Paylaş
4 Nisan Merkür Koç burcuna giriş yaptı!
Merkür uzun süren balık burcu seyahatine son verdi ve bugün koç burcuna giriş yaptı. Zaten bu hafta koç burcuna giriş yaptığını çok iyi anlayacaksınız. Ne kadar gereksiz ve yersiz sözsel mücadele varsa içine çekilebilirsiniz. Sizin hiçbir şey yapmanıza gerek kalmayacak. Sizi bulacak zaten. Bu noktada sadece sizlerin nazik ve sakin bir üslup belirlemeniz ve asla hakkınızı yedirmemeniz gerekmektedir. Merkür koç insana adalet arayışı getirir ve her şeyi çat çat söyleme isteği verir. Artık dayanma gücünüz zayıflamıştır. Hiç ummadığınız taşlar baş yarabilir. Bu yüzden özellikle bu Ay’ın sonuna kadar sabırlı ve özenli olmayı seçin. Tabi ben size bunları yazarken kendi hayatımdan da örnek vereyim. Çok umursadığım ve önemsediğim bir konu değil ama Merkür’ün Koç burcuna girmesiyle siz hiçbir şey yapmasanız da başınıza neler gelebilir örneği olarak paylaşalım. Kısaca bu Merkür koç zamanını kimsenin sizle kavga etmesine izin vermeyerek geçirin. Kimseyi kavgayla beslemeyin. Bırakın onlar kendi yaptıklarını kendileri bulsunlar.
Yaşamın içinden bir kesit!
Cuma gününden beri bir olayın üzerinde düşünüp duruyorum. Kafamda deli sorular.
Haddini bilmeyen saygısız insanlarla karşılaşmak biliyorsunuz ki sürpriz yumurtadan istemediğiniz oyuncağın çıkması gibi bir şeydir. Geçenlerde biri benim için başka birine şu soruları sormuş:
İşe yarıyor mu?
Kullanabiliyor musunuz?
Şimdi son birkaç gündür düşünüyorum.
İlahi adaletin bir türlü gelmediği kamu kuruluşlarında kendimi açıklamaktan her seferinde yorulmuş ve sıdkım sıyrılmış olsa da yıl olmuş 2021 ama hala kibirli insanların yönetici olma fikri beni çok üzüyor. Yöneticiliğin biz olma ve nezaket olma kısmını neden hala algılayamadık anlayamıyorum.
Liyakat sahibi olmadan vurun kırbacı mantığı ile insana bakış açısı sağlayan insanlarla çalışıldığı sürece hiçbir şey olmayacak! Bu yeteri kadar neden anlaşılmıyor?
Kocaman adama, gelmiş kamuda bir yere müdür olarak oturmuş birine ben mi anlatacağım öncelikle üslubunu düzeltmesi gerektiğini?
İnsanın kullanılan bir şey olmadığını size nasıl anlatmak gerekir bilemiyorum…
Ailenin anlatamadığını burada ben anlatamam ki…
Neden insanlar sürekli birilerini hedef almak zorunda kalıyor. Yani bu kadar mı boşsunuz?
Gerçekten hiç mi işiniz gücünüz yok?
Benim de kavga etmek doğamın bir parçasıyken bunu yapmıyorum. Bu benim aptal olduğum ya da güçsüz olduğum anlamı taşımıyor. Sadece kendimi güçlü bulduğum anlamı taşıyor.
Bu kadar uğradığım haksızlıklar içerisinde hala saygımı korumayı seçiyorum?
Burayı insanlar muz cumhuriyetimi sanıyor?
Bu arkam sağlam havalarından ne zaman vazgeçecekler?
Bu kibir nereye kadar hayatınızda gidecek? Hiç korkmuyor musunuz?
İnsan insanın aynasıdır. Bu soruyu sorarken hiç mi düşünmüyorsunuz “kendinizin hiçbir işe yaramadığınızın” düşünülmesini…
Terazi dolunayı içinde ne demiştik hatırlıyor musunuz?
Bulaşmayın, insanlar size saldıracak.
Gerçekleri göreceksiniz…Üzüleceksiniz… Ama siz kendinizi bozmayacaksınız. Adalet var mı gerçekten? Dün bunu sordum. Gerçekten 20 yıllık mesleki hayatımda bir tane adaletli düzgün adam gibi bir yöneticiye denk gelmedim. Çok üzgünüm, gençliğimi, zekamı, yeteneklerimi ve üretkenliğimi keşfedebilecek zekada bir yöneticiye denk gelmedim.
Bu kadar şanssız olabilir miydim? İnsan düşünmeden edemiyor.
Biri de “kızım ya sen bunca okul okudun, mesleki yeterliliklerin var, bu kadar çalışkansın. Sana görev vermedik, seni dışladık ama sen yine de boş durmadan dünyaya hizmet etmek için başka bir alanada tek başına neler başardın” bu bizim ayıbımız. Seni nasıl kullanacağımızı bilemedik diyen oldu mu?
Yok…
Şans veren oldu mu?
Yok….
Ancak kadın o …
Kadınlardan bir şey olmaz.
Zaten çalışmazlar…
Şimdi buradan sesleniyorum. Benim tavrımda kavga etmek yoktur. Kaba konuşmakta yoktur. Kalem kılıçtan keskindir bunu bilirim.
Benim kılıcım kalemdir. Sizlerin de benzer şeyler yaşadığını biliyorum. Ama bunları sizlerle paylaşma sebebim bizlerde aynı şeyleri yaşıyor. Hiç kimsenin hikayesi değişmiyor. Sadece ben nasıl bunu karşılamam gerektiğini öğrendim. Bunu paylaşıyorum.
Biri seni yenerim dediğinde yenebilirsin tabii ki derim, çünkü bilirim ki dünyada her şey mümkün. Bugün öyleyken yarın bambaşka olabilir…
Ya da biri bana seni geçerim dediğinde geçersin derim, hiç iddiam yoktur.
Çünkü bu dünya da her türlü yol mubahtır, bilirim.
Biri ben senden zekiyim dediğinde doğrudur derim, çünkü biliyorum ki her zeka çakal olmaya da insan kalmaya da çalışır.
Biri beni küçümsediğinde gocunup neden niye diye sormam, adaleti sorarım.
Kafamdaki milyonlarca sorulara biri daha eklendi; gerçekte bir cacık olamamış birinin bir tas yoğurt görünce içine girmeye çalışmasının kendisine hıyarlık vasfı yüklediğini düşünmüyor mu?
Küçümseyen büyümez, biri küçümsedi diye bir şey eksilmez...
Biri bana hakaret ettiğinde sinirlenmem, çocukken alamadığı terbiyeyi iki kelamla ben öğretemem derim…
Bu yüzden benimle kavga edilmez.
Herkes kendi önündeki bir tas yoğurduyla ilgilensin olur mu? Çünkü Allah herkese bir tas yoğurt verir. Önünüzdeki ile ilgilenmezsek dışardan bir hıyar gibi görülürüz. Bu da hiç hoş değildir…
Hepsi bu…
Radyo D 104’te 13:00’da sizleri dört gözle beklediğimi biliyorsunuz
Mutlu günler dilerim.
Paylaş