"Asla soykırım yok savaş var"

Ortadoğu ve Osmanlı-Türk tarihi üzerine önemli çalışmalar yapan Amerikalı Tarih Profesörü Justin McCarthy geçtiğimiz hafta İzmir’e geldi.

Haberin Devamı

Rotary 2440. Bölge’nin bu yıl belirlediği ‘Cumhuriyet ve Kazanımları’ projesi kapsamında bir konferans veren Prof. McCarthy, özellikle Ermeni meselesindeki araştırmalarıyla biliniyor. Tarihin belgeler, arşivler ve raporlarla detaylı bir şekilde incelendiğinde ortada bir soykırım olmadığının açık ve net bir şekilde göründüğünü söyleyen Prof. McCarthy, bu konuda da önyargılar ve korkuların etkili olduğunu anlatıyor. Prof. McCarthy ve Rotary 2440. Bölge Federasyonu Başkanı İsmail Rodoplu ile sohbet ettik. 

Asla soykırım yok savaş var

 

- Siz, bizi bizden iyi biliyorsunuz. Osmanlı ve Türk tarihi üzerine çalışmaya başlamanız nasıl başladı?
Genç bir akademisyenken 2 yıl Orta Doğu Teknik üniversitesi’nde eğitim verdim. Bu Türkiye ile ilk ilgilenmeye başladığım dönem oldu. Sonra Amerika’ya dönerek doktoramı verdim ve tarihçi Prof. Stanford Shaw ile çalıştım. O, bana çok şey öğretti. Sonra ben de araştırmaya ve yazılar yazmaya başladım. Padişahlık yerine Osmanlı halkına odaklandım. Özellikle savaşlarda ölen Türk sayısı çok dikkatimi çekti. Çok büyük sayıda ölümler olduğundan bunun nedenini araştırdım. Tabi bu arada Ermeni meselesi gibi konulara da girmek durumunda kaldım.

Haberin Devamı


- Hangi kaynaklar ve arşivlerden faydalandınız? Sadece Türk arşivlerine mi baktınız?
Hayır. Amerikan, İngiliz arşivlerini araştırdım. Tabiki Türk arşivleri, Başbakanlık, Askeri arşivleri araştırdım. Şunu söylemeliyim ki eğer Ermeniler arşivlerini açmış olsalar onları da seve seve incelemek isterdim. Ama maalesef bu konuda kapalılar, kimseye göstermiyorlar. Osmanlı arşivleri ise herkese açık, her isteyen inceleyebilir. Ama benim için kolay olmuyor çünkü bunun için uzun zaman İstanbul’da kalmam gerekiyor. Askeri arşivleriniz eskiden kapalıyken son yıllarda açıldı. Herkes hatta bir Ermeni araştırmacı bile gelip inceleyebilir.


HEM İDDİA EDİYORLAR HEM DE ARŞİVLERİNİ AÇMIYORLAR
- Ermeniler tarihle ilgili önemli iddialarda bulunmalarına rağmen neden arşivlerini saklıyorlar? Tam tersi olması gerekmiyor mu?
Kesinlikle. Eğer insanlar bir şeyler saklıyorlarsa bunun ardında bir korkuları ve dürüst olmadıklarını düşünebiliriz. Bu konuda aynı şey geçerli mi bilemem ama sizin de dediğiniz gibi tarihinizle ilgili bir iddiada bulunuyorsanız hem de bir başka milleti suçluyorsanız o zaman her türlü bilgiyi herkese sunmak durumundasınız. Bilgiyi saklayıp sadece dediğime inanın demek doğru değil. Birçok Ermeni hatta Ermenistan’ın ilk Başbakanı Ovannes Kaçaznuni de bunu söylüyor. Ruslar ve İngilizler ile işbirliği yaparak Türklere saldırdıklarını, bunun bir savaş olduğunu söylüyor. Hatta bu konuda bir kitap yazmış fakat sonradan kitabın tüm kopyaları yakılmış, yokedilmiş. Ama bizde bu kitap hala var. Yani ortada bir soykırım yok, bir savaş var. Bunun sonucunda da iki tarafta da çok büyük sayıda kayıplar var.

