Avrupa’nın 2’nci büyük kukla festivali İzmir

Haberin Devamı

İZMİR’de, şehrin farklılığına, özgünlüğüne çok uygun bir festival düzenleniyor 9 yıldır. Uluslararası İzmir Kukla Günleri, geçmişte kültürümüzde çok önemli yeri olan, ama bugün unutulmaya yüz tutmuş ‘Kukla’ sanatını canlandırmasının yanısıra, dünyanın birçok ülkesinden önemli sanatçıları da izlememizi sağlıyor. Festival Direktörü Selçuk Dinçer, 5 - 22 Mart’ta düzenlenecek etkinlikte çok özel gösterilerin olacağını, www.izmirkuklagünleri.com sitesinden tüm festival programının izlenebileceğini söylüyor.

KÜLTÜRÜMÜZ UZAK SAYILMAZ
- Kuklalarla ilişkiniz, merakınız, çocukluktan mı başladı?
- Aslında meslekten. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro ve Oyunculuk Bölümü mezunuyum. Çevrenize baktığınız zaman o formasyonunuza yer etmiş şeyleri siz de görüyorsunuz öncelikle. Biz de okulda kuramsal derslerde kukla diye bir ders okuduk. Yıllar sonra İspanya Segovya’ya gitmiştim. Bir kukla festivalinin ortasına düştüm gezerken. Algıda seçicilik burada devreye giriyor. ‘Orada bir kuklacı, şu meydanda bir kukla oynanıyor’ derken öğrendim ki bu bir kukla festivaliymiş. Avrupa’nın en büyük kukla festivallerinden biri yapılıyormuş orada. ‘Böyle birşeyi biz de yapabiliriz’ dedim. Benim modern kukla sanatıyla ilgimi bu festival yarattı. O yıldan beri her yıl bu festivale gider, izlerim.
- Aslında bizim kültürümüz de kuklaya uzak sayılmaz...
- Kesinlikle. Bizim geleneksel Türk tiyatrosu derslerimizde Karagöz çok önemli yer tutar. Kukla adına dünyadaki en büyük geleneklerden biridir Karagöz. Yunanlıların Karagiozis’i başka bir şey, başka tipler. Oyun kahramanları, hikayeleri farklı. Onlarınki Karagiozis, bizimki Karagöz. Çok büyük bir gelenek bu. Aslında İrlandalı araştırmacı Dr. John Mc Cormick, anılarına göre, Kukla Tiyatrosu Topluluğu Avrupa’da turne yaparken İstanbul’a da geliyor ve en büyük parayı Türkiye’de kazanıyor. Yani kukla çok seviliyor bizde.

Haberin Devamı

Avrupa’nın 2’nci büyük kukla festivali İzmir

Haberin Devamı

‘BURADA BU İŞ TUTAR’ DEDİK
- Kaç yıldır uluslararası oldu bu organizasyon?
- Aslında ilk yıldan beri. Çünkü Türkiye’de pek kukla yok. Bir tane Karagöz sanatçısı vardı. İlk yıl 5 grup getirdim, 4’ü yabancıydı. Bizim okulun salonunu tuttum. Salonlar doldu ama çok az izleyici vardı. ‘Bu iş olur, İzmir’de bu iş tutar’ dedik. 2. yıl festival havasına soktuk işi. 10 - 12 grup getirdim. 3. yıl biraz daha büyüdü. 5. yılında ise Avrupa’nın en büyük 2. kukla festivali durumuna çıktı. Halihazırda öyle.
- Avrupa’nın en büyüğü hangi festival?
- Charleville Mezieres’de bir festival var, Fransa’da. 2 yılda bir yapılır. Bu yıl, 54 yaşında. Çok büyük bir festival. Kuzey Fransa’da, Belçika sınırında 55 bin nüfuslu bir kasaba burası. Aslında festival 3 yılda birdi, belediyenin isteği ile 2 yılda bire döndü. Çünkü her festival döneminde dünyadan 35 bin kişi geliyor festivale. Şehirde yer kalmıyor, civara yayılıyor. Mecburen her festivalde gidiyoruz buraya. Orası bir buluşma yeri. Kuklanın Kabe’si gibi bir yer.

