Paylaş
Girişimciliği sayesinde ünlü MEF Dershaneleri’ni ve okullarını açtıktan sonra daha birçok alanda başarılı işler yaparak Arıkanlı Holding’i kurmuş.
Türkiye’nin en büyük holdinglerinden birinin başında olduğu halde, yüreğindeki eğitim ateşinin ışığı gözlerine yansıyan İbrahim Arıkan ile 24 ülkeden 130 yabancı öğrencinin eğitim gördüğü İzmir Uluslararası MEF Okulu’nda sohbet ettik.
24 Kasım’ın Öğretmenler Günü olması nedeniyle tüm öğretmenlerimize (başta sabırlarına) hayranlıkla karışık sevgi ve saygı duyduğumu özellikle belirtmek isterim...
Fizik öğretmeni olmasaydınız ne olmak isterdiniz?
Ben yine fizikçi olurdum. Çünkü fizik doğadaki olayları anlattığından somut şeylerle uğraşır. Hatta bugünlerde “Fizik Dersi Nasıl Verilir” diye bir kitap hazırlıyorum. Çünkü anlatırken birçok gereksiz denklem ve karmaşık bilgilere gerek yok. Aslında çok ilginç bir konudur.
9 Yaşında okula başladım, daha abuk ilerledim
Okulu olmayan bir köyde doğmuşsunuz. Nasıl başladınız öğreniminize?
Başka köyün okuluna gideceğim için beni 7 yerine 9 yaşında okula başlattılar. Bir akrabamızın yanında kalarak okudum. Büyük olduğumdan da hep sınıf başkanı olurdum ve en iyi ben anlardım. Bu yüzden küçük yaşta eğitime başlanmasına karşıyım.
Sonrası?
Fakir bir ailenin çocuğu olduğumdan devam etmem pek mümkün değildi. Ben de öğretmen okulu sınavına girdim. Önce yazılı sınava girdim, sonra sözlüsüne çağrıldım. Sözlü sınavın sebebi öğretmen olmaya engel olan bir fiziksel arıza olup olmadığını görmekti. Ben ise kekemeydim...
Kekeme miydiniz?
Sınavda kekelemeye başlayınca beni çıkardılar, kazanamadığımı düşündüm. Ama sonuçlar açıklanınca inanamadım çünkü kazanmışım.
Kekemeliğimi öğretmenim iyileştirdi
Kekemeliğinizi nasıl yendiniz?
Abim de oradan mezun olmuştu ve okulun hatibiydi. Kuruldaki öğretmenlerden biri ‘Ben abisini biliyorum, bu çocuğu da eğitirim. 1 yıllık tazminatına ben kefilim, alalım’ demiş. O öğretmen hanım benim hayatımı değiştirdi yani. Yıllar sonra ben onun heykelini okulun bahçesine diktirdim.
Size nasıl bir eğitim verdi peki?
Bana ‘her sabah sınıfa gelip, kimse yokken, sanki biz sınıftaymışız gibi, bağıra bağıra aklına ne gelirse söyleyeceksin. Ayrıca her dersimin son 10 dakikasında sen konuşacaksın’ dedi. Şiir haftasında bana 56 kıtalık bir şiir ezberletti ve okuttu. Beni böyle zorlamasıyla, 2 yılda ben kekemeliğimi attım.
Biz lider yetiştirmeye çalışıyoruz
Okul açmanızın sebebi dershanenizi kapatmanız mıydı?
Beni devlet okuttuğundan kendimi hep devlete borçlu hissederim. Ayrıca bizim ülkemizin lider insanlara ihtiyaç duyduğunu düşünüp özellikle buna uygun çocuk yetiştirecek bir okul kurmaya karar verdim ve MEF’i kurdum.
Nerelerde MEF okulları var?
İstanbul’da ulusal okulumuz var. 6 yıldır devlet, Avrupa Birliği Gençlik Parlamentosu’na hep bizim okulumuzdan çocuklar gönderiyor. Bunun dışında İstanbul ve İzmir’de uluslararası okullarımız var.
Öğretmen yetiştirmede bir karmaşa var
Peki sizce her öğretmen mucize yaratabilir, her öğrenciyi bunu başarabilir mi?
Bakın mesela 1900’lerin başındaki Satı Bey bu konuda çok güzel bir örnektir. Eski muallim okuluna müdür olan Satı Bey’den sonra o okuldan şairler, müzisyenler, bilim adamları çıkmış. Mesela Namık Kemal oradan yetişme. Yani bir okulun müdürü ülkenin kaderini değiştirmiş. İşte bize böyle öğrenciler yetiştirecek öğretmenler gerekli. Ama şu anda öğretmen yetiştirme konusunda bir karmaşa var. 155 yılda 31 farklı öğretmen yetiştirme kaynağımız olmuş. Yani farklı farklı sistemde yetişmiş öğretmenler aynı bakış açısına ve aynı eğitim politikasına sahip olmadan nasıl homojen eğitim verebilirler.
Lider ile bilim adamı aynı sistemle yetişmez
Siz yokluklarla okumuşsunuz, şimdi böyle her imkanı olan okullarda okuyanları görünce ne düşünüyorsunuz?
