Paylaş
Ay akrep burcuna geçtiğinde, güçlü duygular hissederiz. Duygularımız insanların davranışlarından bile aşırı etkilenir. Aşırı tepki, bazı insanların abartılı veya engellenmiş görünmesini sağlar ve en önemlisi bu reaksiyonu gizlemek, bizi acımasız gibi gösterebilir.
*
Bu burçta bir dolunayın gerçekleşmesi sizi her zamankinden daha fazla huzursuz edebilir.
Bu geçici bir süredir. Bir şeyden mutsuzsunuzdur ama nedenini bilemeyebilirsiniz. Rüyadan huzursuz kalmışsınızdır ama gerçek olmadığına sevinirken ya olsaydı hüznüyle ortada gezer gibi düşünün. Değil işte, kabustu o geçti…
*
Size verdiği his bile böyle olsa akış içinde bu bedeninize yansıma gösterir. Yumurtalıklarınız, ya da karın altı bölgenizde kramplar ya da ağrılar hissedebilirsiniz. Üşüttünüz mü yoksa kafadan mı üşüttünüz bir türlü cevabını bulamazsınız.
*
Tam hazırlanır işlerin peşine koşmaya çıkarsınız saçma sapan birilerinin sizi engellediğini düşündüğünüz aksilikler içinde dönüp durursunuz. Ya anneniz arar evin su borusunun patladığını söyler, ya da babanız arar ödenmemiş bir faturadan söz edebilir.
Ya da eşiniz iş yeriyle sorun yaşamıştır ve işten ayrılmıştır. Sizde kara kara bir krizi yönetmenin incelikleri içine çekilmeye başlamışsınızdır.
Hikayeler hep böyle başlamıyor mu?
Elbet sizin de şu an hayatınızda buna benzer şeyler dönmeye başlamış olabilir.
Ama geçici ve sonra hiç hatırlamayacağınız kadar olağan krizler diyebiliriz.
İşte Akreplere genelde bu yüzden krizlerden dönüşen insanlar deriz. Bir şeyler olmadan önce önlem alan kesimdir. Yani deprem olmaz ama deprem tatbikatı sırasında tansiyonu yükselebilir. Ama gerçek bir deprem olursa kendini daha güçlü ve hızlı hisseder. Hiç korkmaz. Hatta atlattığı için yüzündeki huzura inanamazsınız. Hayatta tek korktuğu şey kötü olacak olayların oluyormuş gibi olup olmamasıdır. Cümlem size karışık gelebilir. Tekrar deneyin :)
*
Yani felaket olacaksa beni süründürmesin olsun, olmayacaksa oluyormuş gibi yapmasın kısmıdır…
Genelde insanları iyi şeyler konusunda böyle gergin görürsünüz. İyi şeyler oluyormuş gibi olmasın derler. İşte bizim akrep burcu kabilesinde işler farklıdır. Onlar zaten her şeyin iyi olmasının, kusursuz olmasının emniyeti içerisinde bunun bozulmasını korumak isterler. Ama işte aşırı koruma duygusu bazen insana kayıp getirebiliyor. Aşırı kıskançlık belki de …
Her şeyi kontrol edemiyorsunuz. Akrep olmak zordur. Bırakmaz…
Benim olan benimdir,
Ya benimsin ya kara toprağın felsefesi içinde yaşar…
Pekiiii, ya senin olduğunu sandığın hiç senin olmadıysa?
İşte, yönetici gezegeni kim?
Plüton…
Olur gibi olan ama bir türlü olmayan işlerimiz,
Durup dururken beliriveren tesadüfler,
Kafamıza düşen yapraklar,
Anlaşılmamak duygusu,
Yapılan vefasızlıklar,
Hayatımızda yaptığımız fedakarlıklar,
Değişmek isteyip de bir türlü değişemeyen öğrendiklerimiz
Yormadı mı?
Yordu… ama geçecek..
Akrep dolunayında uzun zamandır üzerinize yıkılmış sorunlarınızı çözebileceğiniz fırsatları görebileceksiniz. Yoğun düşüncenin, emeğin özüne işlememiş hiçbir üretim beni hoşnut etmiyor. İşte akrep dolunayı en hoşnut olacağınız alan aslında ama doğru çalıştırırsanız.
Kendi çokluğunuz içinde, yerinizi bilirseniz ve gereğine göre davranırsanız gereksiniminiz kadar ilerlemeyi seçer ve daha ileri günler için kaygı çekmezsiniz.
Bu dolunay ile yaşam çizginizde prensiplerinizi düşünmeyi deneyin.
Hemcinslerinize karşı verdiğiniz tepkiler,
Karşı cinsin canlılarına karşı kurabildiğiniz ilişki ve yüklediğiniz anlam,
Kendi yapınızı değiştirmeden ne kadar ileri gidebiliyorsunuz.?
Dememiz o ki;
Sizi inciten ve üzen şeyleri bırakmayı seçin.
Akrep dolunayı hiç olmadığı kadar içinizdeki öfkeyi ve intikamı yüzeye çıkartabilir.
Hiç yapmam dediğiniz şeyi yapmak ya da bir bedel ödetmek fikri içinde olabilirsiniz.
Bu tuzaklara lütfen düşmeyin. Bu dolunayda ilkelerinize ve değerlerinize sahip çıkın.
Karanlık bulduğunuz veya bilmediğiniz işlerin içine girmeyin. Hiç kimseyle bir yarış halinde olmayın. Önce dönün lütfen bir kendinize bakın.
Özgüveniniz kırılmış olsa da hemen toparlayın kendinizi.
Hal ve hareketleriyle beklentileri yükseltip sonra koca bir hayal kırıklığı olan insanları hayatınızdan çıkartın. İnanın artık yük taşıma vakti değil. Üretme ve yeşertme vakti...
Bir şey olsa da olur ama o olmayacak duygusunu hissetmenin, dünyayla savaşırken yüzünüzdeki o güçlü tebessümü yakalamanın huzurunu yakalayın. Yaratılış yasası insanın mutlu olması için vardır. Bununla birlikte ilk gerçeklerden biri olarak bahsettiğim dualiteden dolayı, insan mutsuzluğu bilmeden mutluluğun ne olduğunu anlayamaz. Bu nedenle insanın dünyevi sisteminde onu sürekli aşağı çekip mutsuz etmek için çalışan enerji sistemleri de vardır. Onlar sürekli dener. Her denendiğinde sizler farklı karşılık verin.
Allah aşkına şimdi soruyorum size?
Böyle evlere kapanmasaydık, en sevdiğimiz kafeler, restoranlar, tatil yerleri açık olsaydı?
Arkadaşlarınızla bir arada olsaydınız, falan filan…
Yine çok mu mutluydunuz?
Yok hayır!
Yine aynı şekilde mutsuzdunuz…Yani kendinizden kaçamazsınız…Önemli olan şu an en dipte mutlu olmayı başarmak…Bakın tekrar ediyorum. En dipte mutlu olmak…
Şimdi yükleri bırakın, en dip kısma ayağınızı basın, derin bir nefes alın ve yüzeye sıçrayın.
Orada güneş var, ışık var, nefes var ve sizi karşılayacak ödülleriniz var.
Korkma!
Olanda bir hayır arayın, olmayanda bin hayır…
Mutlu günler dilerim…
Paylaş