Hatice Sıçramaz Arıkan, Dokuz Eylül Üniversitesi Üroloji Ana Bilim Dalı’nda ihtisasını tamamlayarak "Türkiye’nin İlk Kadın Üroloğu" oldu. Prof. Dr. Adil Esen’in başkanlığında çağdaş ve iyi hizmet veren Üroloji Ana Bilim Dalı’nda göreve başlayan Dr. Hatice Sıçramaz Arıkan ile bırakın Türkiye’yi, Avrupa’da bile pek yaygın olmayan ’Kadın Ürolog’ olmayı konuştuk.
Doktorluk eğitiminizi nerede aldınız?
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. Ankara’dayken, bana uygun kent olmadığına karar verdim, İzmir’de ihtisas yapmaya karar verdim. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde üroloji ihtisası yaptım.
Üroloji ihtisası yapmaya nasıl karar verdiniz?
Fakültedeyken de bu bölümü çok seviyordum. Çok sevdiğim bir hocam vardı, belki onun da etkisi olabilir. Uzmanlığımı seçerken ömrümün sonuna kadar yapmaktan mutlu olacağım dal olması gerektiğini düşündüm. Üroloji hep sevdiğim ve meslek mutluluğunu aldığım bir uzmanlık alanı oldu.
Sizden önce ürolojiyi seçen kadın doktor olmamış mı?
Tıp fakültesinden sonra ihtisas sınavına girip dal seçiyoruz. Aslında benden önce de birkaç kişi ürolojiyi seçmiş ama ya istifa etmiş, ya farklı yönlere gitmiş. Pek tercih edilmemiş.
Nasıl yaklaşımlar oldu bu dalı seçtiğinizde?
Başta, ailem dışında pek destek olan çıkmadı. Herkes olumsuz yaklaştı. "Üroloji seçeceğim" dediğimde "Nöroloji diyecektin, yanlış söyledin herhalde" diyorlardı. Yani kimse onaylamadı başta.
Aileniz nasıl tepki verdi?
Ailem her zaman bana destek oldu. Annem, sadece cerrahinin yorucu olup olmayacağı konusunda endişeleniyordu. Onun dışında hep olumlu yaklaştılar.
Avrupa’da bile kadın ürolog sayısı çok az
Yurt dışındaki konferanslara gittiğinizde üroloji dalında ülkemizi nerede görüyorsunuz?
Son derece başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Bizim Dokuz Eylül’de yaptığımız gerek cerrahi operasyonlar, gerek hastaya yaklaşım belli bir standartın üstünde ve çok başarılı.
Yurt dışında kadın ürolog yaygın mı? Sizi görünce ne tepki veriyorlar?
Var ama orada da az. Mesela 4 yıl kadar önce yurt dışındaki bir toplantıda Avrupa Üroloji Derneği Başkanı’yla tanışmıştım. İnanamadı ve o dönemde Avrupa’da 17 kadın ürolog olduğundan bahsedip hem de Türkiye’den kadın ürolog olmam nedeniyle çok şaşırdı ve herkesin tek kadın ürolog olmamdan dolayı yaptığı "En güzel ürolog" esprisini yaptı.
Sizce bu tip değişimler topluma nasıl yansıyor?
Biz doktor olarak toplumu yukarı kaldıracağız ve tüm açılımları yapacağız diye düşünüyorum. Bence tıp fakültelerinde okuyan başta kız öğrenciler, cesur olmalı ve istedikleri bölümleri seçmeliler.
İlk geldiğim zaman herkes dönüp bakardı
Dokuz Eylül Üroloji Ana Bilim Dalı’na geldiğinizde size nasıl tepki verdiler?
Şaşkınlıkla birlikte iyi tepki verdiler. Üroloji bölümlerinde erkek egemenliği oluyor. Bir kadının gelmesi giyim odası gibi ufak tefek ayrıntıların bile düzenlenmesi gerekliliğini ortaya çıkardı. Ama hepsi halloldu.
