Paylaş
Çeşitli aşamalardan sonra şef olan Aşçıoğlu, Nişantaşı’nda kurduğu Mutfak Atölyesi’nde herkese açık çalışmalar yapmakla kalmamış, prodüksiyon şirketiyle bunları program haline getirerek paylaşmaya başlamış. Kısa sürede binlerce takipçiye ulaşan Özgür Aşçıoğlu, kamerayı bırakıp bıçağı almanın cesaret işi olduğunu, ama hayallerinin peşinden gitmenin muhteşem bir şey olduğunu anlatıyor.
YABANCI AJANS VE TELEVİZYONLARDA ÇALIŞTIM
- Şu anda birçok insan sizi ‘Şef’ olarak tanıyor ama sizin bir televizyonculuk geçmişiniz var değil mi?
- İletişimciyim aslında. Ege Üniversitesi Radyo Televizyon Sinema Bölümü mezunuyum. İzmir’de Yeni TV’de başladım gazeteciliğe. Sonra NTV İzmir’de muhabir ve kameraman olarak çalıştım. Haber aşkı o zaman başladı. Aslında üniversiteye savaş kameramını olmak için girmiştim. Çok uzun yıllar savaş bölgelerinde çalıştım.
- Nerelerde çalıştınız?
- NTV’deyken Kemal Çolakoğlu vasıtasıyla Nuri Çolakoğlu’ndan randevu aldım. CNN Türk’ün genel müdürüydü, bana önce askere gitmemi tavsiye etti. Ama döndüğümde çoktan ayrılmıştı oradan. Ben de Kanal D’de çalışmaya başladım. Sonra nerede savaş, karışıklık varsa Mısır, Endonezya, Ortadoğu hepsine gitmeye başladım. Uğur Cebeci ile birlikte Doğan Haber Ajansı Görüntülü Haberleri kurduk. Ben kurucu ekipteydim. Fox Ana Haber’in de kuruluş ekibinde yer aldım. Zaten 2009’da oradan istifa ettim. Artık kendi başıma çalışmaya karar vermiştim. Associated Press, İran Pres TV, Çin Devlet Televizyonu, CBS News Amerikan TV gibi sadece yabancı ajans ve televizyonlarla çalıştım. Ukrayna’ya gitmiştim, 5 ay kalmıştım. Artık anladım ki, savaş ortamları beni yormuştu. Bu ortamların yarattığı travmaları iyileştirmek için en iyi çözümlerden biri her zaman yemek yapmak oldu benim için.
MUTFAK VE TELEVİZYON; İKİ SEVDİĞİM İŞİ BİRLEŞTİRDİM
- Mutfağın hobi ya da rahatlama alanından profesyonel iş haline dönüşmesi nasıl oldu?
- Mutfağa girdiğim, malzemelere dokunduğum anda o kan ve şiddet görüntüleri gidiyordu aklımdan. Zaten mutfakla aram hep iyi olmuştu. 10 yıllık evliyim ki, evliliğim boyunca tüm yemekler benden sorulurdu. Annemden de gördüğüm ve sevdiğim mutfak hep benim egemenlik alanım olmuştu. 2014’te neden bu işin eğitimini alıp, profesyonel yapmıyorum diye sordum kendime ve University of West London, İtalya Floransa’dan ve Okan Üniversitesi’nden profesyonel şef sertifikalarımı aldım. Okan Üniversitesi’nde Gastronomi Yüksek Lisansı yaptım, tezimi yazıyorum.
- Kamerayı bırakıp mutfağa girmişsiniz, ama yine bir prodüksiyon şirketiniz var galiba değil mi?
- Kameradan kopamıyorum, televizyon ve prodüksiyon sanki bir hastalık. O nedenle iki sevdiğim işi birleştirmeye karar verdim. Böylelikle Nişantaşı’nda Mutfak Çekim Stüdyosu ve Mutfak Atölyesi’ni kurdum. Burada hem workshoplarımızı, hem de çekimlerimizi yapıyoruz. Hem televizyonlardaki yemek programlarına hem de internet ve Youtube’daki bununla ilgili mecralara programlar çekiyoruz. Kendi projelerimizi de yapıyoruz. En son futbolcu Ali Gültiken’in kızı Selen ile TRT Okul’a Tatlı Şeyler diye 13 bölümlük bir program çektik. Cem Davran, Erkan Can gibi tiyatrocu konuklar ağırladık o programda. Şimdi çeşitli markaların reklam çekimlerini yapıyoruz. Küçük bir metrekarede büyük işler olmasa da güzel işler yapıyoruz. Zaten büyük işler değil ruhu olan işler yapmak istiyoruz.
KAMERAYI BIRAKIP BIÇAĞI ALMAK CESARET İŞİYDİ
- Mutfak atölyesinde nasıl eğitimler veriyorsunuz?
- Atölye çalışmalarımıza herkes katılabiliyor. Günlük oluyor, uzun süreli eğitimler vermiyoruz. Biz insanlara mutfağı sevdirmeye çalışıyoruz, aynı zamanda da keyifli zaman geçirelim, günlük stresten uzaklaşalım istiyoruz. İnsanlar içkilerini alıyor, isteyen yemek yapıyor, isteyen yapmıyor, isteyen önlük takıyor, isteyen takmıyor. Bizde hiç bir konuda zorlama yok. Doğrusunu öğretiyoruz, ama yapmayı şart koşmuyoruz. Mutfak aşkı kişiye kalmış, onu biz zorla veremeyiz. Benim için kamerayı bırakıp bıçağı alma aşaması cesaret istedi açıkçası. Korkutacak çok bileşen var aslında, ama yine de denedim ve şu an mutluyum.
- Sosyal medyada çok takip ediliyorsunuz. Bu nasıl gerçekleşti?
- Aslında birden patladık diyemem. Önceleri sadece yaptığımız yemekleri paylaşıyorduk. Sonra mutfağımızın kurulma aşamalarını paylaşmaya başladık. İnsanlar heyecanlandı ve takipçimiz arttı. Böylelikle her yaptığımızı takipçilerle paylaşmaya başladık. Onlar sayesinde biz de doğruyu bulduk. İnsanlardan gelen talep üzerine mutfak atölyelerimizi şekillendirmeye başladık. Mezeler, yenebilen bitkiler, farklı aromalar bizi cezbediyor. Her yerde bulunabilen çalışmalar yerine değişik şeyler sunmaya çalışıyoruz. Kendi Youtube kanalımız var, bunu televizyonlara taşımayı istiyoruz.
Paylaş