Paylaş
Malumunuz burası benim gözlemevi köşem. Son 4 günüm oldukça yoğun ve dolu bilgiler öğrenerek geçti. Öyle güzel insanlar tanıdım ve öyle hayatlara şahitlik ettim ki…
Sizlere hangi birini nasıl anlatayım bilmiyorum. Âmâ bu hafta yazılarda konuşulacak çok şey olduğunu söyleyebilirim. Hadi başlayalım…
Koruncuk Vakfı’na mektup:
Geçtiğimiz cuma günü Koruncuk Vakfı’nın İzmir şube Başkanı Işıl Nişli hanımefendinin daveti ile muhteşem bir etkinlik gerçekleştirdik. Dr. Ender Saraç ile hem yeni çıkarttığımız AstroŞifa 2020 Ajandamızı imzaladık hem de söyleşi de tıbben ve Astronomik ölçümler arasındaki bağlantıları kurduk. Bu bağlantı ile bedenimizin nasıl şifa kazanması gerektiğine dair tespitlerimizi paylaştık. Kitapların geliri Koruncuk Vakfına bağışlandı. Kıymetli Başkan Işıl hanıma, söyleşimize gelip destek veren dostlarımıza ve bu organizasyonda destek olan Karaca Otel Ekip’ine gerçekten çok teşekkür ederim.
Anadolu Üniversitesi kariyer kulübü öğrencilerine mektup:
İzmir’den yola koyulduk. Eskişehir Anadolu üniversitesi öğrencileri kariyer kulübü tarafından konuşmacı olarak davet edildim. Bu davet temmuz aylarında gerçekleşmişti. O zaman içimden “Amannn o zamana kadar bakalım neler olur neler” nasip olur mu dedim ama şükürler olsun ki buraya yazmak bile nasip oldu. Aslında 21 Aralık Cumartesi günü için bir Avm’den teklif almıştım. Klasik Avm söyleşiydi. Ama çocuklara da söz vermiştim ve ben Astrolojinin insanın hayatını nasıl değiştirdiğini en iyi gencecik o çocuklara anlatabilirdim.
Bu fırsat kaçmazdı. Onlar beni tercih etmişti. Sonra gençler söyleşinin 10:30’ da olacağını ve programa benle başlayacaklarını söylediler.
İçimden “O soğuk havada, cumartesi günü,10:30 kimsenin gelmeyeceğini fısıldadı biri” ….
İçimdeki biri söylenmeye başladı; sanırım çok kişiye ulaşamadan boşu boşuna gidip geleceksin. Ama ben de geçmişimde öğrenci kulüp başkanlığı ve öğrenci konsey başkanlığı yapmış biri olarak onların hevesini kırıp salon dolumu olur diye soramadım. Hem sonra salon dolu mu olur nasıl bir egodur. Kendime kızdım.
Ne ayıp.
Salon boş olsun ya da 1 kişi olsun.
İşte insanoğlu ve nefsi…
Sabah 05:00’te trene bindim. Kitabımı aldım elime ve okurken romantik bir tren yolculuğu yaptım. Saat 9:45’te indim. Çocuklar beni karşıladı ve 10:15’te okulda olduk.
10:30’da kendimi sahnede buldum.
Salon buz gibi ve herkes yerinde.
Salon doluluğu yüzde 65 civarındaydı.
Sayıya şaşırdım. Hiç o kadarını beklemiyordum.
-Astrolojiyi bilen var mı dedim.
Çıt çıkmadı salondan.
-Peki dedim inanmayan var mı?
Yine çıt yok.
-Peki, burçlar hakkında bir şey biliyor musunuz?
Hafif kikirdeşmeler başladı. Baktım çözülüyorlar. Ben koç burcu olduğum için böyle son dakika çıktım sahneye dedim. Kahkaha attılar. Sonra devam ettim:
“Yahu nedir bu koçların her işinin acele olması, koç var mı salonda” dedim.
