Paylaş
Serginin en çok ilgi çeken özelliği teması oldu. Kendi içinde kavgası bitmiş kadınları, 2 yıllık bir çalışmanın ürünü olan 76 eser ile resmettiğini anlatan Pelit’in sergisi GT Art & Interiors Galerisi’nde.
- Bilge Kadınlar adını neden seçtiniz? Bu temada sizi etkileyen ya da anlatmak istediğiniz ne var?
Tablolarımda her zaman kadınlar oldu. İlk dönemlerimde konular mitolojik figürlerden günümüze gelen zengin bir yelpazedeydi. 2006’da açtığım ‘Masal’ serisiyle küçük kız çocukları doldu tuvallerime. Çocukların eşsiz hayal gücü, umutları, renkli dünyaları, her şeyi yapabileceklerine olan inançları bana ilham oldu. Ruhlarının penceresi olan, kocaman gözleriyle merakla bakıyorlardı dünyaya. Bizler büyüdükçe hayatın ağırlığı ve zorluklarıyla grileşiyoruz, umudumuzu kaybediyoruz. ‘Masal’ serisi bize vazgeçmemeyi, umudu hatırlatıyor. O nedenle resimlerim de çok renkliydi. ‘Düş Çocukları’ ve ‘Düşlerinle Büyü’ serisiyle o çocuklar büyüdü. Kendine yeten, özgür, mutlu kişilere dönüştüler. Şimdi de ‘Bilge Kadınlar’ serisiyle kendi içinde kavgası bitmiş, sakin, yetkin, çağdaş, bilgisi yoğun, bunu başkaları için en doğru şekilde kullanan mutlu kadınlara dönüştüler. Planlamadan kendiliğinden oluşuyor konular. Bundan sonrasını da her fırça vuruşumda süreç içinde oluşacak bir macera olarak görüyorum. Amacım doğru, plastik dengesi, rengi, kompozisyonu yetkin resimler yapabilmek. Konu araç sadece.
- Özellikle kadın portreleri yapmanızın nedeni ne?
Her sanatçının bir seçimi vardır sanat dilini oluştururken. Soyut, somut, renkçi, figüratif... Benim tercihim figüratif, yarı soyuttu. İnsan en iyi bildiğini en güzel yaparmış. Belki de kendimden yola çıktım, tarihsel süreci inceledim, etrafımdaki olayları vizör gibi gördüm yansıttım. Tarihsel süreçte, mitolojide çok zengin bir kaynak kadınlar. Kız çocukları da onların özü. Küçük kız çocuklarının büyümesi ve bilge kadınlara dönüşmesi keyifli bir sanatsal yolculuk bana göre.
SANATÇI ARKADAŞLARIMLA ÜLKEMİZİ TANITIYORUZ
- Bugüne kadar nerelerde sergi açtınız? Yurtdışı yurtiçi çalışmalarınız neler?
21 kişisel sergi ve 100 ün üzerinde ulusal ve uluslararası karma sergi bienal ve çalıştaylara katıldım. UPSD üyesiyim. 2008 yılında SNBA Türkiye delegasyonuna katıldım. SNBA (Societe National Des Beaux –Arts), Paris’te Louvre Müzesi içinde Carroussel Salle de Notre Salonu’nda her yıl aralık ayında uluslararası güzel sanatlar sergisi düzenliyor. 2004’den itibaren ressam Nurhilal Harsa’nın başkanlığında Türkiye’nin çeşitli illerinden ressam seramik sanatçısı ve heykeltraşlarla katıldığımız sergilerimiz oldu. 2011 ve 2016’da altın madalya aldım. Ayrıca delegasyon olarak aldığımız altın gümüş ve bronz madalyalar ve bireysel sanatçı arkadaşlarımın madalya jüri özel ödülü ve onur ödülleri bulunmakta. Türkiye’yi en iyi şekilde tanıtmak ana hedefimiz. Ayrıca diğer sergilerimden başarı plaketi,teşekkür ve onur belgeleri, kurum ödüllerim de bulunmakta. Hakan Esmer başkanlığında Alarm Art Grubu’yla yaptığımız ulusal ve uluslararası sergi, çalıştaylar dışında sanatçı arkadaşlarımla İspanya, Lüksemburg, Amerika ve Paris’te karma sergiler yaptık.
DÜNYAYI SANAT DEĞİŞTİRECEK
-Resim sanatıyla ilişkiniz ne zamana dayanıyor?
30 küsur yıldır resimle uğraşıyorum. 1985’de Buca Eğitim Fakültesi Resim Bölümü’nden mezun oldum. 1983’te okurken ilk karma sergiye katılmıştım. 1994 te ilk kişisel sergimi açtım. Kendimi bildim bileli resim yapmayı seviyordum. İlkokuldan itibaren defterlerimin kitaplarımın yanı hep küçük çizimlerle doluydu. İlkokulda resim yarışmasından aldığım ödül beni cesaretlendirdi. Lisede artık meslek olarak seçeceğimi biliyordum.Hayatımın en keyifli eğitim dönemini geçirdim üniversitede. Bitsin istemedim. Mezun olduktan sonra bir süre Türk Koleji’nde öğretmen olarak çalıştım, evlendim, çocuklarım oldu, Burak ve Kenan Doruk. Bir süre evde resim çalıştım sonrasında kardeşimin ajansının bir odasında devam ettim ve Barış taşındığında ben orada kaldım. Halen atölyem olarak kullanıyorum.
- Sizce sanat insanların hayatına nasıl dokunuyor?
Sanat en büyük terapi. Düşünsenize tüm duygularınızı, sevincinizi üzüntünüzü mutluluğunuzu yansıtabileceğiniz kendinizi ifade edebileceğiniz bir kanal var. Bu ister resim, ister müzik, tiyatro, edebiyat, heykel olur. Neye yeteneğiniz varsa. Çocuklarınıza resim yaptırdığınızda hem onun ruh durumunu anlayacak ipuçları verir, hem de deşarj olmasını, hayal gücünün gelişmesini sağlar. Sanatın iyileştirici gücü olduğunu biliyoruz. Dünyamızı daha yaşanır kılıyor sanat güzelleştiriyor, sınırları kaldırıyor, uygarlığı geliştiriyor. Resim öğretilebilir bir şeydir, baktığını çizme ve farklı boya teknikleri öğrenilip güzel resimler yapılabilir. Sanat ve özgün resim yapmak ayrı bir konu. Orada hayal gücü, daha önce yapılmamış farklı bir dili, stili olan bir resim yapmak gerekiyor. Eğitimde gittikçe az yer verilen sanat derslerinin daha çoğalması ve önem verilmesi en büyük dileğim. Dünyayı sanat değiştirecek .
Paylaş