Paylaş
Gökyüzündeki boks ringinde bir köşede Satürn ağırlık, irade, sorumluluk olarak yer alırken diğer köşede Uranüs Yenilikçi, isyankâr, bağımsız özellikleri ile birbirlerine meydan okumaktadır.
Kare açı zorlayıcı, çatışmacı olduğu kadar gizli sırların açığa çıktığı bir patlama enerjisine de sahiptir. Kişiler bu etkiye maruz kalarak benliğindeki gerçek potansiyeli açığa çıkararak tabiri caizse süper kahramana dönüşecek güce sahiptir.
Kova çağına doğru adım adım ilerlerken Satürn Kova transiti korkular ile baş etmeyi öğreterek canlı yaşamında yeni bir sürdürülebilir sistemin başlangıcı olacaktır. Uranüs Boğa transiti konfor alanında değişime götürürken ekonomik sisteminde değişimini sağlayacaktır.
Satürn kararlılığı ve dayanaklılığı ile yolunu ilerletirken Uranüs yeniliği ve ani manevraların kontak çatışma gibi görünse de aslında her ikisi de hatalı ve aksak yürüyen sistemi modernize ederek iyileştirmek niyetindelerdir. Satürn ağır ve emin adımlarla ilerlemek ister, her ihtimali ölçüp tartıp geleneksel bilindik yöntemlerle çözümü sunmaya çalışır. Uranüs ise kaybedecek vaktin olmadığını düşünerek hemen o an harekete geçmenin planını yapar. Uranüs, şans verir yoklar, uyarır, alarm çalar ama bu uyarıyı dikkate alan kişi veya sistem hazırlıklı yakalanırken dikkate almayan ise neye uğradığını şaşırabilir.
Gökyüzünde tamamen matematiksel bir kombinasyon çalışmaktadır.
Her bir ev 30 derecelik ana sınırlara sahip olurken, 30 derecelik kısım da kendi içinde 10 derecelik ayrı bölümlere ayrılmaktadır. Bu 10 derecelik her bir bölüme dekan adı verilerek kendine has özellikler tayin edilmiştir. Satürn ve Uranüs arasındaki bu etkileşimde bölümlere baktığımızda Satürn kova burcunda, Uranüs bölümünde yer alırken, Uranüs boğa burcunda ise Venüs dekanında yer almaktadır.
Kare açının çatışmasını incelediğimizde Uranüs gezegeninin finale daha yakın olduğunu gözlemliyoruz. Yani yenilik kazanacaktır.
İnsan doğar, büyür, gelişir öğrenir nihayetinde yaşlanır ve ebediyete uğurlanır.
Bir meyve fidanı diktiğimizde ilk gün küçücüktür, can suyunu veririz, besleriz gerekirse soğuktan koruruz sarar sarmalarız yıpranmaması için. Büyür meyve vakti gelir ürünü hasat ederiz. Eğer ağaç toprağını verimli bulmazsa zayıflar güçsüzleşir ve kurumaya yüz tutarak canlılığını yitirir. Gökyüzünde olan her şey verimi düşmüş, toprağı susuz kalmış canlılara yaptıklarını ve yapacaklarını telafi şansı vermek içindir.
Satürn/Uranüs karesi hayatın içerisinde yer alan her konuya dokunuş yaparak sarsıntı ile uyanışını sağlayacaktır. Konforundan vazgeçmeyen kişilere, bana dokunmasında bin yıl yaşasın diye iç geçirenlere adaleti yeniden hatırlamalarını sağlayacaktır.
Uranüs elektriği temsil etmektedir. Canlılara şok dalgası göndererek uykudan uyanmalarını sağlayacaktır. Kişisel sorgulamalar artarken yapılan hataların gün yüzüne çıkması ile yüzler oldukça kızaracaktır. Kova burcunu Satürn ve Uranüs yönetirken, Satürn kararlılığı yaşamın devamı için değişime gidilmesini zorunlu kılacaktır.
Toplum olarak tüketiyoruz.
En başta kendimizi tüketiyoruz. Sevgiyi tüketiyoruz. Mutluluğu tüketiyoruz. İnsanı, hayvanı, canlıyı, bitkiyi, havayı her şeyi tüketiyoruz. Külli irade kendi sisteminde döngüsüne devam ederken, cüzi irade ise aldığı 1 gr nefesi bile devam ettirememektedir.
Uyarılara kulak asmadan devam eden yaşamında bütün tozları halının altına süpürdükçe kendi karanlığını oluşturduğunun farkına varamayacaktır. En başta mutlak olana kabullenişle harekete geçmeli ve yaratılan her bir varlığı sevgi ile kucaklamalıyız. Kırmak, dökmek her zaman kolay olandır maalesef. Ama farkına varmalı ve zor olanı seçmeliyiz. Aslında dünyada zor ile kolay yer değiştirmiştir. Biz insanoğlu kolay olanı bırakırken zor olanı tercih etme gafletinde bulunduk. Kolay olan sevmek.
Sadece yaratılanı yaratandan ötürü sevmek.
İçinizde sevgi olunca rızkı için her gün bir buğday tanesini taşıyan karıncaya hürmet gösterirsiniz.
Sevgi olunca insanın koruma altına alınmış kalbini incitmekten korkarsınız.
Tek yapılması gereken bu kadar kolayken insan oğlu zoru seçerek hem kendi fıtratına yanlış yaparken hem de yaratılan her varlığa zararı dokunur olmuştur.
Herkes kendi özel fıtratına göre sevilmelidir. Her canlıya böyle yaklaşılmalıdır. Âmâ ne yazık ki egomuza hep yeniliyoruz.
Gökyüzünde her türlü etkileşim dün de oldu, bugün de oluyor, yarın da olacaktır. Herkes kendi tarlasını ekmeye çalışmalıdır. Ne eksik ne fazla. Öncelikle kişi kendini verimli hale getirecek ki daha sonra komşusu için yardıma gidebilsin. Bencillik duygusu sistemin işleyen çarkına demir çubuk sokmak gibidir. Sen zannedersin ki kendin dışında herkese zarar vereceğim; hâlbuki çarkın parçalanmasını sağlayarak kendini de parçaladığını göremeyecek kadar uykuya dalmış bir haldesin.
Gökyüzü uyanışını sağlarken o parçaladığın çarkın tamiri için sana ikinci bir şans da vermektedir. Eğer tamir edip yeniden sistemi çalıştırırsan yaşamayı başarabileceksin. Yok eğer tamir etmezsen en başta kendin yok olarak sistemin ilk kaybı unvanını alacaksın.
Dememiz o ki: “Var Mısın Ki Yok Olmaktan Korkuyorsun.”
Yarın Radyo D 104.0’da 13.00-16:00 arasında Astromatik cevaplıyor Sevgililer günü özel radyo programıma bekliyorum.
Mutlu günler dilerim…
Paylaş