Paylaş
Bugünden itibaren her şey daha fazla hızlanmaya ve değişimi körüklemeye doğru sizleri itekliyor olabilir. Yarın gerçekleşecek koç burcundaki yeniay oldukça pozitif ve cesaretlendirici olacaktır. Satürn gezegenin bu Yeniay’a kare açı yapıyor olmasıyla sorumluluklarımızın artacağının da mesajını bizlere vermektedir. Hayatımızdaki konularımızda sorumluluklarımızı bilmeli ve elimizden geldikçe çaba sarf etmeliyiz. İşlerinizi planlı ve programlı bir hal içinde tutmalısınız. Nasıl bir değişimin sizi beklediğini bilmiyor olabilirsiniz. Çözümsüz kalan işlerinizi artık çözüme doğru ilerletebilmenize yardımcı olacak bu yeniayı pozitif anlamda değerlendirmelisiniz.
Sürekli böyle yazdığımızda sizlerde şunu soruyorsunuz.
Aygül hanım iyi hoşta değerlendir ne demek?
Nasıl değerlendireyim?
Yani sen bana söyle, ben bu yeniayda artık bir nefes alır mıyım?
Böyle durumlarla ve sorularla hep karşılaşıyorum ve bunu soran insanlarda hiç şaşmayan bazı şeyler tespit ediyorum.
Bu soruları soran dostlarımı özellikle inceliyorum.
Hatta itiraf etmeliyim ki gün içinde ne yiyip ne içiyor buna kadar soruyorum.
Hayata bakış açısı ve yaşama karşı olan tutkusunu aynı zamanda yaratıcısına olan inancını hepsini gözlemliyorum. Çeşit çeşit birçok tespitten bahsedebilirim.
Öncelikle gördüğüm tek bir şey var ki;
Sadece bekleyen ve hareket etmeyen insanlara denk geliyor oluşum.
Sonrasında baktığımda acı çekmeyi seven ve acıdan beslenen insanlar olmaları,
Ve en vahimi “varlığımın bu dünya içinde ne gibi bir anlamı var?” sorusunu sormaktan daha çok kendi varlığını hiçe sayan insanlardan olmaları.
Soren kierkegaard şöyle der: “insan sadece başkaları için değil, kendi için de bir gizem olmalı. Kendimi inceliyorum; bundan sıkılınca vakit geçsin diye bir puro yakıp düşünüyorum: Tanrının benimle ne kastettiğini ya da benden ne yapmak istediğini sadece o biliyor.”
Şöyle düşünsenize?
Yiyorsunuz, içiyorsunuz ve birilerine iyilik yapıyorsunuz ya da birilerine kötülük ediyorsunuz. Âşık oluyorsunuz, istenmiyorsunuz ya da terkediliyorsunuz belki de terk ediyorsunuz.
Tüm bunların anlamı ne?
Allah, bunları yapmanıza izin vermekle tam olarak size neyi öğretiyor?
Siz, sizden ne kastedildiğini ömrünüz sona erene kadar anlamadan yaşamayı nasıl kabul ediyorsunuz?
Dünya da tam olarak hangi vasfı karşılamak için bulunuyorsunuz?
Hangi boşluğa siz denk geliyorsunuz?
Ben bu soruları ararken astroloji ile tanışmıştım.
Astroloji, kendinizi bilme ve tanıma sanatıdır.
Allah’ın, aslında insanın kullanma kılavuzunu da verdiğini gördüğümde hayretlerle karşılamıştım. Önce kabul etmesi çok zor olsa da araştırdıkça inanılmaz şeylerle burun buruna gelmiştim.
Bedensel olarak kimliğinizde T.C. kimlik numaranızı bilmeniz nasıl dünyevi işlerinizi kolaylaştırıyorsa, ruhsal anlamda da evrendeki kimliğinizi bilmek kendinizi kaybetmemenize neden oluyormuş.
Sözlerimi ünlü Danimarkalı filozofun sözleriyle sonlandırıyorum.
“Kişi, herhangi bir şeyi bilmeden önce kendini bilmeyi öğrenmelidir. İnsan ancak kendini manen anladığında yolun ilerisini görür, hayatı huzur ve anlam kazanır."
Gelelim günün tavsiyeli hikayesine;
Aslında çok zengin olan ama zenginliğe hiç itibar etmeyen bir derviş yaşarmış köyün birinde. Daha çok ekonomik durumu olmayan, muhtaç sahibi kişilerle oturup kalkarmış. Halk arasında o kadar sevilirmiş ki, eğer istese küçük bir işaretiyle bile zenginler ona tüm cömertliklerini gösterirlermiş; ama o bu yola hiçbir zaman başvurmamış.
Bir gün, dostlarından biri dervişe sormuş:
"Servet ayaklarının altında olduğu halde neden bu kadar yoksulsun? Hiç olmazsa diğer fakirlerle paylaşırdın onu, neden istemezsin?"
Derviş mütebessim bir şekilde cevap vermiş: "ona ulaşmak için eğilmek gerekir, kendini bilen adamın eğilmeye ne ihtiyacı vardır “demiş.
Mutlu günler dilerim.
Paylaş