Haberin Devamı


- Bu kadar ciddi kaynak ve belge varken neden diğer tarihçiler bunu göremiyor ya da görmek istemiyor?
İşte sorun da bu. Çoğu tarihçi arşivlere bakmıyor bile. Türk Osmanlı arşivlerini incelememişler bile. Ermenilerin iddialarına inanarak yayın yapmayı tercih ediyorlar. Eğer belgeleri tarafsız bir şekilde inceleseler birçok iddiaları kendiliğinden çürüyecek. Şimdi Kilikya Bölgesi, Zeytun üzerine araştırma yapıyorum. Orası ile ilgili İngiliz Konsolosluğu’nun raporları var ve bu raporların çoğu iki kaynaktan geliyor; Ermeni kaynaklar veya Misyonerler. Ama misyonerler de aslında bilgilerini Ermenilerden almış. Dolayısıyla Konsolosluğun elindeki raporlar aslında tamamen Ermenilerin söyledikleri. Ki onlar da her zaman doğruyu söylemiyor. Zeytun’da az sayıda insan yaşarken Ermeniler orada on binlerce Ermeni’nin katledildiğini iddia ediyor. Oysa İngiltere’nin o dönemdeki Adana ve Halep konsosloslarının da desteğiyle Müslüman ve Kürt köylerine saldırıp onları öldürdüler ve bir nevi savaş başlattılar. Gerçek anlaşılsa da İngiliz Hükümeti bunun ortaya çıkmasına izin vermedi. Aynı şey Balkan Savaşları’nda da oldu. Kurtuluş Savaşı’nda da işgalciler gelir gelmez Türkleri öldürmeye başladılar ama sanki ilk ateşi hep Türkler açmış gibi gösteriliyor. Oysa ortada ciddi bir saldırı durumu var. Bunlar günümüzde yazılmıyor ama bizdeki belgelerde hepsi mevcut.

Haberin Devamı


ASLA SOYKIRIM YOK, SAVAŞ VAR
- Bu ikiyüzlülüğü nasıl yorumluyorsunuz? Taraf olmadan sadece gerçekleri konuşmak neden mümkün olamıyor?
Önyargılar yüzünden. Müslümanlara, Türklere karşı müthiş bir önyargı var. Tabi bunun ardında birçok neden var. Ama bence önemli olan ve konuşmamız gereken Türkiye’nin yıllar boyunca bu konuda hiçbir şey yapmamış olmasıdır. Tarih, belgeler, arşivler sizden yanayken neden bu konuda daha önemli çalışmalar yapılmıyor anlamıyorum. Bugün biraz daha ilerleme kaydedilmiş olsa da yapılanlar hala yeterli değil. Ermeniler, İngilizler, Yunanlılar tarih üzerine konuşurken Türkler anlamsız bir şekilde sustu önemsemedi. Oysa yapılması gereken belge ve bilgilerin ortaya konulmasıydı.

Haberin Devamı


- Sizce bu konu ne zaman aydınlığa kavuşur?
Öncelikle şunu söylemeliyim ki, bugün ne olursa olsun, ne söylenirse söylensin, gerçek her zaman ortaya çıkar. 50 yıl önce bu konuda Türkler dinlenmiyordu bile. Oysa bugün birçok kişi Türkleri de dinlemek istiyor. Her şeyin Türklerin hatası olduğunu söyleyenlerin ne kadar yanlı baktığını söylemekle birlikte bazı Türklerin olumsuz davrandığını söylememek de yanlı bir bakış açısı olur. Çünkü o zaman bir savaş hali vardı ve Türkler, Ermeniler, Yunanlılar birbirlerini öldürdü. Hepsi masum veya hepsi suçluydu. Ama ortada bir soykırım asla yoktu, sadece savaş vardı.


TÜRKİYE, DIŞARIDAN İYİ ALGILANMIYOR
- Bir tarihçi olarak dünyanın bugünkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Maalesef çok moral bozucu. Şunu da söylemeliyim ki Türkiye’nin durumu da dışarıdan iyi görünmüyor. Özellikle Amerika’da Türkiye hiç bu kadar kötü algılanmamıştı. Türkiye’ye karşı olan yazılar, makaleler, düşünceler çok fazla. Sizin ve ülkenizin gerçekten anlaşılamadığı ortada. Bence bu konuda mutlaka bir şeyler yapılmalı.

Haberin Devamı


- Peki sizce ne yapılmalı?
Ben bir tarihçiyim bu konuda sadece önerim olabilir. Bence ülkeniz ne yapıyorsa bunu herkese açık yapmalı. Her şey açık, görülebilir ve anlaşılabilir olmalı. Çünkü yanlış anlaşılmalar çok fazla. Bunu düzeltmek ve kendinizi anlatmak da sizin göreviniz.


