Yaşamınızın en büyük keşfi zihnin kapasitesini keşfetmektir

Haberin Devamı

Bakın, buna yürekten inanıyorum. Son dönemde zihin ve beyin üzerine yapılan araştırmalar, potansiyelinin yüksekliği ve ne kadar gelişebileceği ile ilgili müthiş bulgular çıkarıyor. Biz her yıl değişen sınav ve eğitim sistemleriyle çocuklarımızın aklını bulanıklaştırırken, alem ilerlemeye devam ediyor yani.

Neyse, beyin araştırmaları ve zihin geliştirme teknikleriyle ilgili sürekli sohbet ettiğim dostum Psikolog Gülgün Sharafat’tan bu kez yeni bir teknik duydum. Aslında çok da yeni sayılmaz. Birkaç yıl önce Ayşen Edis tarafından Türkiye’ye getirilen Silva Metodu, dünyada 40 yıldır bir çok iş insanı, sanatçı, eğitimci tarafından uygulannış bir yöntem.

Silva Metodu diyor ki; Doğada güçlü olan değil, esnekliğe sahip, eskiyi geride bırakarak yeniyi kabul eden organizmalar hayatta kalır.
Çağdaş bilimsel verilere göre, sıradan bir insan zihnini herhangi bir düşünceye 6 -11 saniyeden fazla odaklayamıyor. Harvard Üniversitesi araştırma sonuçlarına göre kişinin hedeflerine ulaşamamasının en önemli nedenlerinden biri bu sayılıyor.

Haberin Devamı

Yaşamınızın en büyük keşfi zihnin kapasitesini keşfetmektir

Silva Metodu eğitimlerinde katılımcılarının öğrendiği ilk şey, beyin dalgalarını yavaşlatarak alfa seviyesine girebilmek ve bu seviyede bilinçli kalarak beynin sağ yarımküresinde işlevsel olmak.
Yaptığınız her şey bir düşünce ile başlar. Eğer yeni bir hedefinize ulaşmak için eski düşünce sisteminizle yola çıkarsanız, başarı şansınız sadece bir olasılıktır. Yeni fırsatları yakalamak ve başarmak için yeni bir düşünce sistemi gerekir.

Yani kısacası değişmeniz gerekli. Maalesef bizim gibi slogan ve ideolojiler arasında sıkışmış toplumların bireyleri için bu pek kolay değil biliyorum. Ama yine de denemek isterim diyorsanız, bu hafta sonu yani 23-24 Kasım’da yapılacak eğitimlere katılabilirsiniz. Bilgi için: 232.464 43 64’ü arayabilirsiniz.

BEYNİYLE YAZIP KALBİYLE YAŞAYANLAR
Açıkçası, beynimi, zihnimi tüm bileşenleriyle etkin hale getirebilmek çok ilgimi çekiyor, ama duygularımı unutmadan... Sevgili Deniz Sipahi’nin pazar günkü “Beyniyle yazıp, kalbiyle yaşayan özgür bir kadın...” adlı yazısı bu anlamda çok güzeldi. ‘Düşündüklerini cesaretle söyleyebilen, kimseden çekinmeden yazabilen, konuşabilen, ama kalbinin de sesini dinlemeyi ihmal etmeyen insanlar...’ beni de çok etkiler. Tabii bulabilirsem... Maalesef o kadar az ki bu derece sahici düşünen ve hisseden insan... Çoğu insan, duruma, ortama, çevreye ayak uyduracağım diye her seferinde farklı konuşmaktan çekinmiyor. O nedenle Sevgili Deniz’in dediği gibi inançları, düşünceleri ve duygularıyla karşısındakini sarsan Simone de Beauvoir gibi kadın ve erkeklerin çoğalmasını, ama daha da önemlisi böyle gerçek ve dürüst insanlardan rahatsızlık duymayacak, asla dışlamayacak bir toplum olmamızı diliyorum...

Yazarın Tüm Yazıları