Haberin Devamı

Avrupa’nın 2’nci büyük kukla festivali İzmir

TÜM TÜRKİYE’DEN İLGİ VAR
- İzmir Kukla Günleri’ne de başka yerlerden gelen oluyor mu?
- Son yıllarda yurt içinden başladı. Ankara’dan, İstanbul’dan değişik yerlerden insanlar izlemeye geliyor. Çok fazla olmasa da var. Bir de bizim internet sitesinin trafiğini izliyorum. Mesela az önce Zonguldak’tan iki kişi vardı. O bitti Adana’dan birileri girdi siteye. Ankara’dan birileri girdi. Bunları görebiliyorsunuz artık internette. Yani Türkiye çapında ilgi çekiyor. Henüz dünyadan festival izlemeye gelen izleyicimiz yok. Ama bu yıl festivalimize katılmak üzere gelen sanatçı sayısı 186. Ayrıca dünyadaki değişik festivallerin delegeleri, yöneticileri, direktörleri, sanat yönetmenleri geliyor. Bu 28 kişi de bizim özel konuğumuz. Yani 200’ün üzerinde insan geliyor İzmir’e dünyadan.
- Bu sene kimler geliyor?
- Oyunlarımızın yanı sıra iki önemli sergi var. Biri, bugüne kadar Türkiye’de açılmış en büyük Karagöz figürlü sergisi olacak. Diğeri Norveç’ten Bulgar bir kukla tiyatrosu sanatçısı, aynı zamanda ressam. Sergilerimiz Kültürpark Resim Heykel Galerisi’nde. Bu yıl ilk defa 3 boyutlu sinemayla kuklayı birleştiren bir oyun getiriyoruz, Romanya’dan. Kukla ile teknolojiyi harmanlayan bir şey. Avrupa’nın bütün prestijli kukla ve tiyatro festivallerine katılan “3 Maymun” adlı oyun. Bu yıl Türk - Avustralya olduğundan Avusturalya Perth Theater’dan çevreci ama masal tadında bir oyun getiriyoruz. Amerika’dan Paul Zaloom eleştirel “Beyaz Adamın Maceraları” diye bir oyun oynayacak.

Haberin Devamı

Avrupa’nın 2’nci büyük kukla festivali İzmir

KARAGÖZ EĞLENDİRİYOR ÖĞRETİYOR
- Bizim kültürümüzde kukla sanatı ne durumda?
- Halihazırda yaşayan iki kuklamız var. Karagöz ve İbiş. Özellikle Karagöz’ün Türk toplumunda, kültüründe çok önemli yeri olmuş 100 - 150 yıl boyunca. Bir toplumsal eğlence aracı olmanın çok ötesinde bir siyasi eleştiri aracı olmuş. Kıraathanelerde, kahve dediğimiz yerler bir dönem Türk kültürünün çok önemli buluşma noktaları olmuş. Karagöz’ün bu anlamdaki rolünü yadsıyamayız. Çok önemli roldür bu. Benim Geleneksel Türk Tiyatrosu hocalarımdan Eftal Hoca şöyle bir metin yayınladı birkaç sene önce. ‘Karagöz mutfakta’ adı altında mesela yemek tarifi yapıyormuş Karagöz. ‘Karagöz evleniyor’ başlığıyla evlilikte nasıl davranılması gerektiğini öğretiyor insanlara. Herşeyi biliyor ve öğretiyor topluma. Hem eğlendirici, hem eleştirici hem de öğretici bir fonksiyonu var. İbiş ise daha çok eğlendirme görevinde.
- Geleneğimizde var ama nedense modern sanata geçememiş kukla sanatı.
- Cumhuriyet döneminde giderek farklı eğlence araçları çıkmış. Sadece bizde değil, neredeyse Avrupa’nın tamamında. Kuklaya ilgi azalmış. Kukla yapan insanların sayısı çok azalmış. Geleneksel kuklayı bile birçok ülkede yaşatmakta çok zorlanmış insanlar. Bir şekilde modern kukla yapanlar çok güçlü bir şekilde ortaya çıkmış. Kukla tiyatrosu toplulukları kurulmuş, çok güzel prodüksiyonlar, dev festivaller yapılmaya başlanmış. Modern kukla almış yürümüş, plastik sanatlara, müziğe, görsel sanatlara, teknolojiye bütün sanat dallarına kapısını açmış onlardan da yararlanarak kendi özgür formasyonunu işin içine katarak çok ilginç eserler ortaya çıkmasını sağlamış. Oysa biz geleneksel kuklamızı bile unutmuşuz. Yapan insan kalmamış neredeyse.

Yazarın Tüm Yazıları