Paylaş
Neden mi?
Çünkü gökyüzünde her şey iyi gittiğinde bizler yeryüzünde buna pek inanç sergilemeyiz. Bu yüzden o rahat akış sanki içimizde bir sıkıntı varmış, huzursuzmuşuz her olumsuzluk bizi buluyormuş gibi gelerek hareket etmeye itekler. Yani biz hareket etmedikçe ve üretmedikçe hiçbir şey zaten değişmez. Aslında astrolojinin size yaptığı sadece bugün tişört giyebilirsiniz hava sıcak olabilir öngörüsüdür. Bundan ötesi değil. Sen yine de istersen yanına bir yağmurluk alırsın ya da istersen uzun kollu bir şeyler giyersin.
Şahsi tavsiyem bugünün gökyüzü kalitesine güvenerek kendinizi bu duygulardan çekip çıkartmanız ve onun yerine daha fazla kendi motivasyonunuzu kazanacak konularla iç içe olmanızdır. Bugün kendinize sevdiğiniz dostunuzla bir yemek organizasyonu, konser vs gibi etkinlik planları yapın. Ya da size iyi gelen sevdiklerinizle bir arada olmak için güzel fırsatlar yaratın. İş girişimleriniz için umutsuz olmayın. Tüm plan ve projelerinizi harekete geçirmek için bugün görüşmeler yapabilirsiniz.
Gün genelinde güvenli duygular içinde olmak isterken tanıdık ve bildiklerinizin dışına çıkmayacak ayarlamalar içinde olacaksınız. Bu etki altında bizi motive eden aidiyet ve emniyet duygularını sorgulayacağız. Koruyuculuğu ifade eden yengeç bizleri zorluklara karşı biraz geri çekilmek durumunda bırakırken hiçbir stresli duruma cevap vermek istemeyeceğimiz bir ruh hali içine de alabilir. Ailemiz ve yakın sevdiklerimizle ilgilenmek isteyeceğimiz veya ilgi görmek isteyeceğimiz de aşikar. Duygularımız derinleşecek ve onlarla yüzleşmekten çekinmeyeceğiz. Bizi motive eden sevgiler ve aşklar üzerinde ilerlemek adına pek doğru zaman diyebiliriz. Evlilik teklifleri ve sürpriz ilişkilerde şaşırtıcı noktada olabilir. Ay’ın Pluto’ya muhalefetini ve Uranüs'ü kuşatan etkisi bazı gerginlikler olmasına rağmen, sevdiklerimizi güçlendirmek, desteklemek ve güven inşa etmek için iyi bir gün.
Gelelim günün tavsiyesine;
İnsanlar tüm korkulardan özgür olmalıdır. Tutkularını bırakabilmelidir, çünkü tutku demirin üzerindeki pas gibidir, onun parlaklığını, gerçek yüzünü örter. Gerçek ruhsallık, güdülmeyen ben yani mantık ve sevgi uyumudur. Hakikatin yolu yoktur ve hakikat sınırsız ve koşulsuz olduğu için organize edilemez. Hakikat her yaprağın altında, her gülüşte, her gözyaşında, kişinin sözcüklerinde, duygularında, düşüncelerindedir, çünkü yaşamın kendisi koşulsuz hakikattir. Dolayısıyla, hakikat her birimizin içindedir, onu ancak yalnız başına, onu gizleyen örtüyü kaldırarak kendimiz keşfederiz. Örtüyü kaldırmak ise sahte olanı keşfetmektir. Sahte olan tanındığı anda ortadan kalkar ve hakikat ortaya çıkar. Koşullandırılmış beyinler, teoriler, rahatlatıcı tezler, cehaletimizi ve bencilliğimizi görmemizde bize yardımcı olamaz. Kendimize berrak gözle bakabildiğimizde gerisi gelecektir. Bunun ilk adımı, zihnin farkına varılmasıyla atılır. Daha sonra başarmayı amaçlayan zihin denetim teknikleri kullanarak kendi içine döndürülmesi ve varlığımızın en iç girintilerinin araştırılmasıyla harekete geçer. Bir ayna nasıl her an önüne gelecek olan bir objeyi görüntülemeye hazır ise boş zihinde her şeyi aksettirecektir. Tıpkı obje aynanın önünden çekildiğinde aynada iz kalmadığı gibi boş zihinde her bir şey, iş bittiğinde bir iz bırakmadan kaybolacaktır, zihin olaylardan etkilenmediğinden tarafsızlığını koruyacaktır. Böylece tüm görecelikler var olmayan olarak görülerek geriye algılanacak bir şey kalmaz. Algılanacak bir şey olmaması, tüm değişik görünüşleri gözlemlemek fakat onlardan etkilenmemek yani şeklin ötesine geçebilmek, manayı yakalayabilmektir. Bu sayede aydınlanmayı başarıp hakikate erişebiliriz. Kişiyi olgunlaştıran yalnızca hakikatin algılanmasıdır.
Unutulmamalıdır ki zorluklarla mücadeleye girişmiş bir akılda daima güzel şeyler bulunur. Onun için mücadele ederek kamil insan olma yolunda bilgi ve dolayısıyla bilinç seviyemizi yükseltmemiz gerekir, böylece dış görünüşler süpürülüp kökendeki araştırılabilir. Doğaldır ki hakikati yaşamak çok güç bir iş olup yüksek bir düşünme gücü ve bilinç gerektirir. Buna karşın birçok kişi düşündüğünü sanır. Hâlbuki tek yaptıkları önyargılarını yeniden düzenlemektir. İşte bundan dolayı son aşama olan kendini bilmeyi öğrenmek zordur. İnsanı anlayan evreni kavrar çünkü gerçek bilgi içimizde mevcuttur, bu nedenle kendini bilmek bütün bilimlerin temelidir ve doğru bilgi doğru eylemi gerçekleştirir. Kendini bil, rabbini bil ve tekâmül et.
Yunus Emre'nin dediği gibi
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen
Ya nice okumaktır …
Harika bir hafta diliyorum…
Paylaş