Paylaş
Öyle muhteşemsiniz ki attığınız mailler ve mesajlar bana çok etkileyici geliyor.
Uzun mu yazdım yine derken bir bakıyorum yok ya okunuyormuşum özgüveniyle devam ediyorum. Bu özgüveni sizlerden alıyorum yoksa yaptığım iş boş duvara konuşmaktan öteye geçmezdi. Sizlersiniz değer kazandıran ve bu önemi veren. Benim sadece yaptığım şey gökyüzünün gündemindeki tespitlerime göre gün içinde yaşanacak olaylara göre sizlere bir dirsek olmaktır. Zaman zaman kurduğum cümlelerin devrikliğinin ve yaşanılan anlatım bozukluklarının farkındayım. Bazen de/da’lar ayrılmıyor bazen de kavuşmuyor, bunu da biliyorum. Ama sonuç ne olursa olsun tek yapmaya çalıştığım şey o an aklımdan geçeni en ham ve samimi şekilde buraya aktarmak oluyor. Biliyorum kusur görmez aksine kusur örtersiniz. Tabi beni okuyan “Başaklar” arada dağılıyor olsa da yine de söz konusu bilgiyse sabrederler.
Bu aralar kendinizi duygusal olarak beslenmiyor hissedebilirsiniz. Ya da birilerine acaba duygusal acılar veriyor musunuz diye düşüne de bilirsiniz? Ay bugün kova burcunda deli dolu ilerliyor. Sataşsak sataşacak çok şey var aslında. Ya da bir telefonla arasak çılgınlık yapacak işler de yok değil. Bir anda sizi mutsuz eden eşinizin ailesine diyemeyecekleriniz yok. Ya da size haksızlık yapmış birine atacağınız dolu dolu mesajlar öyle değil mi?
Dün bir takipçim şöyle bir mesaj atmış: “Sizi Allah’a havale ediyorum Aygül Hanım, siz de cezanızı çekeceksiniz”
Tövbe estağfurullah dedim içimden. Ne oldu diye bir sorayım ömrümde hiç böyle bir mesajla karşılaşmadım. Neden acaba diye sordum. Cevap olarak şöyle dedi: Bana Kuzey Ay düğümüne gidin dediniz. Kuzey düğümüm koç ama şu an bambaşka bir ülkede yapayalnızım ve mutsuzum diye cümleyi tamamladı.
Evet bunu sırf ben değil, tüm kaynaklar söyler. Bu klasik bir bilgidir. Kuzey ay düğümüne gidersiniz, güney düğümden kaçarsınız. Böyle okuduk ve böyle duyduk. Biz astrologlar bunu da gözlemledik. Bunu da böyle biliriz. Kuzey düğüme giden şifalanır ama kuzey düğüm çok zordur. İnsanın en istemediği ve kendini yalnız hissettiği yerdir orası. Orayı sürekli ayakta tutarsanız işte zafer oradadır.
Bende bu olaydan bir kere daha şunu öğrendim ki; bir insanın ruhu ve psikolojisi bunu taşımaya uygun mu bu da çok önemli. Yani herkesin gücü affetmeye uygun değil ya da unutmaya uygun değil. Zaten astroloji insanın kendiyle barış imzalaması değil miydi? Öyle konuşmamış mıydık.? İnsanın kendiyle kavgası bitmezse ve kendi hayatının sorumluluğunu üstlenmezse bir yere varamıyor. Buradan şunu söylemek istiyorum. Hiçbir astrolog ya da psikolog belki de avukat sizin yaşamınızın sorumlusu değildir. Fikirlerini ve bilgilerini beyan eder ama direksiyonda siz oturursunuz. Nereye isterseniz onu oraya sürüklersiniz. Burada olması gereken sizlerin bol bol okuyarak kendinizi araştırarak kendi koşul ve şartlarınıza göre hareket ediyor olmanızdır. Yoksa kimse size şunu yapın bunu yapın diyemez. Yani kuzey düğüme gitmeyi seçmeniz sizin seçiminizdir, başka birinin değil. Sonuçları da sizindir, kimseyi bağlamaz.
Herkes sağlıklı düşünemeyebilir veya şartları, koşulları doğru düşünmeye elverişli olmayabilir. Acılar ve ıstıraplar insanı düşüncesiz biri yapabilir. Saygı duyuyorum. Âmâ akıl halinizi bozmayın. Eğer astroloji sizin “akıl halinizi” bozuyorsa ilgilenmeyin ve okumayın. Âmâ kendinizi keşfetmek ve mücadele vermek iyi geliyorsa astrolojinin peşini asla bırakmayın. Hiçbir astrolog tavsiye vermez, bunu unutmayın!
Gelelim günün tavsiyeli hikayesine;
Bugünde Nasrettin hocadan bir hikâye alalım:
Nasrettin Hoca ve arkadaşları bahar mevsiminde bir çınarın altında oturmuş̧, çaylarını içerlerken aralarından biri Hoca'yı sözüm ona imtihan etmek ister:
“Yahu Hocam, bu insanlar yaz aylarında sıcaktan, kış aylarında ise soğuktan şikâyet ederler; sizce bu şikâyetin sebebi nedir?”
Hoca bu, hemen cevabını veriverir:
“Komşu, komşu, sen onlara kulak asma, bak içinde yaşadığımız bahardan hiç hoşnut olmayan var mı?
“Sen hayatını yaşamaya devam et.”
Dememiz o ki; devam edin…
Mutlu günler dilerim.
Paylaş