Paylaş
Dün derse gelememiş ve dersi kaçırmış öğrenci gibi hissediyorum kendimi…
Hem hafif mahcup hem hafif ne kendini savunmacı :)
Beni her gün özenle takip eden bir okuyucum çok hoşuma giden bir mesaj atmış.
“Aygül Hanım, hafta sonu neden yazmıyorsunuz gezegenler dönmüyor mu hafta sonları” diye…
Böyle tatlı mesajlar insanı güldürüyor ve yola devam etmesi için motive ediyor. Greard Jugnot çok güzel demiş: “Gülmek, aynı arabanın silecekleri gibidir, yağmuru durdurmasa da ilerlemenizi sağlar” sizler de beni ilerletiyorsunuz. Var olun, iyi ki varsınız…
Bu dünya koşullarında yazı yazmak öyle zor ve aynı zamanda öyle keyifli ki anlatılmaz. Dün bir şeyler size karalamıştım ama koymak istemedim. Çünkü cümleleri sürekli özenle seçmek bazen inanın baş ağrısı bile yapıyor. Tam bir daha okuyorum sonra diyorum ki “ya bunu hamile bir okuyucum okursa ve panik olursa” hooop sil.
Sonra diyorum ki “Ya bunu sokakta kalmak zorunda kalmış biri okursa ne hisseder”
Sil, kızım sil…
Ananem hep derdi: Her şey söylenmiyor, her şey anlatılmıyor yavrum…
Dünya nereye gidiyor!
Felsefe çağını oluşturuyoruz arkadaşlar. Bizler yeni bir çağ yaratıyoruz. Uyanıyoruz.
Farklı bir dönem içindeyiz.
Bunu “Yıldızlara sordum 2” olarak serisinde devam edeceğim.
Yılın yarısına geldik ve dünya çok hızlı bir yere doğru ilerliyor.
Covid-19 unutulacak diye tahmin ediyordum. Bu düşündüğüm gibi ilerlerse tahminlerime oradan devam edecektim. Gördüğüm üzere unutulmaya doğru gidiyor. Fransa, İngiltere, Amerika gibi ülkeler salgın umurlarında olmadan sokaklardalar. Bu görüldüğü üzere ırkçılık virüsü her şeyi sollamış durumda. Bunu 2.seride sizlerle paylaşacağım.
Astroloji gelecek bilimi değil, davranış bilimidir!
Bilim insanları, akademisyen, gazeteci vs… sesleniyorum:
Lütfen her canınız sıkıldığında durduğunuz yerden Astroloji yoktur, astroloji faldır, astroloji soytarılıktır vs. diye yazılar yazıp oranın popülaritesinden fayda sağlamayın. Sizler bilim insanlarısınız. Ne işiniz var bizim astrolojimizle yahu.
Bi salın şu “Astrolojiyi” artık.
Astroloji tüm bilimlerin en başlangıç noktasıdır.
Ata Nirun’u hiç mi okumadınız?
Ruh yoksa yaşam yoktur der. Kendisi astrolojiyi sonuna kadar savunan bir istatistikçi.
Allah rahmet eylesin.
Bu şu duruma benziyor:
Covid-19’ a hala aşı bulamadınız ve ben hiçbir işimi yapamıyorum. “Bilim yoktur, tıp yalandır, bilim safsatadır” vs. diye yazmam gibi. Bilim olsaydı aşı bulunurdu dimi? Aşının insan üzerinde defalarca denenmesi lazım veya defalarca çalışılması lazım dimi?
Bu nasıl bir şuursuzluksa sizin yaptığınız da inanın normal değil. Birde bunları toplayıp kitap filan basan ve karşısında durarak kendini kahraman hisseden, dışı süslü ve içi boş işlerle zaman harcıyorsunuz. Ruhunu kaybetmiş, insanı sadece kulağı ile dinleyen kalbi ile dinlemeyi başaramayan, kibirden kendini göremeyen ruhsuz bir kesim var. Maalesef insan reel şeyler ararken ruhunu kaybediyor. Astroloji ilmine gönlünü veren yıllarını veren insanları yok sayamazsınız.
