Paylaş
En mücadeleci ve en zorlayıcı haftamıza giriş yapıyoruz. Bu sizi korkutmasın. Aksine yüzünüze güller açtırsın.
Geçtiğimiz hafta yaşanan dolunayın yaşantınızda ne gibi bir farkındalık bıraktığını bu hafta anlamaya başlayacağınızı söyleyebiliriz.
Mesela bende bugün önemli bir görüşme yapmak zorundayım.
Güneş ve Uranüs kavuşumuna kalan bu önemli görüşmeme bende şaşırıyorum. Şu ömrü hayatımda ne kadar kimseden bir şey istemeyerek hareket etmeye çalışsam da hayat size bunu mecbur bıraktırabiliyor.
Şu kısa hikâyeyi çok severim.
Bir bilgeye sordular:
— Bir insanın zeki olduğunu nereden anlarsınız?
— Konuşmasından.
— Ya hiç konuşmazsa.
— O kadar akıllı insan yoktur ki? Der.
Hakikaten hayatımda konuşmaktan hiç hoşlanmayan ben, maalesef şartlar gereği buna zorlanıyorum. Konuşmama sebebim aklımı korumak içindir yanlış anlaşılmasın.
Ukalalık falan olarak değerlendirmeyin gözünüzü sevim…
İnanın ne kadar konuşmamak o kadar iyi ve huzurlu sonuçlar getiriyor.
Muhabbet etmek ya da sevdiğin insanla sohbet etmek insanın ruhunu parlatır. Ama herkesle konuşmak veya her şeye konuşarak cevap vermek ise ruhunuzun ışığını söndürür. Herkese her şeyi anlatamazsınız. Herkes akıl ölçüsünde bir şeyleri anlar.
Konuşmak istediğim insanları ben ararım. Derim ki gel neredesin?
Özledim sohbet edelim derim.
O sohbetin içinde hiç savaş yoktur mesela…
Özlem vardır, bakışarak anlaşmak vardır.
Gülmek, kahkaha atmak vardır. Çözüm vardır, huzur vardır.
Şartlar bizi her zaman aklı başında bir insan olaraktan bırakmıyor öyle değil mi?
Bugün yapacağım görüşmem için sizlerde dualarınızı eksik etmeyin.
Yarın gelişmelerden ve ne hissettiklerimden sizi zaten haberdar ederim.
Ama benim için yapacağım bu görüşme hayatımda bir anda her şeyi değiştirmeye aday bir görüşme denilebilir. Kısaca Güneş ve Uranüs kavuşumu gibi düşünün bunu.
Yaşadığım yeri, aile düzenimi ve hayatımı tamamen değiştirmem de gerekecek düzeyde bir değişim olmaya açık duruyor. İlginç olan şey başka şansımın olmadığı kısmı.
Yani biliyorum, bu cümle tabi bana yakışmıyor.
Başka şans olmaması vs. gibi…
Her zaman bir şans vardır Aygül Hanım diyorum kendime, çaktırmayın.
Ama teoride görünen bu yönde.
Yani Güneş-Uranüs kavuşumu adeta bir imkansızlığımı zorlatacak bana. Bakalım umarım hakkımda hayırlı olan olur.
Umarım şu hayatta birilerinin insafına ve vicdanına denk gelirim diye dua ediyorum.
İşte sizlerde benim öyküme benzer köşeye sıkışmış bazı hikayeler içinde olabilirsiniz. Belki bu evliliğinizde belki iş hayatınızda belki ev sahibinizle ya da kardeşlerinizle vs.
Bu hafta köşeye sıkıştığımız konularda artık olması gerekenin olduğunu göreceğinizi söyleyebiliriz. İyi mi kötü mü? kısmı tabi ki en büyük merak edilen kısmı hepimiz için.
Allah her şeyi hayrımıza geliştirir ve bir şeyin iyi ya da kötü olması geçmişimizin temiz veya insani olması ile bağlantılıdır.
Şu günlerde yaşam içerisinde nedenlerinizi sorgulamamalısınız. Biraz daha sakin kalmalısınız. Yani aslında sorgulamak çok doğru bir davranıştır ama neyi ne zaman sorguladığınız çok önemlidir. Mesela şöyle düşünün kasalar günün ortasında gün sonu özet raporu alıyor mu? Almıyor….
Doğru sonuç için gün sonunun olduğunu tespit etmiş ve bu zaman diliminde bir sorgulama yapıyor.
Öyle değil mi?
Zamanlama hayat kurtarır.
Gelelim bugüne Sokrates’in üç filtresi hikayesine;
Bir gün Sokrates bir tanıdığına rastladı ve adam ona dedi ki; Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun? Bir dakika bekle” diye cevap verdi Sokrates. Sonra şöyle devam etti.
Bana bir şey söylemeden evvel senin küçük bir testten geçmeni istiyorum.
Buna “Üçlü Filtre Testi” deniyor.
Üçlü Filtre mi?
“Evet’’ diye devam etti Sokrates. Benimle arkadaşım hakkında konuşmaya başlamadan önce, bir süre durup ne söyleyeceğini filtre etmek, iyi bir fikir olabilir. Üçlü filtre testi dememin sebebini birazdan anlayacaksın.
Şimdi birinci filtre, “Gerçek Filtresi.” Bana birazdan arkadaşım hakkında söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçek olduğundan emin misin?
Hayır, dedi adam.
Aslında bunu sadece duydum ve... ‘’
Tamam, dedi Sokrates. Öyleyse, sen bu söyleyeceğin şeylerin gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun.
Şimdi ikinci filtreyi deneyelim, “iyilik Filtresi.” Arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi bir şey mi?
Hayır, tam tersi...
Öyleyse, diye devam etti Sokrates, O’nun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin değilsin.
Fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı. “İşe yararlılık filtresi.”
Bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı?
Adam hayır, pek değil diye cevap verdi.
“İyi” diye tamamladı Sokrates.
Eğer, bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve işe yarar değilse bana neden söyleyesin ki?
Sizlerde filtrelerinizi belirleyin.
Herkesle her şeyi konuşarak ya da çok konuşarak çözmek yerine kendi içinizde basamaklar belirlemelisiniz.
Mutlu günler dilerim.
Paylaş