Paylaş
Yok vallahi öyle değil... Görünüşte anlaşıyoruz, yan yana pozlar veriyoruz, birbirimizin yüzüne gülüyoruz ama işte içerlerde bir yerde ya o benden daha çok öne çıkarsa, ya o benden daha fazla beğenilirse, alkış alırsa, ya o daha iyi bir yerlere gelirse diye içimiz içimizi yiyor.
Çünkü kendi özümüze güvenmiyoruz, hatta farklılığımızın farkında bile değiliz.
Neyi sadece kendimizin iyi yapabildiğimizin, sadece bize özgü olanın ve bir tek bizde olanın farkında değiliz. Başkalarının yaptıklarına bakıp o kriterlerle değerlendiriyoruz kendimizi. Dolayısıyla da bir fark yaratabilme, özgün olabilme şansını ıskalıyoruz. Korkularımız ve güvensizliklerimizle başkalarının ilerlemelerine de engel olmaya çalışıyoruz ki bizim de aslında yerimizde saydığımız anlaşılmasın...
REKABET SIKINTISI
Başka kadınların başarılarını sürekli gündeme getirerek, onlardan hem kendim hem de başkalarının ilham alması için fırsat yaratmaya çalışan biri için oldukça karamsar görünebilir bu söylediklerim... Ama amacım karamsarlık yaratmak değil, sadece tespit yapmak... Eğer bizi geride tutanın ne olduğunu anlarsak üstesinden gelebiliriz diye düşünüyorum. Hem şunu da belirtmeliyim ki, hep kaçındığım kadın rekabetinin sıkıntılarını yaşamakla birlikte hayatımda en büyük desteği de kadın dostlarımdan gördüm. Hep çok sağlam ve güçlü kadın dostlarım oldu hayatımda... Birbirimizin ilerlemesi ve öne çıkması için elimizden geleni yaptık, çünkü biliyorduk ki, her birimizin ışığı sadece ona özgü ve birimizin aydınlanması diğerimizin aydınlanmasını da kolaylaştıracak.
Sıkça dile getirdiğim bir şey var; Kadın dernekleri (içeriği ne olursa olsun) bir araya gelsin ve bir çatı altında ortak hareket etsin... Bu konuda çalışan bazı kadın dernekleri ve birlikleri olduğunu da biliyorum. Umuyorum bu en kısa sürede gerçekleşir çünkü her birimiz farklı yönlere kürek çekerken ilerlememiz zor. Ama hepimiz birlikte aynı yönde kürek çekersek müthiş bir hızla ilerleriz...
Çünkü; kadın ilerlerse toplum da ilerler...
Paylaş