Paylaş
Ama öyle sizi güzelleştirip, 5-10 yaş genç gösteren fotoğraflar çekmiyor. Aksine, size bakıp, kendi kurgu dünyasında modellediği şekilde yansıtıyor. Yani, ona poz vermek biraz yürek işi. Şimdiye kadar birçok Rock sanatçısı ve grubunun fotoğraflarını çeken Mehmet Turgut, bu fotoğraflardan oluşan sergisi Rock’n Frame ile İzmir’e geliyor. 11 Mayıs’ta Tansaş Arena’da açılacak serginin çok ilgi göreceği kesin...
İzmir’de sergi açmak fikri nasıl çıktı?
İzmir’e daha önce birkaç proje için gelmiştim ama onun dışında pek fazla ilgim olmamıştı. Bir İzmir ziyaretimde dostlarıma, ‘Ankara’daki Rock’n Frame
Sergisi’ni İzmir’e getirelim’ deyince onlar da hemen yapalım dediler. - Bu sergi hangi fotoğraflardan oluşuyor?
Sergi organik bir şekilde gelişti aslında. 10 yıldır underground metal grubundan, yerli yabancı rock grubuna çoğunun fotoğrafını çekiyordum zaten. O kadar çok fotoğraf birikti ki ben de bu sergi kaçınılmaz hale geldi...
Babam, dedem hatta babaannem bile fotoğrafçı
Fotoğrafçılık aile geleneği gibi değil mi?
Babam, dedem hatta babaannem de fotoğrafçı olunca ben de 3. nesil fotoğrafçı oluyorum. Onlar Gaziantep’te fotoğrafçılık yapıyorlarmış sonra Ankara’ya gelip orada devam etmişler.
Siz hiç başka bir şey olmayı düşünmediniz mi?
Fırsatım bile olmadı. Ama zaten olmak da istemedim.
Klasik anlamda değil de, kurgusal fotoğrafçılık yapmanızın nedeni ne?
Ben belirli normlara ve bugüne kadar yapılan işlere takılı kalmadım. Hatta hiç o tip fotoğraf çekmedim. Zaman beni kendi ışığımı, kendi stilimi yaratmaya itti çünkü ben plastik sanatlara ve resme de meraklıydım. Bir şeyler üretebilmenin en kolay yolunun fotoğraf olduğuna karar verdim. Kendi stüdyomda birçok farklı çalışma yapıp zamanı gelince de ‘ben buradayım’ dedim.
KÜLTÜR - SANAT SAYFALARI OKUNMADIĞINDAN BİLİNMİYORDUM
Sanatçı olarak bilinmeniz İstanbul’a geldikten sonra mı oldu?
Aslında tam tersi. Fotoğraf sanatçısı olarak bilinmem Ankara’dayken gerçekleşti. İstanbul’a geldiğimde önce beni popüler işler yapan bir fotoğrafçı sandılar ama öyle değildi. Sadece çektiğim kişiler popülerdi ama yaptığım işler yine kendi tarzımdaydı.
İstanbul’a gelince mesleki anlamda neler değişti?
Ankara’dayken zaten belli bir yere gelmiştim. Amerika, İtalya’da sergilere kadar çoğu şeyi yapmıştım. Aslında hep gazetelerdeydim ama kültür-sanat sayfalarındaydım. E, o sayfalar da pek okunmadığından daha önce pek bilinirliğim yoktu. İstanbul’a gelip popüler insanlarla birkaç farklı iş yapınca ben de daha bilinir oldum.
HERKESİN DERDİ VAR ÖNEMLİ OLAN DÜRÜST ANLATABİLMEK
Bazı sanatçıları öyle güzel kurguluyorsunuz ki yıllarca bakıp isimlendiremediğim bir şeyi sizin fotoğrafınızla hemen anlıyorum.
Her zaman görüyorum çünkü benim hikayelerim var. Ünlü veya ünsüz hep o hikayelerin kahramanlarını arıyorum. Görüp biraz tanıyınca da hemen bir hikayeye oturtabiliyorum.
Bazı fotoğraflarınız çok rahatsız edici görünüyor. Bunlara bakınca derdiniz ne diye sormak geldi içimden?
Aslında herkesin bir derdi var. Önemli olan derdini ne kadar dürüst anlatabildiğin. Mesela ben derdimi dolaylı yollardan anlatmayı sevmiyorum, canım sıkılırsa canım sıkıldı diyorum. Arkadaşlarıma da, iş yaptığım kişilere de sıkıntımı hemen söylerim. Fotoğraflarımda da bu dili kullanıyorum.
EN KORKTUĞUM ŞEY BİR ŞEY FOTOĞRAFÇISI OLMAK
Hiç, istemediğiniz işler yapmak zorunda kalmadınız mı?