Astrolojinin varlığından bu denli korkmayın. Astroloji bir sanattır. Bilimin içine ruh girerse sanata dönüşür. Bu sanatın en derin gerçekliğidir. İnsanların kendini bulmasından, uyanmasından korkmayın. Çünkü sizlere kötü bir haberim var ki; Astroloji bu son iki yıl içinde zirve yapacak. Bu yüzden üzerinden prim yapmayın. Kaybeden siz olursunuz. Malum Satürn KOVA :) Tabi siz ne dediğimi hiçbir zaman anlamayacaksınız ama olsun. Hayat anlatır…
Dünya yorgun, dünya acı çekiyor…
Sizlerde bu gezegende dünyanın acısını paylaşın ve lütfen yorum yapmayın…
İçimdeki koç dışarı çıktı, napayım… Herkesin bir kırmızı çizgisi var :)
Ay tutulması yoluna girdik!
Bu yol öyle bir yol ki önce ay tutulacak, sonra güneş tutulacak ve arkasından yeniden ay tutulacak!
Bir yola girdiniz artık oradan dönmeyin olur mu?
Kendinize güven duyun.
Korkmayın…
Korkunun nasıl bir bahtsızlık verdiğini bilseniz…
Vazgeçmeyin, vazgeçmenin nasıl bir huzursuzluk verdiğini bilseniz…
Yaşıyorsanız, vazgeçmeyin…
Kendinizi seviyorsanız, korkmayın.
Korkak insanlar kendini sevmeyen insanlar…
Ömrünüzü verdiğiniz adam size çocuğunuzu göstermeyecek diye bırakamıyorsanız…
Ailenizi öldürecek diye tehdit ettiği için bırakamıyorsanız…
Gidecek yeriniz olmadığı için bırakmıyorsanız…
Ya da başkasını sevemem diye korkuyorsanız…
Ya da ödünüz kopuyor partneriniz sizi istemeyeceğim diyecek diye…
Nasıl olur halbuki siz bitti demeden bitemez!
Bırakın bitsin…
Bırakın gitsin…
Yolun bundan sonrasını aklı başında insanlarla devam edin. Merhametli, vicdanlı insanlarla ilerleyin. Size sürekli seni seviyorum demesi ya da her gün sizi aramasına ihtiyacınız yok. Sadece dostluğu, samimiyeti ile hayatınızın içinde gerçek bir şekilde olsun. İnsan insana muhtaçtır. İnsanlardan uzak durmayın. Sadece insanlara yük olmayın. Kimsenin yükünü de taşımayın. Taşıyamazsınız zaten, olmaz.
Yorulursunuz….
Tükenirsiniz…
Tükendiyseniz birilerinin yükünü boş yere taşımızsınızdır. Karşınızdaki insan da taşımasaydın demiştir. Siz de yıkılmışsınızdır…
Yürüyün şöyle her şeyi devire devire…
Aslında her şey olmadığını bir görün dünya gözüyle…
Hepimizin yalnızlığı aslında bir şehir kadar kalabalıktır…
Korkmayın yalnızlıktan…
İlla bir şeyden korkacaksanız sevgisizlikten korkun, insanlıktan çıkmaktan korkun…
İçinizdeki sızı, acıya mı benziyor yoksa umuda mı benziyor? Kim bilecek?
Neye benzediğini çözemiyorsunuz…
Umuda tutunun…
Balkon kapısı açık şu an ve ben bu son satırları yazarken üşüyorum. Çok sevdiğim için yazmayı yarıda kesemiyorum ama üşüyorum. Üşümeyin arkadaşlar, sizi üşüten şeylere müsaade etmeyin. Gidin balkonun kapısını kapatın ve devam edin. Önemli olan devam edebilmek…Çünkü siz kendinizi korumazsanız kimse sizi korumayacaktır. Ben balkonun kapısını kapattım şu an ve size yazmaya devam edebiliyorum. Siz de yapın….
Bu birkaç gün ilişkilerde zorlanacağız gibi görünüyor. Bu yüzden ricam insanları kulağınızla değil, kalbinizle dinleyin…
Paylaş