ATATÜRK ÇOK ÖZEL BİR İNSAN VE KURTARICI
- Rotary’nin Cumhuriyet Kazanımları projesi kapsamında İzmir’desiniz. Bu proje hakkında neler düşünüyorsunuz?
Beni davet eden harika insanlara teşekkür ediyorum. Bu konunun önemine inanıyorum. Atatürk ve yaptıkları çok daha fazla incelenmeli ve konuşulmalı. Belki siz Türkler Atatürk hakkında duygusal düşünüyor ve ona karşı çok sıcak hisler besliyorsunuz. Ama benim gibi tarihçiler belgeler ve gerçekler üzerine çalışıyoruz. O zaman da Atatürk’ün ne kadar özel ve büyük bir kişi olduğunu görüyoruz. Amerika’da da Roosvelt gibi bazı başkanlar çok büyük işler yapmış, diğerleri yapamamış. Bu büyük liderleri milletlerinden, ait oldukları ülkelerden bağımsız takdir etmeyi başarabilmeliyiz. Çünkü onlar gerçekten yaşadıkları toplumu dönüştürmeyi başarmışlar. Sizin ülkenizde de değişen, dönüşen çok şey var ki bunu sağlayanların başında Atatürk ve onun politikaları geliyor. Onun ne kadar büyük işler başardığını söylemeye gerek yok. Türkleri sevmeyenler bile Atatürk’ü takdir ve kabul ediyor.


- Yine de bunu Türk olmayan bir Profesör’den duymak çok daha anlamlı…
Haklısınız çünkü siz Türkler doğal olarak onu her zaman seveceksiniz. Çünkü o sizin yani tüm Türklerin babası sayılır ki babaya saygı her kültürde vardır. O olmasa Türk milleti olmayacaktı. Bunu kabul etmek durumundayız. O gerçek bir kurtarıcı. Ayrıca çok özel bir insan çünkü aynı anda hem bu kadar başarılı bir asker, general olup sonrasında da yine çok başarılı bir siyasetçi olabilen insan çok az. Bu da takdir edilmesi ve incelenmesi gereken bir konu. Sanıyorum bu onun kişiliği ile ilgili. Bunları çok güzel birleştirmiş. Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak gibi birçok önemli konutan vardı ama hiçbiri Atatürk gibi olmadı ve ona bağlı kaldılar. Atatürk’ün daha iyi anlaşılması ve incelenmesi gerektiğine inanıyorum. O nedenle Rotary’nin projesi çok anlamlı.


İSMAİL RODOPLU
ROTARY 2440. BÖLGE FEDERASYON BAŞKANI


- Siz bu yıl Rotary 2440. Bölge Federasyon Başkanısınız.
Her ne kadar tüm başkanlar ortak amaçlar ve projeler üzerine çalışsak da her başkanın altını çizmek istediği konular oluyor. Biz de çalışma arkadaşlarımla birlikte Cumhuriyet ve bunun ülkemize getirdiği kazanımlar üzerine çalışalım dedik. Kültür, Sanat derken gördük ki, aslında Cumhuriyet hayatımızın her alanını müthiş etkilemiş. Ama yine de bunu körü körüne yapmayı düşünmüyoruz. Mesela Köy Enstitüleri o dönem çok önemliydi, bugün ise günümüze uyarlanmaları ile aynı şeyi başarabilirler. Açıkçası bu konuda çok kapsamlı ve akademik bir çalışma yapılması gerektiğini düşünüyoruz. O nedenle Cumhuriyet ve Kazanımları komitemizi kurduk ve başkan olarak Bahar Yorgancıoğlu’nu belirledik. Tarihçi Prof. Justin McCarthy’nin İzmir’e gelmesi ise bu konudaki ilk çalışmamızdır.


- Bu proje kapsamında neler yapmayı düşünüyorsunuz?
Her ay bir etkinlik ve konu belirlemeyi düşünüyoruz ama kulüplerimizi yine de serbest bırakarak istedikleri projeyi yapmalarını istiyoruz. Esas önemli olan bu yaptıklarımızı birbirimize değil, başkalarına anlatabilmek. Ama bunun için çerçeveyi çok iyi belirlemek ve düzgün çalışmak gerekli. Eğitim ise bunu bilimsel sempozyum şeklinde yapmalıyız. Akademik temele oturtmalıyız ve model çıkartmalıyız. Milli Eğitim Bakanlığı bunu beğenir ve yararlanırsa biz de memnun oluruz. O denli ciddi çalışma yapmalıyız. Hatta bu konuda Bursa Uludağ Üniversitesi ile bir çalışma hazırlığı yapıyoruz. Cumhuriyet ve Kadın konusunu da önemsiyoruz.


- Peki uluslararası alanda çalışmalarınız var mı?
Kültür ve Sanat alanında İtalyanlar ile bir projeye başladık. Akdeniz Barış Senfonisi kapsamında 38. paralel üzerinde bulunan ülkelerden 4 müzisyen belirlenecek ve bunlar biraraya gelerek 5 farklı şehirde konserler verecek. Sadece konserle kalmayacak, Barış ve Anlaşmazlık Çözümü konusunda da eğitime yönelik çalışmalar yapılacak. Her şehirde 2 okulda da bu yönde çalışma yapalım istiyoruz. İzmir’deki konseri 27 Mayıs’ta yapmayı planlıyoruz.

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları