Paylaş
Yahu elimden geldikçe takipçilerimle, dinleyicilerimle, okuyucularımla temas halindeyim. Elimden geldikçe her yazdıklarını okurum. Hayatlarını dinlerim.
Onlarla akraba gibi kurduğum bir bağ var ve onlara bu yakınlığı sonuna kadar hissettiririm. Bunu gerçekten severek yaparım ve bunu hissettiğim içinde böyleyim.
İnsanları çok seviyorum. Ama bir müddet sonra yapılan saygısızlıklara dayanamıyorum.
Aklını fikrini sevdiğim bir yazar ya da astrolog bana böyle davransa herhâlde sadece bir gram ilişkim bozulmasın diye yanında nefes almazdım.
Kırar mıyım? İncitir miyim? Mesela nerde bundan 20 yıl önce Rezzan kirazla ya da yasemin boranla yazışmak.
Yok öyle bir şey. Rüyamda görür kendime göre tahmin yürütür bulur muyum diye etkinlik listesini kontrol ederdim.
Bu duygulara büyük özlem duymuş biri olarak ben bunu sevdiklerime yaşatmak istemedim. Hem teknoloji çok müsait hem gerçekten onlara emek harcarsam kendilerine olan inançlarını yeniden kazanırlar diye düşündüm. Bir kişi bile bir kişidir. Milyon olmasına gerek yok. Toplumda o bir kişi bile ne etkiler bırakır. Aygül hanım diye başlayan sohbetler Aygül ile sonuçlanıyor. Ben yapamam. Buna aklım almıyor. Ben Rezzan Hanım’a ya da yasemin hanım’a trip atamam mesela. Benim gerçekten aklımı yitirmiş olmam lazım. Ya da bu hafta Rezzan Hanım’ın yazdığı bir yazıyı ya da twiti bana yazdı heralde diye düşünmem kadar şizofrence bir hareket olamaz.
Ben hayatım boyunca kendimi hiç bu kadar önemsemedim. Bu şekilde kendini bu kadar önemseyenler başkalarının hayatlarını mahvetmekten vazgeçin olur mu? İçinizdeki intikam, kin duygusundan kurtulun. İçinize sevgi yükleyin. Mutlu olmak bu kadar zor bir şey değil. Kendi mutsuzluğunuzu başkalarınıza yıkmayın. Size sunulan alanlarda dedikodu yapın, yedi mahalleyi birbirine katın ya da dünya sizin etrafınızda dönsün diye verilmedi. İyi niyetimin suiistimal edilmesinden yoruldum. Hasta oldum, yataklara düştüm. Ayrıca bu yazımı gayet üstüne alınmak isteyen kim varsa alınabilir.
Dost kazanmak isterken düşman kazanmayı nasıl başarıyorum inanın bu konu bilim adamları tarafından araştırılmalı. Hiçbir şey yapmıyorum. Sadece Güleryüz, sorunları dinleme, isteklerini gerçekleştirme ve finalde nur topu gibi düşman sahibi oluyorum. 7.ev gerçekten bu kadar çalışmak zorunda değilsin….
Size kıssadan hisse bir hikâye anlatayım?
Beni takip eder misin Aygül Hanım?
Tamam, edeyim.
Beni yayına alır mısın Aygül Hanım tamam alayım!
Şu diğer kişiyle görüşüyorum onu da yayına alır mısın?
Olur alayım.
Final:
Naber Aygül (Aygül hanımla başlayan)
Ayyy Aygül, çok fena havalandı!
Sonra hadi Aygül’e kötülük ekibi kuralım.
Hikaye bu kadar.
Çok sevdiğim gayette başarılı bildiğiniz bir astrolog arkadaşıma derdimi anlatıyorum. Off Aygül seni uyarmıştım bunlara çok yüz veriyorsun demiştim al işte tepene çıkarlar dedi yürüdü gitti.
İnsan sevmek ile yüz vermek arasındaki ince yerde kaldım durdum.
Şimdi anlıyorum insanların neden insanlardan soğuyarak kaçtığını ve cool görüntüler sergilemek zorunda kaldıklarını. Mecbur bırakıyoruz…
Mars koç burcuna giriyor ve Jüpiter ile kavuşmaya başlayacak.
Kendinize gelin arkadaşlar kimse sizin egonuzu, kaprisinizi çekmek zorunda değil. Sosyal medya gerçek değil. Gerçeğinize dönün…Laftan anlamayanlar,
Anlamamazlığa gelenler, sürekli sizi eleştirenler, kendilerinin mükemmel olduğunu sananların sonun geldiği zamanlara giriyoruz. Bunlardan biri olmayın. Bunlardan biriyseniz elenirsiniz.
İnsanları olduğu gibi kabul edin arkadaşlar, kimseyi değiştirmeye çalışmayın.
Böyle seviyorsunuz, böyle olduğu için yakınlaşıyorsunuz sonra onu değiştirmeye çalışıyorsunuz. İnsanların size sundukları alanları saygısızca zorlamayın. İnsanların sevgisinde ısının. Gördüğünüz gram sevgiyi de trip atmak için kullanmayın. Ben bir gram sevgi gördüğüm her yerde daha nasıl huzur veririm diye dolanıyorum. İnsanı daha nasıl mutlu ederim diye çaba sarf ediyorum. Benim meselem, benim davam çok başka…
Ben size yemin ederim ki trip atmak ne bilmiyorum. Hayatım boyunca atmadım. En iyi bildiğim trip çevremden uzaklaşmak ve yazmak. Başka bir şey değil. Kendinizi ve frekansınızı yükseltin. Ben bu durum olayları da ciddiye almayın. Bu yaşadığım duyguları paylaşıyorum ki sizde şu an benzer durumlardaysanız frekansınızı yükseltin ve kendinizi görün diye…
Bir daha asla bu noktaya gelmeyeceğime kendime söz veriyorum. Koç ve yükselen koç olarak maalesef Mars koç süreci bana gerçekleri gösteriyor. Zamanınızı bu tür şeylere değil doğum haritanızın derinliklerine inerek harcayın. Doğum haritanızı öğrenin. Hiçbir astrolog muhtaç değilsiniz. Kendi haritanızı öğrenin.
Günün hikayesi;
Bir zamanlar sultan vezirini huzuruna çağırmış.
Vezir sultana sultanım benden bir isteğiniz var mı diye sormuş. Sultanda vezire benim için dünyada en güzelin ne olduğunu bulmanı istiyorum demiş. Vezir sultanın bu isteğini yerine getirmek için çok uğraşmış ancak bulduğu hiçbir sonuç sultanı memnun etmemiş ve sultanda vezire en doğru cevabı bulmadan huzuruna çıkmamasını istemiş. En sonunda vezir bir handayken yaşlı bir adama dünyadaki en güzel şeyin ne olduğunu sorar.
Yaşlı adam gel şöyle yanıma oturda sana söyleyeyim demiş ve dünyadaki en güzel şeyin sohbet olduğunu söylemiş.
Sonuç olarak finalde ne kadar ünlü, ünsüz, şöhretli, zengin ya da fakir olduğunuzun önemi yok. Muhabbet edecek, sohbet edebileceğiniz insanlar olacak mı bu çok değerli olacak. Hayat kısa ve geçici. İnsanlardan büyük beklentiler beklemek yerine anı yaşayarak onlarla paylaştıklarınıza değer verin.
Paylaş