Eller havaya kalktı. Baktım ki utanmalar sıkılmalar bitiyor. Salon ısındı. Oradan sonra Astronomi ve astroloji arasındaki bağları ve gelişmeleri izah ettim. Astrolojinin hayatlarını değiştirebileceğini ve hayatı daha iyi anlayacaklarını anlattım. Kısaca haritalarına nasıl bakacaklarından söz ettim. Sonra tam konuşma biterken dedim ki hadi 3 kişinin haritasını ekrana yansıtalım ve beni deneyin dedim. Salonda bir çığlık sesleri yükseldi.
Bir koltuk sayısı söyledim. Bir kızımız şanslı çıktı. Onu anlattım. Sonra birinciden etkilenince herkes daha kıpırdanmaya ve ne olur ben demeye başladılar.
Süremiz bitti dediler.
Hayır biraz daha dedi bizimkiler…
Tam yeni ısınmıştık ama dedik.
Hepsi ışıl ışıldı. Hepsi öyle aydınlıktı ki…
Dedim ki size bir şifre veriyorum.
O şifreyle bana sorularınızı mail atın ben size söz veriyorum elimden geldikçe destek olacağım.
Demem o ki ; Çok güzel ve özeldiniz Anadolu Üniversitesi gençleri…
Şimdi bu yazıyı okuyacağınızı biliyorum, mailleriniz geliyor. Sorularınızı cevaplayacağım. Sözümü tutarım bilirsiniz…
Bu arada koltukla, ceket rengim arasındaki bağ beni dahil herkesi şaşırttı.
Yani aslında her şey planlıymış gibi :)
Sonra neler oldu?
Anadolu Üniversitesi söyleşinden sonra Konya’ya geçtim. En uzun gece de Mevlana’da olmak nasip oldu. Konya Hich otel ekibine çok teşekkür ederim .Gizem hanım ve Serkan Bey’in hayat görüşler ve yaptıkları işe ruhlarını koyuyor olmaları beni çok etkiledi.İnanılmaz bir atmosfere ve muhteşem insanların öykülerine tanıklık ettim. Bunları daha uzun anlatacağım. Her şeyi bir güne sığdırmayayım öyle değil mi? Detayları ve en önemlisi gittiğim Zaman Müzesindeki Astroloji saatini sizlere anlatacağım…Yarın devam…
Peki, bugün gökyüzünde neler var neler yok?
Bu hafta artık oğlak takımyıldızlarının himayesi altındayız. Disiplin, çalışkanlık ve sorgulama dönemi başlamış bulunmaktadır. Kaygılar artabilir, şüpheler alıp başını gidebilir. Oğlak olmak gerçekçilik ister. Elinizden geldikçe sağlam olmadığını düşündüğünüz şeylerden uzaklaşmalı ve yeni bir gelecek için hedefler koymalısınız. İşinizde bir güven hissetmiyorsanız bu hafta yeni planlar yapın ya da ilişkinizde güvensizseniz sizi güçlendirecek yeni girişimler içine girin. Bir ilişkide var mısınız, yok musunuz bu belli değilse bu durum sizleri bu dönem çok zorlar. Yani inanın bir ilişki içinde yoksanız bunun için şartları zorlamak yerine kendinizle dürüstçe konuşun. Kimseye ihtiyacınız olmadığını ve kimse için kendinizi yok saymayı değmeyeceğini hatırlatmak isterim. Aslında bunu biliyorsunuz ama işte birinden duymak bazen bir parça olsun cesaret verir…Yaşam imtihan dünyası ve bu imtihan dünyasında karakterli, ahlaklı ve erdemli kalmak inanın çok zor. Bizler zoru başarırsak tüm güzelliklere kavuşabiliriz. Hiç bir durumun ve kişinin sizin kalbinizi kirletmesine ve iyi biri olmanıza engel olmasına izin vermeyin…
Mutlu günler dilerim.
Paylaş