Seni yaralayan taştan çok onu atan ele bakmadıkça, yaralanmaktan ve yakınmaktan kurtulamazsın

Günaydın herkese Yepyeni oluşan ayın ilk perşembesinden merhaba. Ay Terazi burcunda seyahat etmeye başladı. Barış ve uyum içinde hareketlerin hayatınızda önem kazanacağını söyleyebiliriz. İlişkilerinizdeki iletişim şeklinin yumuşaması ve dengede kalma isteğiniz işlerinizi yoluna koyacaktır.

Haberin Devamı

Ay Terazi seyahatinde evliliğinize, partnerinize, ortaklıklarınıza odaklanın. Burada çözüm bulmak istediğiniz konu ve durumlara yönelin. Örneğin; Diyelim ki problemli bir evlilik yürütüyorsunuz ve bunun için çevrenizde uzman birinden akıl almak ya da ortaklık yapmak istiyorsunuzdur ama ortak arıyorsunuzdur. Bunun gibi düşünün ve tamamen buna odaklanın.

Sosyalleşmek ve projelerinizin ortaya sunulması adına önemli gelişmeler söz konusu. Eğer şartlar sizi buna duygusal açıdan zorluyorsa asla kendinize zorluklar çıkarmayın. Bugün her şeyi kontrol altında tutmaya çalışmayın. Bazı konularda “Ya ne haliniz varsa görün deriz ya” İşte bugün onlardan biri olabilir sizin için. Şartları zorlamadan hareket etmekte fayda var. Asıl sizin için önemli olanı bulmanız gereken bir zaman dilimi. Gerçekliklerle yüzleşme zamanı geldi. Şayet hedeflediğiniz işler ile ilgili belli bir gerilim sezinliyorsanız bunun üzerine gitmek yerine hemen gerginliğin azalmasını bekleyin. Kariyer hedeflerinizde bazı değişimler söz konusu olabilir. Yaşam hedefinizi belirlemeli ve bunun için bir şeyler yapmalısınız. Önemli olan yatay yönde ilerlemek değil, dikey olarak ilerlemektir. Dikey ilerleme ise bilinç seviyesindeki yükselmedir. Toz da yükseğe çıkabilir ama bu onun değerli olduğunu göstermez. Bazı insanlar hayatta hiçbir gayeye sahip olmadan yaşarlar. Bu tipten olanlar, bir nehir üzerinde akıp giden saman çöplerine benzerler. Onlar gitmez; ancak suyun akışına kapılarak akarlar. Sen ne için hazırsan o da senin için hazır olur.

Haberin Devamı

Gelelim Günün Tavsiyeli Hikayesine;

Yoksul köylerin birinde yoksul mu yoksul bir aile yaşarmış. Bu aile o kadar yoksulmuş ki çok ender yemek yediklerinden su bile içmezlermiş.

Malları mülkleri yokmuş, ama çocukları çokmuş. Bir süzgecin ne kadar deliği varsa, onlarda da o kadar çocuk varmış.

Hayatta tek şansları en büyük kızlarıymış.

Her şeye aklı yeten bu kız, diğer kardeşleriyle de ilgilenir, onları da eğitirmiş. Bu yoksul ve kalabalık aileye bir köyün ağası acımış.

''Açlıktan öleceksiniz. Sana şu tarlayı veriyorum, üzerine ev de yaparsın, kalanını da eker, diker, çocuklarının ekmeğini çıkartırsın.''

Yoksul ailede sevinç bir bahar rüzgârı gibi esmiş o gece. Herkes güzel yarınların rüyasını görmüş. Ertesi gün yoksul köylü tarlaya gitmiş.

Ev yapmak için temel kazmaya başlamış. Bütün gün kazmış, derin bir çukur oluşturmuş. Akşam olurken de çukuru öyle açık bırakıp eve dönmüş. Zaman çok geç olduğundan çukurun üzerini kapatacak bir şeyleri bulamamış.

Gece şöyle bir olay olmuş: Tarlanın hemen yanında evi bulunan zengin komşusunun ineği çukura düşmüş ve ölmüş. Yoksul köylü komşusundan çok özür dilemiş,

''Çukuru kapatmak gerekirdi, ama yapamadım. Gece kimse uğramaz diye düşündüm.''

Fakat zengin komşu, ineğin bedelini istiyormuş. Yoksul köylünün ise verecek parası yokmuş. Sonunda kendi aralarında anlaşamadıkları için, ağanın karşısına çıkmışlar. Ağa iki tarafı da dinlemiş, iki tarafa da hak vermiş ve sonunda da:

''Size üç şey soracağım bunlara en iyi cevap veren bu davayı kazanır: Dünyada en şişman şey nedir?

İkinci soru: En hızlı şey nedir?

Üçüncü sorumda: "En iyi şey nedir? Size üç gün düşünme fırsatı veriyorum'' demiş.

Kibirli köylü bu sorulara en iyi yanıtları kendisinin vereceğini düşündüğünden hiç telaş etmemiş.

Yoksul ise kara kara düşünmeye başlamış. Büyük kızı babasının neye sıkıldığını anlayınca:

''Ben sana yardım ederim baba merak etme'' demiş. Gerçekten de yardım etmiş...

Üç gün sonra kibirli köylü ve yoksul köylü ağanın karşısına çıkmışlar birinci soruya yanıt:

kibirli köylüden gelir: ''Benim beslediğim domuz. Çok şişman kerata. Her tarafı yağ.''

Köylü ise ;''Dünyada en şişman şey hepimizi besleyen topraktır'' demiş.

İkinci sorunuza cevabım demiş, kibirli köylü: en hızlı şey atımdır. Rüzgâr gibi gider''.

''Hayır'' demiş yoksul köylü, '' en hızlı şey düşüncedir''

Üçüncü yanıta gelince: en iyi şey bu dünyada iyilikseverliğimizdir'' demiş kibirli köylü ağaya yaltaklanarak.

''Bu dünyada en iyi şey, doğanın iyiliğidir. Bakın, o kadar kötü şeyler yapıyoruz ama yine de yaşamaya devam edebiliyoruz. '' demiş yoksul.

Ağa yoksul köylünün yanıtlarını beğenmiş ve bu davayı o kazanmış.

Yazarın Tüm Yazıları