Paylaş
Merkür ve Neptün’ün birlikte kurduğu açı gün içerisinde karar vermekte zorlanacağımızı gösteriyor. Zihinsel bir gerginlik veya zihnimizde bir dağınıklık söz konusu olabilir. Konsantrasyonumuzun zayıf olması muhtemel olabilir. Dikkat gerektiren işlere ara verirsek isabetli bir karar vermiş olabiliriz. Aynı zamanda bugün beklentilerden uzak durun.Net haberler alamayabilirsiniz. Aklınız ve duygularınız arasında kararsız veya belirsiz kalabilirsiniz. Bugün bu konuda zorlanmanız sizin hayatınızın bundan sonrasının olumsuz devam edeceğinin bir ölçüsü anlamına gelmez.
Uranüs-Neptün arasındaki yarım kareye doğru ilerliyoruz. Bunu ilk kez ağustos ayında deneyimlemiştik. Bu transit bizleri düşlerimizin ve hayallerimizin bizi ne kadar tatmin ettiğini sorgulatır. Hedeflerimiz bizi geleceğe yönelik mutlu etmiyorsa bu transit etkisiyle hemen yeni oluşumlardan ilham almalıyız. Bu transit etkisi kesinleştiğinde buradaki yanılsamayla geçen zamanı boşa kullanmayız. Daha verimli hareket ederiz. Herkesin yaşamda bir amacı ve başkalarına verecek özel bir hediyesi veya yeteneği vardır. Bu özel yeteneği başkalarına hizmetle birleştirdiğimizde, kendi ruhumuzun coşkusunu ve sevincini yaşarız. Bu da bütün amaçların esas ve nihai amacıdır.
Düşleriniz, hedeflerinizin artık sizi tatmin edici olması gerekmektedir.
Fiziksel evrende herhangi bir şeyi elde etmek için, o şeye olan bağımlılığınızdan vazgeçmeniz gerekir. Bu, arzunuzu gerçekleştirmek için gerekli olan niyetten vazgeçmeniz gerektiği anlamına gelmez. Niyetinizden vazgeçmiyorsunuz; arzunuzdan da vazgeçmiyorsunuz. Sonuca bağımlılıktan vazgeçiyorsunuz.
Evrim teorisinde ayrı olmak kuralı, evrimin oluşmasını hızlandırır. Bu kuralı anladığınızda, kendinizi çözümü zorlamaya mecbur hissetmezsiniz. Sorunun çözümünü zorlarsanız sadece yeni sorunların oluşmasına sebep olursunuz.
Dememiz o ki;
Vicdan kendi kendimizi suçlayabilme, sorgulayabilme ve gerektiğinde kendimize savaş açıp, tanıklık edip, ceza verebilme üstünlüğüdür. Akıl ve vicdanımızın bize gösterdiği yol ile egomuzun ve dizginlenememiş duygularımızın istekleri arasında zaman zaman seçimler yapmak, çatışmalara göz yummak durumunda kalırız. Çoğu zaman da egomuzu ve duygularımızı kayırmak gibi bir alışkanlık içinde olmaktan da geri kalmayız. Oysa bedene ve akla ne denli muhtaçsak, iç dünyamız ve huzurumuz için vicdana da o denli ihtiyacımız vardır.
Kişinin yücelmesi anlayışa, vicdana ve bilgiye dayanır. Bunda en önemli eylem, kendimize egemen olmak, diğer tanımıyla egomuzu denetim altına almasını bilmektir. İnsan bilinç ve vicdanı ile bilimi birleştirmek durumundadır. Aynı zamanda; gelenekleri, dinsel görüşleri, teknolojinin gelişmeleri ile bağdaştırmak ve böylece yaratıcı düşünceyi madde ile barıştırmak çabasına girmek zorundadır.
Hep kargaşalardan, çıkar çatışmalarından yana, ya yok etmek ya da yalnızca kazanmak için koşullandırılmış bir dünya...
Çoğu zaman anlayışın, vicdanın, tertemiz duyguların, sezgilerin, sevginin, hoşgörünün bir ütopya olarak benimsendiği bir dünya...
İnsanoğlu, vicdanın üstünlüğünü, şefkatin vazgeçilmezliğini, sevginin sonsuz gücünü öğrenmedikçe, dünya hep acılar ve düş kırıklıkları dünyası olarak sürecektir.
Mutlu bir hafta sonu dilerim….
Paylaş