Hayatta en korktuğum şey bir şey fotoğrafçısı olarak anılmak.. Moda fotoğrafçısı, birisinin fotoğrafçısı gibi. Ben işimi yapıyorum ve sadece fotoğrafçı olarak anılmak istiyorum.
Fotoşop hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ben fotoşopu bir araç olarak görüyorum. Bence fotoğraf makinesi lensinden hiçbir farkı yok. İlerde bu daha da gelişecek, ben bunlara pek takılmıyorum.
Peki, film çekmeyi düşünür müsünüz?
Aklımda bir kısa film üçlemesi var. Şu anda senaryolarını yazıyorum. Ayrıca editörlüğünü Yekta Kopan’ın yaptığı 33 bin adlı bir kitap çıkacak. Önümüzdeki yıl da bir sergi planım var. Ben de projeler bitmiyor, sürekli fikirlerim var. Elim ayağım tuttuğu müddetçe bütün fikirlerimi hayata geçireceğim.
‘AŞK TESADÜFLERİ SEVER’ FİLMİ, HAYATIMDAN ESİNLENDİ
‘Aşk Tesadüfleri Sever’ filmi sizin hayatınızdan esinlenerek çekilmiş. Nereye kadarı sizi anlatıyor?
İlk yarı hemen hemen birebir. İstanbul’a gelişi ve Ayşe Arman ile olan röportajı, stüdyo, fotoğraflar da benim hayatım. Yani filmin yüzde 60-70 lik bölümü benim hayatım diyebilirim. Zaten karakterin adı da Özgür Turgut..
Ne hissettiniz hayatınızı izlerken?
Ben bu kadar ortak noktada buluşacağımızı tahmin etmiyordum. Benim hikayemi ses kaydına alıp sonra hikaye yazıldı. Mehmet Günsür ile de bir süre fotoğraf çalışmaları yaptık ve çok iyi arkadaş olduk. Mehmet’i benden modelleyeceğini sanıyordum ama bununla kalmamış, benim hayatımdan da hikâyeler koymuş içine.
SERGİ, 11 MAYIS’TA ARENA’DA HAYKO CEPKİN KONSERİYLE BAŞLIYOR
Sergide kaç fotoğraf var?
80 kadar fotoğraf var. O nedenle büyük bir mekânda sergilememiz gerekiyordu. Biz de Arena’da 11 Mayıs’ta Hayko Cepkin konseriyle açılış yapmaya karar verdik. Sonrasında da sergiyi Alsancak’taki Öküz adlı mekâna taşıyacağız. İstanbul ve Ankara’da sergim çok iyi karşılandı. İzmir’de de aynı şekilde karşılanacağını düşünüyorum. Çünkü burada fotoğrafa meraklı çok kişi var biliyorum.
HAYATIM DA ROCK TARZI OLDUĞUNDAN ÇEKTİĞİM SANATÇILAR BANA YAKIN
Sizin müzikle özel bir ilginiz var mı?
Ben iyi bir dinleyiciyim. Fakat yaşam biçimim, hayat tarzım rock stiline çok yakın. Çocukluğumdan beri bu müziği dinliyorum o yüzden fotoğraflarını çektiğim kişilere çok da uzak değilim. Çoğu da arkadaşım zaten.
Mesela Patricia Kaas’ın da albüm kapağını çekmişsiniz. Nasıl ulaştınız?
Patricia Kaas, çektiğim fotoğrafını Best Of albümünün kapağı yaptı. Ozzy Osbornue ise benim çektiğim fotoğtrafını single kapağı yaptı. Bu sanatçılar Türkiye’ye geldiğinde onlara bir portfolyo gönderiyorum ve çalışmak istediğimi söylüyorum. Bunu zaten dergim A46 için de yapıyorum.
SAMİMİYETLE GELEN HERKESLE ÇALIŞIRIM
Mesleğinizle ilgili sizi ne heyecanlandırır?
Seneye yapacağım ama gizli tuttuğum sergi projem beni çok heyecanlandırıyor. O bittikten sonra da eminim heyecanlanacak başka şey bulurum.
Asla fotoğrafını çekmem dediğiniz biri ya da bir şey var mı?
Ben benimle çalışan herkesle görüşüp, toplantı yaparım sadece nasıl bir fotoğraf çekeceğimle ilgilenmeyip bana fotoğraf çektirmek için gelenlerle ilgilenmiyorum. ‘Ben Mehmet Turgut’a fotoğraf çektirdim’ diyerek, beni merdiven olarak kullanmak isteyenlerle çalışmıyorum. Bunu anlayabiliyorum. Benim işlerimi gerçekten beğenen ve samimiyetle gelen herkesle çalışırım.
Paylaş