Paylaş
Gökyüzü karışık değil aslında…
İnsanoğlu karışık…
Hayatın anlamını anlamak değil amacımız…
Hayatın anlamsızlığını anlamak belkide…
Dün bir dinleyicimle konuşuyorum. İlahi adalet beklediğini söyledi. Öyle deyince bende biraz lafa tuttum. Sürekli haksızlıklara uğradığını yaşadıklarını filan anlattı. Sonrasında kendisine verdiğim yılları deştikçe kendi yaptığı haksızlıkları itiraf etmeye başladı. Zamanında birini işinden nasıl ettiğini anlattı. Ama hak etmişti dedi. Bundan 10 sene önce bunun nasıl olduğunu çok çocuk ve hırslı olduğunu söyledi. Sonrasında özür dilediğini,itiraf ettiğini vs söyledi.
Şimdi yaşadıkları hem aile hem arkadaşları tarafından benzer haksızlıklar aslında ama bunu kabul etmiyordu.
Sonra kendi kendime sordum. Çok mu masumuz. Neler yaptık?
Ben soru sordukça yarım yamalak kabule geçti ve ikna olmaya çalıştı. Sonra bazı bedelleri ödemek geriyor yani Aygül Hanım dedi. Evet gerekiyor dedim…
Sonra yürüyüşe gittim.
Uzunca kendime sordum.
Sen neler yaptın Aygül?
Hesap ver.
Birinin rızkıyla, şerefiyle oynadın mı?
Birinin o gece uyumama sebebi oldun mu?
Acaba benim yüzümden kimin kalbi yaralı?
Ya da bu yazıyı okuyan o yaralılar içinden “sende az değilsin” hadi geç bu ayakları diyor mu?
Sonra kendi kendime verdiğim hesapta mutlu kalktım.
Sonra dedim ki neden mutlu kalkıyorsun. Bu çok saçma kızım. Sonuçta birileri muhakkak yaralandı.
Yine hesaba oturdum. Düşün düşün yok.
Vicdan rahat. Peki bundan sonrası için ne yapacağım? Eskiye göre daha farkında ve bilinçliyim. Bu halimden çok korkuyorum. Ne yaparsam bilerek yapmış olacağım. Bu hiç doğru değil. Bilmeden bir şey yapmak daha mı doğru…
Neyse boş verin…
Bugün Ay akrep burcunda ilerliyor. Deşmek bu kadar iyi olmayabilir.
Birkaç gün sonra Ay yay burcunda geçip dolunay gerçekleşecek. 14 Haziran saat 13:00 civarlarında olacak. Sonrası yeni bir resetlenme gibi duruyor. Dolunaylar, yeniaylar bitmeyecek. Sadece ne olduğunu anlamaya çalışacağız.
Şu an arkadan dönen işler, gizli saklı konular ne varsa ortaya dökülmeye başlayacak.
İyi haber bu dolunay ile Mars/chiron kavuşuyor. İstediklerimizin peşinden gitme zamanı başlıyor. İstediklerinizin, hayallerinizin peşini bırakmayın.
O zaman dolunay ihtiyaç listesini açıklıyorum!
Hayatın anlamsızlığını anlamak düşünüldüğü kadar kolay değildir. Hiçbir zaman anlayamayacağız. Çünkü hayat tam anladım dediğiniz yerden karşınıza daha da zor bir soru ile kendini sorgulatır. Hayat denen oyunda tecrübe kazanmak böyle bir şeydir. Bu oyunun sınırı yoktur.
Her zaman bir sonraki bölüm vardır.
Ta ki game over yazısı çıkana kadar.
Bu oyunda eskiyi hatırlamak insana hem kazandırır hem de kaybettirir aynı geleceği düşünmekte olduğu gibi.
Zaten geleceği bilmek iyi bir şey olsaydı allah hepimize bunu görme yetkisini verirdi.
Durulmazdı buralardı.
Hayat oynamak zorunda olduğumuz bir oyundur ve o oyunu oynarken en çok şunu düşünerek mutlu olunabilir: “hayat anlaşılmaz, yaşanır".
Zira burada söylenmek istenen şey hayatın birçok noktasından ders çıkarmak, kazık yeme, mutsuz olma ya da kendini keşfetme olarak göstermesidir. Tabi burada anlamak derken bütünüyle anlamak kastedilmektedir…
Ölünceye kadar ders çıkartmayı kabul etmek, kazık yemeyi öğrenmek sanırım yaşamın bir parçası haline getirmiş oluyor.
Konya’da Mevlana’ya gittiğimde bir söz okudum "içinde bir can var, o cana eziyet etme"
O sözü hep düşünürüm. Hayatın anlamını sorgulama zamanlarımda beni aydınlattı. Benim dışımda bir şey var. O da ruhum. Ruhuma eziyet ediyorum.
Hayatı anlamaya çalışmak hayatı boşa harcamak ile eşdeğerdir. Hayatını yaşamak ise o anın tadını çıkartmaktır. Nil Karaibrahimgil ne güzel demiş: Hayat ne ki sonuçta anlık bir buluşma…
Dolunayınız ferahlatsın inşallah…
Sevgiler…
Paylaş