Paylaş
Dünden beri bir seri şeklinde sizlere elementleri anlatıyorum. Yazıların serisini takip edenler çok iyi biliyorlar. Bir çoğunuz eksiğinizi ve fazlanızı öğrenmeye başladınız.
Peki, kendimle nasıl başa çıkacağım?
Şeytan, insanın eksiklerinizi tanımayı dört element üzerinden tasvir etmiş. İnsanın yaratıldığı dört elementin insanın zayıflıklarına açılan dört kapı olduğunu bilerek ve insanı yenilgiye uğratacağına sonuna kadar inanarak Allaha isyan etmiş̧ ve şöyle demiştir.
"İnsana önlerinden (Toprak-Cimrilik), arkalarından (Su-Sevgi, Acımasızlık), sağlarından (Hava-Kibir) ve sollarından (Ateş̧- Öfke ve Gurur) sokulacağım. Sen de çoğunu şükredici bulmayacaksın." dedi. (Araf 16-17)
Eminim ki şu an bazı şeyler kafanıza daha iyi yerleşmeye başlıyordur. Neden kendime hâkim olmam gereklidir. Astroloji bu alanda senin nelere yatkınlığın vardır bunu söyler.
Öncelikle aşağıda anlatmak istediklerimde hata ya da kusur olabilir. Eminim ki bu konuda daha uzman ve daha konuya vakıf kişiler aramızda vardır. Ben kafanız en az karışabilecek ve sizlerin yoluna ışık olması sebebiyle dilim döndükçe anlatacağım.
Dört Halife, bu konuda bize nasıl esin kaynağıdır?
Hz. Ebu Bekir (R.A) Toprak Elementi:
İnsanın önü ve en sonunda varacağı yer topraktır. İnsan mala, mülke, tarlaya, eve, paraya tamah ederek geleceğini kurtarmayı ister. İnsanın güce tapması bu sebepten dolayıdır. Rızkın ve gücün Allah’tan değil de yine Allah’ın yarattığı kullara kulluk ederek bu tuzağa düşebilir. Size zorluk anlarınızda yardım edenlere karşı; içinizden bir ses "sana mı kaldı yardım etmek, senle mi kazandılar, borç̧ verme, dolar yükseliyor, aç kalırsın sonra sana kim yardım eder” der. Aslında insanın önünde bulunan geleceği; arsa, toprak, tarla, mal mülk olarak değil, 2 metre kumaşla gidilen toprağın altı olarak görmelidir, üstü değil. Dini inancında bu yüzden insan bu gerçeği anlasın diye çorapla bile gömülmez.
Dört Halife' den biri olan hayatı boyunca defalarca kez ticaretle zengin olmuş̧ ve bütün malını toprağın altını düşünerek yetimlere, dullara, gariban yaşlılara vermişti.
Hz. Ebu Bekir (RA) insanın toprak tarafını yani dünyevi arzularını nasıl yeneceğinin çok güzel bir örneğidir. Tarih okusak ve örnekleri incelesek aslında kendimizi nasıl huzurlu hissedeceğimizi göreceğizdir. Eğer haritanızda bu alan yüksek ya da az ise burayı nasıl dengeleyeceğinizi ilham alabilirsiniz.
