Paylaş
KONAK Belediye Başkanı Sema Pekdaş, İzmir Barosu’nun ilk kadın başkanıyken başarılı çalışmalarıyla dikkat çekiyordu. Konak Belediyesi’nin de ilk kadın başkanı olan Pekdaş görev süresinin ilk 100 gününü tamamladı. Bu süreçteki çalışmalarını anlatan Pekdaş’ın önemli söylemlerinden birisi, kentsel dönüşümün insan olmadan, sadece binalar ve alanlarla yapılamayacağı. Bu amaçla Konak’ta yaşayanlarla birebir iletişim halinde olmayı amaçlayan Sema Pekdaş ‘Gelin, bu şehri dünyanın fark etmesini sağlayalım’ diyor.
- 100 günü tamamladınız. Nasıl bir süreç oldu sizin için?
- Çok yoğun bir tempoydu, nasıl geçtiğini anlamadım aslında. Bir taraftan ziyaretçilerimizi kabul ediyoruz, bir taraftan görüşmelerimizi yapıyoruz, hizmet veriyoruz. En önemlisi muhtarlarımızla buluşuyoruz. Çok farklı bölgelerden 113 muhtarımız var. Sadece işyerlerinden oluşan yerler var, sadece meskenden oluşan yerler var, eğlence merkezlerinin yoğun olduğu yerler var. Dolayısıyla her birinin ihtiyaçları farklı. Sorunları dinliyoruz, bürokratlarımızı da sürece dahil ediyoruz. Böylelikle ortak çözüm üretebiliriz. Belediyenin içerisinde de yapılanmalarımızı yapıyoruz. Çok yoğun bir şekilde çalışıyoruz.
KAMU KURUMLARIMIZLA BİRLİKTE ÇALIŞMA
- Forumlarınız ilgi çekiyor. Halkla biraraya geliyorsunuz. Nasıl tepkiler alıyorsunuz?
- Bir kere yüzyüze olmaktan hepsi memnun oluyorlar. Farklı ihtiyaçları duyabilmek için halkı dinlemeye çalışıyoruz. Halkımız yüzyüze görüşmeyi, tokalaşmayı, birebir olmayı seviyor. O nedenle farklı yerlerde forumlar düzenleyip halkla buluşuyoruz.
- Kıbrıs Şehitleri Caddesi’ndeki işportada azalma var. Bu konuda neler yapıyorsunuz?
- Büyükşehir Belediyesi ile çalışıyoruz. Kamusal bir düzenleme var, mesela ana caddeler Büyükşehir’e verilmiş durumda. Sahil emniyetin, ara sokaklar bizim görevimiz. Dolayısıyla biz bu dönemde birşey başlattık. Büyükşehir, emniyet ve bizim ekiplerimiz birarada çalışıyoruz. Ara caddeyi düzeltmeden ana caddeyi düzenlemeniz mümkün değil. Birçok şeyle mücadele ediyoruz ama daha yapılacak çok şey var. Demokrasinin gereği de kamusal yapıların birlikte çalışmasını öngörür. Biz de bunu oturtmaya çalışıyoruz. Çünkü yetkinin tek elde toplanması diktatörlük getirir. O nedenle kamu kurumlarının birlikte çalışmasını çok önemsiyorum.
İNSAN OLMADAN KENTSEL DÖNÜŞÜM OLMAZ
- Bundan sonrası için önceliğiniz nedir?
- Önceliğimiz şudur demek istemiyorum. Canınız nerede yanıyorsa önceliğiniz odur. Büyük bir belediyeyiz, amacımız potansiyelimizi hareket geçirmek ve çalışma anlayışını oturtabilmek. Bunun için gereken sorumluluk ve insan kaynağına sahibiz. Çöpleri toplamak, park düzenlemelerimiz, kaldırım işgaliyesini bitirmek, geziler düzenlemek, sosyal yardım yapmak görevlerimiz arasında. Ama bakın muhtar toplantılarında gezi isteyen de var, ‘yok gezi istemeyiz sosyal yardım isteriz’ diyen de. O nedenle bu farklı önceliklerin hepsini dikkate alarak hizmet vermeye, sosyal adaleti sağlamaya çalışıyoruz.
- Kentsel dönüşüm konusunda neler söyleyeceksiniz?