Hiç zorluk çekmediniz mi?
Esas zorluk cerrahide oldu. Çünkü cerrahi zorlu bir asistanlık süreci. Çok fazla efor gerektirir. Bir de cerrahide her zaman bir hiyerarşi işler ve bu her zaman çok kibar olmayabilir. Ben zamanla buna da alıştım.
İlginç yaklaşımlar oldu mu?
Asistanlık keyifliydi, ama nereye gitsem; yemekhaneye, servise herkes bakardı, "A, ürolojiye gelen kimmiş" diye merak ederdi.
Amacım kadın ürolojisini geliştirmek
Üroloji alanında en çok rastlanan rahatsızlık ne?
Özellikle şişman, çok doğurmuş ve spor yapmayan kadınlarda sık idrar kaçırma. Erkeklerde ise idrar yolu enfeksiyonları yanısıra, prostat ve böbrek taşlarına rastlıyoruz.
Bu dalda neler yapmak istersiniz?
Ürolojide kadın hastalar hep başka yönlere gitmişler. Kadın ürolojisini geliştirmek istiyorum. Bölüm başkanımız Prof. Adil Esen de beni buna yönlendirdi. Bence iyi olacak.
Kadın ürolog olmaması biz doktorların cesaretsizliği
Kadın doktorlar sizce neden ürolojiyi seçmiyor?
Üroloji böbrekten, idrar çıkışına kadar olan kısmı inceler. Erkekte ve kadında da var ama çıkış organları farklı. Belki erkek cinsel organı rahatsızlık yaratıp kadın doktorların bu dalı seçmemesine neden olabilir. Ama bence bu tamamen doktor kaynaklı.
Nasıl yani?
Doktorun hasta karşısındaki duruşu önemli. Ben cesur konuşursam hasta da hemen saygılı yaklaşıyor. Kadın ve erkek, farklı hastalıklar hatta cinsel problemlerle gelebiliyor. Kadını da, erkeği de dinlerken aramda ilk başta bir duvar oluyor. Ama cesur ve net sorduğumda duvar yıkılıyor. Benim için kadın-erkek hasta farkı kesinlikle yok.
Hastalar sizi görünce nasıl tepki veriyor?
Halk ayrım yapmıyor. Birkaç kez kapıyı açıp beni görünce donup kalan oldu ama başka tepki olmadı. Bence şimdiye kadar kadın ürolog olmamasının nedeni doktorların cesaretsizliği.
Hasta olumsuz yaklaşsaydı ne olurdu?
Sanırım devam edemezdim. Çünkü ben bu mesleği mutlu olmak için seçtim. Ama hastalar beni reddetseydi çok üzülür ve devam edemezdim.
Başka şehirde sıcak bakılmazdı
Kadın-erkek doktor sayısı farkının bu derece yüksek olduğu başka bir doktorluk dalı var mı?
Üroloji dışında bu kadar yok. Aslında cerrahilerde de kadın doktor az. Ortopedi de kadın doktorların yoğun tercih ettiği bir dal değil belki ama hiçbiri üroloji gibi değil.
Türkiye’deki "İlk Kadın Ürolog" olmak size ne hissettirdi?
Uzman olduğum an çok şey değişti. Bir anda bu kadar tepki, ilgi beklemiyordum. Bana herşey normal geliyor, bu kadar büyütülmemesi gerekli diyorum. Ama öte yandan özel bir durum olduğunun da farkındayım ve bunun da onurunu yaşıyorum açıkçası.
Bölümdeki doktorlar bu ünvanınızla ilgili ne düşünüyor?
Hocalarımız, çalıştığım tüm kişiler, asistanlarımız, herkes çok çok iyi yaklaştı. Belki İzmir’de olmamın da etkisi olmuştur. Başka bir şehirde olsam aynı sıcak ve olumlu tepkileri alamayabilirdim. Şu anda Ankara ve Marmara’da çıkacak arkadaşlarım var. Onların da benim gibi olumlu karşılanmalarını umarım.