Paylaş
ÜNİVERSİTELERE rektör atamasının demokrasiyle bağlantısı olmadığını söylemiştim. Mevcut uygulamaya göre rektör seçilmiyor, atanıyor.
Evet, öğretim üyeleri sandık başına gidiyor, diledikleri adaya oy veriyorlar. Ama en çok oy alan aday, otomatikman rektör seçilmiyor.
İster bin alsın, ister bir...
Öğretim üyelerinin belirlediği 6 aday, Yükseköğretim Kurulu'na bildiriliyor.
Kurul üyeleri, yani 22 kişi, üniversitelerden gelen bu 6 adayı incelemeye alıyor.
Adaylar bir de bu kurulda oylamaya tabi tutuluyor.
*
İlk 3'ü belirleyen bu kurulun oluşumuna bakalım şimdi de.
22 üye...
Cumhurbaşkanı, rektörlük ve öğretim üyeliğinde başarılı hizmet yapmış profesörlere öncelik vermek suretiyle 7 üye...
Bakanlar Kurulu 7...
Genelkurmay Başkanlığı 1...
Üniversitelerarası Kurul, profesör öğretim üyelerinden 7 kişi seçiyor...
Ve cumhurbaşkanı bunları da onaylarsa, kendi belirlediği 7 kişiyle birlikte, Yükseköğretim Kurulu üyesi olarak atıyor.
İşte bu 22 üye, kendilerine bildirilen 6 aday arasında seçim yaparak, 3'ünü belirliyor ve cumhurbaşkanına sunuyor.
Cumhurbaşkanı da bunlardan birini rektör olarak atıyor.
*
Şimdi ben diyorum ki, bunun demokrasiyle falan ilgisi yok.
Atama sisteminde demokrasi yoktur çünkü.
Demokrat geçinenler kendilerini kandırmasın.
İşlerine geldiği için, yapılanları (son atamaları) demokrasinin zaferi saymasınlar.
Demokrasi falan yok.
Rektör doğrudan seçimle gelirse, demokrasi sözkonusudur.
Değilse, dolaylı da olsa atama vardır.
O halde ne yapılmalı?
Bu bir tercihtir.
Demokratik seçim mi, atama mı?
*
Seçimle gelirse, kimine göre politik yönetim sakıncası doğar.
Atamayla gelirse, bürokratik yönetim sakıncası çıkar.
Mevcut sistem, sözde bu dengeyi sağlıyor.
Hem seçim, hem atama var ya...
Denge sağlanıyor iddiasındalar.
Oysa öyle olmuyor.
Rektör, kendisini seçenlere karşı minnet duyuyor ve bir dönem sonrasına yatırımlar yaparak, politik davranıyor.
Üstelik, kendisini atayanlara karşı da mecbur hissediyor.
Öğretim üyesi, YÖK üyeleri ve cumhurbaşkanı var bu üçgende.
Bu üçgene bir itirazım yok benim.
Ama hareket alanlarını sınırlamalı.
Öğretim üyesi oyunu versin ve en çok istediği iki adayı belirlesin.
YÖK, iki aday arasında tercihini yapsın ve gerekçesiyle birlikte birini cumhurbaşkanına sunsun.
Cumhurbaşkanı da Yüksek Askeri Şûra (YAŞ)'da olduğu gibi onaylasın.
Rektör de sadece bir dönem, yani 4 yıllığına seçilsin.
O zaman ne siyasi yatırım endişesi, ne hakkım yendi diye ağlayanlar sızlayanlar olur.
Paylaş