Gurur duyuyorum tabii. Ayrıca MEF’te yüzde 20 civarında burslu ve yatılı okuyan geliri düşük ailelerin çocukları da var.
Diğer çocuklarla dengeyi kurmak zor olmuyor mu?
Hayır, öğretmenlerimiz hep takipte ve çocuklarımızı kontrol ediyorlar.
Eğitim sistemimiz hakkında neler söyleyeceksiniz?
Her sistemin iyi ve kötü yanları vardır. En önemlisi sistemin bir amacı olmalıdır. Lider yetiştirmekle, bilim adamı yetiştirmek aynı sistemle olmaz. Dünyada da bu böyle. Türkiye uysal insan yetiştirmeyi planlıyor ve yetiştiriyor. Çok azı farklı oluyor. Globalleşme ile ilgili 9 kitabım var. Birinde küresel ekonomiyi eleştiriyorum ve bu ekonomik modelin bittiğini, en geç 2020 yılında yeni bir ekonomik model geleceğini iddia ediyorum.
Çocuğun ilgisini derse çekmeyi bilmeli
Eğitimde öğretmenin önemi nedir sizce?
Bakın her şeyi yapan öğretmendir, öğrenci değil. Öğrenci bembeyaz bir kağıttır. Bunu ya karalar, buruşturur çöpe atarsınız, ya da güzel bir resim yapıp duvara atarsınız. İkisi de öğretmenin elinde.
Nasıl yani?
Öğretmen sadece bilgi veren kişi değildir. Davranışsal anlamda da dikkatli olmalıdır. Bildiğini nasıl öğreteceğini, farklı çocuklara ya da ergenliktekilere nasıl davranacağını mutlaka bilmelidir. Bakın yaramaz çocuk ya da öğrenmeyen çocuk yoktur. Öğretemeyen öğretmen vardır. Ben kendi okulumda da çocukların yaramazlığından ilgisizliğinden şikayet eden öğretmenlerime “Önce kendinize bakın” diyorum. Öğretmen çocuğun ilgisini derse çekmeyi bilmeli.
Dershanede not ilişkisi olmadığından eğitim daha gerçektir
Sonra hemen öğretmenliğe başladınız mı?
Öğretmen okulundan sonra yüksek öğretmen okuluna seçildim ve fizik öğretmeni oldum. Orada da fizik öğretmenin Sait Bey’in etkisi büyük oldu. Yıldız Teknik’te 4 yıl asistanlık yaptım ve askere gittim.
MEF Dershaneleri bir dönemin en ünlü dershanesiydi. Burayı nasıl kurdunuz?
Dönüşümde ticarete atıldım ve dershane kurdum. Öğretmenliği dershanede daha rahat yaşayabiliyordum. Çünkü öğretmen-öğrenci arasında not ilişkisi yoktu, bilgi alışverişi vardı. Okullarda not için çalışıldığından dershane kadar gerçek değildir öğrenme. Ama sonra dershanemi kapattım.
Uluslararası okuldaki öğrenci her gittiği yerde eğitime devam ediyor
Uluslararası okul kurmak nereden aklınıza geldi?
Bizim ulusal okulumuza çocuğunu veren bir büyükelçi bana aslında uluslararası okul olsaydı onların çocuklarına daha faydalı olacağını söyledi. Çünkü bu büyükelçiler, ataşeler ya da yabancı işadamları 2 -3 yıl bir yerde kalıyor, sonra başka ülkeye gidiyorlar. Çocukları her gittikleri ülkenin eğitim sistemine adapte olmaya çalışıyor.
Uluslararası okulların programında böyle sıkıntılar olmuyor mu?
Hayır çünkü uluslararası eğitim sistemi, merkezi İsviçre’de olan bir eğitim programını baz alıyor ve hangi ülkeye giderlerse gitsinler programa kaldıkları yerden devam edebiliyorlar. Ama uluslararası okullara sadece yabancı pasaportu olan çocuklar kabul ediliyor. Bu arada bizim ulusal okulumuzun programı da Milli Eğitim’den farklıdır.
10 Yıl program üzerinde çalıştıktan sonra okulu açtık
İstanbul’da ulusal eğitim veren MEF okulunuzdaki sistem neden diğer okullardan farklı?
MEF Özel Proje Okulu’dur. O nedenle farklılıklarımız vardır. Hazırlık 2 yıldır, okulumuz serbest kıyafetlidir, 1 Eylül’de eğitime başlarız, 1 Temmuz’da kaparız, 4 sömestr yaparız, sınıfa iki öğretmenle gireriz. Her şeyden önemlisi programımız farklıdır.
Programı nasıl oluşturdunuz?
8 yıl dünyanın her gelişmiş ülkesinin eğitim sistemini ve inceledik ve bir rapor çıkardık. Bu raporlar ışığında komisyonumuz 2 yıl en iyi eğitim sistemi üzerinde çalıştı. Binalarımızı, laboratuvarlarımızı, yüzme havuzlarımızı bile buna göre yaptık.
Paylaş