Paylaş
Geçtiğimiz günlerde İzmir Kalkınma Ajansı çok önemli bir uluslararası toplantı düzenledi. Orta ve Küçük Ölçekli İşletmeler için Uluslararası Ağ Oluşturma Konferansı’nda (INSME) günümüz dünyasındaki yenilikçi, ilerici ve teknolojik gelişmelerin yönlendirilmesi ve yönetilmesi ele alındı. Birbirinden ilginç ve önemli konuşmacıların arasında en çok ilgimi çekenlerden biri Amerika’nın en prestijli üniversitelerinden olan Stanford Üniversitesi’nden Dr. Marina Ranga oldu. Ebiltem’den Dr. Serdal Temel ile birlikte ‘Bölgesel Inovasyon’da Üçlü Helix Sistem’ adlı bir modeli İzmir’e uygulayan Dr. Ranga, İzmir’in Bölgesel Gelişimi İçin İnovasyon konusunda ilginç açıklamalar yaptı. Dr. Ranga’nın sunumundan yaptığım alıntılar şöyle;
* İzmir’de sadece yüzde 15 oranında işletmenin şirket içi Ar-Ge Bölümü mevcut...
* İzmir’deki işletmelerin sadece yüzde 25’i inovasyon, yani yenilikçi aktivite yapıyor. Sadece yüzde 5’i köklü yenilikçi değişikliklere gidebiliyor. Yani çoğu statükoyu koruma derdinde...
* Pazar ya da kendi işletmesi için yenilikçi ürün geliştirenlerin sayısı çok az...
* Yenilikçi teknoloji denilince yüzde 14 işletme yeni ürün geliştirme ve üretme için Ar-Ge düşünürken, sadece yüzde 5 işletme yenilikçi servisleri geliştiriyor.
Sanayi ve üniversite işbirliği yok
Aslında bunları bizler de az çok biliyor ve tartışıyoruz. Dr. Ranga, bu konuda en büyük eksikliği sanayi ve üniversiteler arasındaki işbirliğinin azlığına bağlıyor. Buna örnek olarak da İzmir’deki işletmelerin yüzde 81’nin hiçbir üniversite ve Araştırma Merkezi ile bağlantısı olmamasını gösteriyor. Nedeni ise işbirliği yapma kültürümüzün çok zayıf olması...
Bir başka konu ise doktoralı araştırmacılarının sanayide görev almamaları. İzmir’de 7 sektördeki 722 işletmeden sadece 30’u 45 doktoralı araştırmacı bulunduruyor. Çünkü İzmir’deki firmalar bu yüksek eğitimli kişilere az maaş vermek istiyor. Sanayi ve akademisyenler arasındaki uçurum açılıyor. Hal böyle olunca yenilikçi teknolojiler ve buluşlar üniversite duvarları arasında kalıyor, destekleyici sanayi ile buluşamayınca gerçek hayat geçemiyor.
Silikon Vadisi’ni örnek almalı
Konferans sonrası sohbet ettiğim Dr. Ranga, İzmir’in geçmişi, kültürü ve bölgesel avantajlarıyla yenilikçi teknolojilerde çok daha öne çıkması gerektiğini anlatıyor. Hatta teknolojik buluşlarla dünyaya yön veren Amerika Kaliforniya’daki Silikon Vadisi gibi olmamız gerektiği görüşünde. İzmir’de kesinlikle bu potansiyelin olduğuna ama nedense özellikle sanayicilerin pasif kaldığına dikkat çekiyor...
Fakat bunun için yapılması gerekenler var.
* Üniversite ve sanayi arasında mutlaka daha yakın ilişkiler kurulmaya çalışılmalı…
* Sanayinin Araştırma ve Geliştirmeye daha çok bütçe ayırıp mutlaka bu konuda yatırım yapması... Zaten DR. Ranga’ya göre hızla değişen dünyada sadece statüsünü korumaya çalışanların bir müddet sonra koruyacak statüleri kalmayacak...
* Araştırma merkezleri mutlaka artırılmalı. EBİLTEM’den Dr. Serdal Temel’in araştırmasına göre İstanbul’da 26, Ankara’da 14, Bursa’da 10, Kocaeli’de 9 olan araştırma merkezi sayısı İzmir’de 8. Manisa’da da 8 olması bir başka ilginç nokta...
Ama her konuda en çok öne çıkan konu işbirliği kültürünü, anlaşmayı ve uzlaşmayı geliştirmek. Buna sadece İzmir’de ve ticari konularda değil tüm ülkede ve her konuda ihtiyacımız olduğu kesin...
ESKİ ÇEŞME’Yİ MERAK EDİYORSANIZ BU SERGİYİ KAÇIRMAYIN...
Çeşme’de çok hoş bir sergi açıldı bu hafta. Çeşme’nin en eski yerleşim bölgelerinden Yıldızburnu’nu konu alan sergide tamamen burayı resmeden yağlı boya çalışmalar, arşivlerden çıkarılmış eski fotoğrafların da bulunduğu eserler bulunuyor.
1700’lerde İzmir’e yerleşen Charlton Whittall’un oğlu James Whittall’un Yıldızburnu’nda Teras evler’i inşa etmeye başlamış. Altı kuşak sonra, James Whittall’ın 86 torunundan birisi olan Ruth Whittall’un oğlu Mark Giraud ‘Teras’daki hayatı belgeleyen aile fotoğraflarını restore ederek dijital teknolojiyle gerçekten uzaklaşmayacak şekilde onarmış. Ressam Nuran Tanrıverdi’nin kuratörlüğünü yaptığı ve resimlerini sergilediği, Chermine Vidori resimleri, Mark Giraud ve Sarp Akmanlar’ın fotoğraflarının bulunduğu sergi 7 Temmuz’a kadar Yıldızburnu’nun ilk kafesi No:15’de sergilenecek ve gelirinin bir bölümü 15. yılını kutlayan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Çeşme Şubesi’ne verilecek.
Paylaş