Hz. Ömer (R.A) Ateş elementi:
İnsanın sol tarafı ateştir. Öfke hayatımızı bir anda mahvedebilir. Belki katil olabilirsiniz ya da bir anlık sinirle dönüşü olmayan yollara girebilirsiniz. Mücadele, öfke ve aceleyle zaman zaman kor ateşlerde yanabiliriz. İnsan öfke duyduğunda intikam almak ister ve gözü hiçbir şey görmez. İnsan en büyük tuzaklara kızdığında kapılır. Bazen bir öfkeleniriz ki yüzümüz kıpkırmızı olur ve vücudumuz yanar. Ateş tarafımız bize acele kararlar aldırabilir. İnsan bu zaman içerisinde yasak olan şeyleri yapabilir. İnsanın mantığının ve adaletinin en zayıflamaya açık olduğu alan budur. Bazen vicdanı unutturuverir. Hz. Ömer’in fıtratı korkusuz, savaşçı ve yılmaz bir önderdi. O fıtratıyla Ateş elementini temsil ediyordu. Müslüman olduktan sonra öfkesini adaletle nasıl dizginlemesi gerektiğini öğretti. Adalet, haksız öfkenin etrafı yakmasını önler çünkü adalet ateşi zalime yönlendirir. Mazluma değil…
Hz. Osman (R.A) Su elementi:
İnsanın su tarafıdır yani geçmişi ve unutamadıklarıdır. Su elementi sevgi, merhamet, nefret duygularını içinde barındırabilir. İnsan oğlu geçmişte yaşadıklarına veya geriye dönüp baktıklarında kaybettiklerine çok üzülür ve sürekli bununla oyalanarak yaşamını kendisine zindan edebilir. Allah verdiklerini bir imtihan için geri alabilir. Zenginlik, gençlik, makam, kariyer, eş veya aile gibi kavramları verdiği gibi alabilir. Geçmişe takılı kalıp hayattan kopmak su elementi fazla olan insanları hayattan uzaklaştırabilir ve yaşama bağlılığını zayıflatabilir. İnsan iflas ettiğinde ya da görevden alındığında geçmişteki varlıklı yaşamı arzulayıp ümitsizlikle hayattan vazgeçme eğilimi göstermeye açık olabilir. Sorunlarla baş edemeyince insan başka yöntemler deneyebilir. Aslında burada asıl temel bu elementi yoğun olan insanların yaratıcının ta kendisine duydukları bağlılıktır. Hiçbir sevgiyi Allahtan üstün tutmamalıdır. Ya da hiçbir duyguya daha fazla bağlanmamalıdır. Merhamet ve acıma duygumuzu dengede ve adaletli bir şekilde kullanmalıyız. Dört halifelerden Hz. Osman’ın fıtratı, en duygusal, iyi niyetli, yardım seven, cömert, akrabalarına ve sevdiği dostlarına çok bağlı, çok yumuşak huylu ve merhametliydi. O kadar sevgi dolu ve merhametliydi ki Mekke fethi olunduktan sonra Müslüman olmuş̧ ve çoğu Hz. Muhammed'in (S.A.V) düşmanı olan akrabalarının yolundan değil, Adaletin yolundan yürümüş ve Hz.Muhammed’in (S.A.V) tarafında yer alarak gerçeğin peşinde olmuştur.
Hz. Ali (R.A) Hava Element:
İnsanın sağ tarafı hava olarak tanımlanıyor. İnsan sahip oldukları bilgi, beceri, yetenek ve kültürlerle yaşamını devam ettirebilir. Ya da sahip olduğu eğitim düzeyi, inancı, kültürü ile kibirlenip, övünebilir. Kısaca hava atmak buradaki elementle bağlantılı olabilir. Bu taraftan bir darbe almak istemiyorsak kibrin ve övünmenin tuzağına düşmemeliyiz. Baktığımızdan hava olmadan yaşanmaz. Hepimizin de ortak paylaştığı şey havadır. Yani hava elementi az olan insanlar belki hayatlarında paylaşmayı daha fazla yapmaları gerekmektedir. Çünkü hava elementi paylaşmayı içerir. Yeni düşünceler ve bilgiler her zaman etkileyici ve onları yaşama bağlayan bir yöndür. Dört halifelerin sonuncusu olarak aklı, bilimi, sorgulamayı, analiz etmeyi, dürüstlüğü simgeliyordu, Ali çok zeki olduğu halde en fakirdi. Hz. Ali, en zor zamanlarda bile dürüstlükten ayrılmamıştı, aklı ve bilgisi hiçbir zaman onu yanıltmamıştı, çünkü Ali'de aklını adaletin emrine vermişti, tıpkı Hz. Ebu Bekir'in servetini, Hz. Ömer’in öfkeli gücünü ve o yoğun enerji dolu mizacını verdiği gibi adalet Ebu Bekir'in, Hz. Ömer’in ve Hz. Ali'nin rehberi olmuştu.
İşte, halifelerde böylece nasıl ilham olunması gerektiğine dair elementlerle örnek oluşturabilirsiniz.
Yarın bu 4 zinciri kırmak ile ilgili fikirlerimi paylaşmaya devam edeceğim…
Mutlu günler dilerim.
*Bu yazı dizisinde Ayhan Özcimbit &Gülşen Özcimbit’in islam astrolojisi ve Kabe’nin hayat şifreleri kitaplarından faydalanılarak yazılmıştır.
Paylaş