakta yine bu sözleri düşündüm. Kardeşimin göremediği, duyamadığı veya yapamadığı bütün şeyleri düşündüm. 

Hâlâ eniştemin sözlerini düşünüyorum ve hayatım değişti. Artık daha çok okuyor, daha az toz alıyorum. Balkonda oturup bahçemi seyrediyorum, uzayan çimlere aldırmadan. Ailem ve dostlarımla daha çok vakit geçiriyorum, iş toplantılarında daha az. Mümkün olduğu kadar sık "hayatın katlanılması gereken bir dertler zinciri yerine zevk alınacak olaylar silsilesi olarak örülmesi" gerektiğini hatırlatıyorum kendime. Her anın güzelliğini duyumsayarak yaşamak istiyorum. Hiçbir şeyimi özel günler için saklamıyorum. Kıymetli tabak çanağımı her "özel" olayda kullanıyorum. Birkaç kilo vermek, tıkanan lavaboyu açmak bahçede ilk açan çiçek gibi özel olaylarda. En pahalı ceketimi canım isterse süper markete giderken giyiyorum. Teorime göre eğer zengin görünürsem, küçük bir torba erzak için o kadar parayı daha rahat ödeyebilirim. Pahalı parfümü özel partiler için saklamıyorum. Mağazalardaki tezgâhların ve banka memurlarının burunları da en az parti parti gezen arkadaşlarımınkiler kadar iyi koku alır. 

"Bir gün" kelimesi dağarcığımdaki yerini kaybetti. Bir şey eğer görmeye, duymaya veya yapmaya değerse, onu şimdi görmek, duymak ve yapmak istiyorum. Hepimizin "Yaşayacağımıza garanti gözüyle baktığımız yarını görmeyeceğini" bilseydi eğer kız kardeşim, neler yapardı kim bilir? Sanırım aile fertlerini veya yakın arkadaşlarını arardı. Belki eski birkaç arkadaşını arayıp aralarında geçen sürtüşmeler için özür dilerdi. Belki bir lokantaya en sevdiği Çin yemeğini ısmarlardı. Bunların hepsi birer tahmin. Kardeşimin neler yapamadan öldüğünü hiçbir zaman bilemeyeceğim. Ya ben?. 

Eğer sayılı saatimin kaldığını bilseydim, yapamadığım şeyler olduğu için kızardım. Yazmayı ertelediğim mektupları yazmadığım için kızardım. "Bir gün ararım" dediğim dostları görmediğim için kızardım. Eşime ve kızıma onları ne kadar çok sevdiğimi yeterince sık söylemediğim için kızardım. Artık hayatlarımıza kahkaha ve renk katacak hiçbir şeyi yarına ertelemeye, duygularımı dizginlememeye çalışıyorum. Ve her sabah gözlerimi açtığımda kendime o günün "Özel bir gün" olduğunu söylüyorum. Her gün, her dakika her nefes gerçekten Allah'tan bize bir armağan.

Yazarın Tüm Yazıları