- Özellikle gecekondu bölgelerinde parkları yeniden düzenleyelim, yeşil alan olarak gösterilmiş ama uygulanmamış alanları yapalım, kentsel dönüşümü sağlayalım istiyoruz. Fakat sadece bina ve alanlarla kentsel dönüşüm olmaz. Orada yaşayan insanları da dönüştürmeden kentsel dönüşüm olamaz. Tüm insanlarımız sağlıklı bir alanda yaşamak hakkına sahiptir. Biz de bunu sağlamakla mükellefiz. Kent konseyimiz de var, onların da tespit ettikleri halkın öncelikleri, istekler ve yapabileceklerimizle birlikte gündemimizi belirliyoruz. Ama bir de kendimize uygun ve düzgün bir belediye binası yapmayı planlıyoruz.
KENDİ BİNAMIZI DA DÜZELTECEĞİZ
- Gerçekten de farklı binalarda, çok da iyi olmayan çalışma koşullarınız var. Belediye önce kendi binasını düzeltmeli mi diyorsunuz?
- Kesinlikle. Bakın çalışma koşulları çalışanın verimini de etkiler. Değişik binalarda, birbirinden kopuk çalışma alanlarımız var, verimimizi düşürüyor. Ayrıca hizmet verdiğimiz vatandaşlarımızın da kolaylıkla ulaşabileceği bir yerimiz olsun istiyoruz.
- Konak Belediyesi, kültür sanat alanında öne çıktı. Siz bu konuda neler yapmayı planlıyorsunuz?
- Hepsi devam ediyor zaten. Müzelerde girişi de ücretsiz yaptık. Artık müzeler sadece belli eşyaların istiflendiği yerler değil. Şimdiki müzecilik anlayışına göre herşeyin çağa uygun ve gelişen bir şekilde tasarlanması gerekiyor. Biz de buna uygun yerler yapmayı planlıyoruz. İşçi Filmleri’ni yaptık, Sokak Tiyatroları’nı yaptık. Sporda ise rekabetten çok sporu yaygınlaştırmak adına çalışmak istiyoruz. Kadın futbol takımımız dışında diğer alanlarda amatör takımlarımızla mücadele etmek yerine destek olacağı bir sistem yapmayı amaçlıyoruz.
KADIN OLARAK BAŞARILI OLMAK ZORUNDAYIM
- Kadın belediye başkanına alışkın değiliz. Çalışanlar ve halktan nasıl tepkiler geliyor?
- Bu durum bende özel bir sorumluluk yaratıyor. Kadın üst yönetici olmanın farklılığını göstermek gibi bir sorumluluğum olduğunu hissediyorum. ‘Başarılı olmak zorundayım’ diye düşünüyorum. Çünkü başarısızlık tüm kadınlara maledilebilir. Genel olarak tüm ekip arkadaşlarımın memnun olduğunu ve bana daha çok güvendiklerini düşünüyorum. ‘Başkanımızla her sorunu konuşabiliriz, iletişime açık bir başkanımız var’ diye düşündüklerini hissediyorum.
- Kadınlara yönelik ne gibi çalışmalar yapmayı düşünüyorsunuz?
- Kadınlara yönelik özel çalışmalar yapacağız. Kadın ve Aile Politikaları Müdürlüğü’nü kurduk. Kanunen zorunlu olmasına rağmen Konak’ta bir sığınmaevi yok. Bunu gerçekleştireceğiz. Liyakat Derneği’nden gelen Avrupa Birliği projemiz var kadınlarla ilgili, ona devam edeceğiz. Semt merkezlerimizi daha nitelikli hale getirmek için çalışacağız. Kadın hemşehrilerimizin bu şehirde daha güvenli ve huzurlu yaşaması için gereken herşeyi yapacağız. Yetkilerimiz, sorumluluklarımız kanunlarla belirli. Onu yapacağız, gerisi için de koordinasyonu kurarak diğer kurumları harekete geçirmeye çalışacağız.
HEMŞEHRİLERİMİZLE DAHA ÇOK İŞİMİZ VAR
- İzmirlilere söylemek istediğiniz bir şey var mı?
- 8 bin 500 yıllık, çok zengin izler barındıran bir şehirde yaşıyoruz. Bu kültürün farkına varıp, bunu öne çıkarmalıyız diye düşünüyorum. Yeni bir şehir yaratmıyoruz, geçmişi ve kent kültürü olan bir şehirdeyiz. Biz bu kültürü daha nitelikli hale getirmeliyiz. Bu tarihi korumak ve daha üst düzeye taşımak durumundayız. Hemşehrilerimizle daha çok işimiz var. ‘Gelin, bu şehrin potansiyelini birlikte ortaya çıkaralım, bu şehri bütün dünyanın fark etmesini sağlayalım’ diyorum...
Paylaş