Astrolojiden kötü ya da iyi tarih beklemekten vazgeçin!

Günaydın sevgili dostlarım,

Haberin Devamı

Dün nasıl güzel mesajlar ve mailler aldım anlatamam…

Hepinize doğum günümü tebrik ettiğiniz için sonsuz teşekkürler ediyorum.

Böyle bir doğum günüm daha önce olmamıştı desem haksız sayılmam.

Sevgi doluydu her şey ve ben ne kadar güzel ,sevgi dolu bir ekiple yol arkadaşlığı ediyorum bunu bir kez daha gördüm. Tekrar tekrar sonsuz teşekkürler…

Ben malumunuz yine birkaç önemli konuya değinmek istiyorum. Dün bir arkadaşımız sosyal medyasına 14 Nisan tarihe geçecek demiş vs.… çok kötü günlerden bahsetmiş. Hepiniz bana birçok görüntü resimlerini yolladınız. Birkaç fenomen de bunun ekran görüntüsünü paylaşınca tabi olay yayılmış. İşin aslını astarını sordunuz.

Siz de haklısınız…

Şu an zaten zorlu zamanlarda güçlü kalmaya çalışıyoruz ve hepiniz ne kadar güçlü olduğunuza inanamıyorsunuz.  Neden önce bulunduğunuz durumun farkında değilsiniz.

Ne kadar güçlüsünüz aslında…

Haberin Devamı

Şu an bu zor günlerin 2.ay’ını atlatmak üzeresiniz ve son aylarına doğru yaklaşıyorsunuz. Neden sizi korkutan negatif şeylere doğru yönelmek hoşunuza gidiyor.

 

Dün tarihe geçecek kadar ne kötü oldu?

1-Dün belki son dönemin en sakin günüydü.

2-Çernobil bile söndürüldü. (Çünkü Jüpiter işin içindeydi)

Aynı zamanda astroloji asla kesin tarih vermez. Bunu 14 Nisan diye kısıtlamak hiç ama hiç doğru değil.

 

Sonuç ne oldu?

Arkadaşımız bir sürü paylaşım ve takip kazandı. Astroloji yine kan kaybetti. Bu yüzden maalesef bilim olma yolunda tıkanıyor. Sizler ise korktuğunuzla kaldınız?

Ben tekrar altını çiziyorum. Bu Satürn kova burcunda “o kadar çok astrolog” daha olacak ki…

Hiç beklemediğiniz, sanatçılar, oyuncular ya da sunucular…

Hepiniz şaşkınlıkla bakacaksınız.

Astrolojiyle herkes ilgilenmeli ve herkes kendi haritasına bakmalıdır.

Bunun için elimden gelen eforu harcıyorum. Herkes öğrensin diye youtube kanalı açtım

Ve orada artık astrolojiyi sizlere anlatmaya başladım.

O atılan twit binden fazla rt almış. Sonra gelen bir sürü mesaja karşılık bende “bugün bir şey olacağını düşünmüyorum ama “hiçbir gezegen sizin iradenizden üstün değildir” diye yazdığım twit 13 rt almış. Şimdi olayın nasıl ilerlediğini anlatabildim mi? Bazı şeyleri sizler yaratabiliyorsunuz. İyi şeyler asla bilinmez ve yayılmaz :) Ama kötü şeyler her zaman yayılır ve büyür. Bunu biz var ederiz. Ama hep atladığımız bir şey vardır. İyiler uzun vadede kötüler kısa vadede kazanır. Umarım arkadaşımız da bundan kendine bir ders çıkartır. Kariyerini ve astroloji ilmini bu denli yok saymaz.

Haberin Devamı

Ethem Aydın’ın mektuplarını karıştırdım yine baktım nisan sonunda neler yazmış diye. Buldum bir şeyler. Günün anlam ve önemine binaen gelsin. Güzel okumalar.

 

24 Nisan 1994’ten bir mektup:

“Kalem,kağıt ve yazı hep var olacaktır.”
 Uygarlık ne denli ilerlerse ilerlesin, insanlığın geleceği, yazılanların sorumluluğuyla bağıntılıdır.
 İsa'dan öncesinin, teknolojik ve bilimsel verileri hala severek okunabiliyorsa; bizlere sayılamaz bilgileri ulaştırıyorsa, gelecek zamanların da ışığı, aydınlığı şimdi yazılanlar olacaktır. 

İlk insan önce işaretlerle anlaştı, sonra dili buldu, sonra işaretlerden başlayarak yazıyı geliştirdi. Zamanımıza değin, bu öğeler, insanın olmazsa olmazlarıdır. Bu gerçek, bilim ve teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, iletişim ölümsüz; söz ve yazıyla yarınlara ulaşacaktır. 

Haberin Devamı


Ulus devletler bu düşünceyle, eğitimde okuma yazmaya gereken önemi verirler. 1928'ler de Latin ABC'si, bir bayram şenliğiyle bütün yurda, yediden yetmişe büyük coşku yaratmıştı. 

Ülkemiz insanları, işte o tarihten beri okur yazar olabildi. Bir sanatçı olarak, düşlediğim kurgu, yanılgılarla bezenmiş belki de çocuksu olabilir. Ancak yazmakta, böylece sosyal yapının çekirdeğinde, değişmezinde, aile de, süregelip, süregiden benlik kargaşasını, bilimin ışığında yorumlamayı deneyeceğim.

Ama yazılacak o kadar anı var ki, hangisi okuru sıkmaz ayrımına varmakta zorlanıyoruz.

Elbet diline her geleni yazan olacaktır. İşte başta söyledim ya, “okur” olmak ayrı bir maharettir. “Okuru” sıkmamakta yazarın maharetidir. Yani demem o ki hem okumak hem yazmak ruhunuzun inceliğidir

Haberin Devamı

E.Aydın, 24Nisan1994

Demiş diyeceğini bizim Ethem Hoca :)

O zaman okuyucularımıza mutlu günler dileriz…

 

Yazarın Tüm Yazıları