Paylaş
Ülkenin hızlı değişen gündemine paralel biz de farklı konularda sohbet ettik. Eşi Münire Susam’ın da katıldığı sohbet sırasında Susam, CHP’de ve ülkede son dönemde yaşanan olayları değerlendirdi.
»Bucaspor Süper Lig’de. Tebrik ederim. Aslında bütün İzmirliler adına çok sevindirici bir gelişme..
»İzmir’in Süper Lig’de bir takımının olmamasını izah etmek İzmirliler için çok zordu. Bu yıl Bucaspor bu zevki bize yaşattı. Hem de çok küçük bir bütçe, inanmış bir kadro, çok iyi bir antrenör ve oyuncularla başardı. Bucalılar altyapısı, sahası, tesislerini oluşturarak Bucaspor’un başarısını bir vizyon olarak belirlemişlerdi zaten.
»İzmirliler de Bucaspor’u sahiplendi. Seneye neler yapılmalı sizce?
»Buca artık ilçenin değil İzmir’in takımıdır. Kalıcı olmak için altyapı oluşturulması ve tecrübeli oyuncu desteğinde İzmir’in belediyelerinin, meslek odalarının, vilayetin, milletvekillerinin kısacası herkesin destek olması gerekli. Bucaspor play-off’a kalmadan 1. lige çıkarak İzmir’in en güçlü takımı olduğunu gösterdi.
AKP’nin önünde tek dik durabilen CHP kaldı
»CHP’nin bugünkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
»8 yıllık AKP iktidarı giderek yıpranıyor. Yerel seçimlerdeki düşüşten sonra son yapılan anketlerde oylarının yüzde 30’un altına düştüğü gözüküyor. Yapılacak ilk seçimde tek başlarına iktidar olamayacakları konusunda yaygın bir kanı var. Bu doğal süreçtir. CHP gelişen ve iktidar alternatifi olan partidir. CHP bu süreçte AKP’nin Türkiye’de yapmak istedikleri karşısında dik duran, doğru politika koyup, iktidarın yanlışlıklarını gösteren bir partidir.
»Nasıl yanlışlıklar bunlar?
»Ordu, medya, meslek örgütlerine saldırılar, işadamlarına eleştirileri sonrası yapılan mali denetimler, yargı üzerindeki baskılarla oluşturulmuş Ergenekon davaları derken AKP’nin önünde tek engel CHP muhalefeti ve çok deneyimli genel başkanı kalmıştı.
Deniz Baykal’ın talebe kayıtsız kalmayıp döneceğini umuyorum
Deniz Baykal’ın talebe kayıtsız kalmayıp döneceğini düşünüyorum
»Kaset olayını nasıl değerlendiriyorsunuz?
»AKP’nin yıpranmışlığı ve gerilemesi, CHP’nin dik duruşu ve mücadelesi sonucu ortaya çıkmış bir komplodur. Olayın boyutu, Türkiye’de gelinen nokta çok çirkindir. Artık insanlar eşiyle, arkadaşıyla, işortağıyla konuşmaktan çekinir hale geldi. Bir seçmen bana telefonda, “Ben fazla konuşmayayım, sizin dokunulmazlığınız var, benim yok” diyor. Edirne Belediye Başkanı’mızın televizyonunda gizli kamera çıktı, Güldal Mumcu’nun vakfı basıldı, Van’da genel başkanımıza provokasyon yapıldı ki Türkiye’de açıkça bir sindirme operasyonu yürütülüyor. Bu olay da onun bir parçasıdır. İnsanların en mahrem meskenlerine girip, montaj kasetlerle politikacıları yıpratmak çok çirkin bir olay. Bir iktidarın görevi halkının güvencesini sağlamakken bizim ülkemizde medyanın, ordunun hatta başbakanın telefon görüşmeleri ortada dolaştı.
»Yaklaşan kurultayda neler olacak?
»Biz yeni dönemde hem tüm gidişatla hem Anayasa Mahkemesi veya referandumla ilgili mücadele başlatacağız. Kurultay sadece bin 200 delegenin değil, halkın yüz binlerle katılacağı bir kurultay olacaktır. Halk CHP’ye genel başkana sahip çıkacaktır. Genel başkanımızın da bu önemli mücadelede önderlik yapacağını düşünüyorum.
»Yani Deniz Baykal geri dönecek mi?
»Ben öyle düşünüyorum. Bu büyük talebe kayıtsız kalamayacağını düşünüyorum.
İzmir tüm özelliklerini birleştirip yükselmeli
»Sizce İzmir turizm şehri mi olmalı, sağlık mı ya da kongre ve fuarlar mı?
»İzmir’in bünyesinde bunların hepsi var. İzmir sanayi, ticaret, turizm ve liman kentidir. Bunların hiçbirinden vazgeçilmemeli. Sanayi geçmişi var, turizm deseniz kendisi ve çevresi tam bir cennet. Liman kenti olduğundan doğal olarak ticaret kentidir, fuarlar, kongreler kentidir. İzmir’in tüm bu özelliklerini birleştirmeli ve ona göre çalışmalıyız.
»İzmir’in hakettiği değeri alamaması hakkında ne söyleyeceksiniz?
»İzmir’in ödediği verginin çok azı kamu yatırım olarak geri dönüyor. İktidar desteği de olmalı. ‘İzmir benim olursa, İzmir’e yatırım yaparım’ anlayışı doğru değildir. Bu yanlışlıktan vazgeçilmemelidir. İzmir’in su sorununda başbakan, “Baraj yapayım da CHP’li başkan hava mı atsın” demiştir. Bu yaklaşım doğru değildir.
Evine maaş girmeyen ailelerin annelerine maaş bağlayacağız
»CHP iktidar olsa ilk icraatları neler olur?
»Planladığımız çok şey var ama ben size ilginç bir şey anlatayım: Evine hiç maaş girmeyen yani hane halkının hiçbirinin çalışmadığı 1 milyon 200 bin aile tespit ettik. Biz iktidara geldiğimiz gün bu ailelerin hepsine maaş bağlayacağız, parayı evin kadınının hesabına yatıracağız, ayrıca da işe alımlarda önceliği bu ailelere vereceğiz.
»Mehmet Ali Susam Eğitim ve Uygulama Okulu ne durumda?
»Zihinsel engellilere eğitim veriyoruz. Çalışıyorlar, yaptıklarını sergiliyorlar. Orada bir voleybol takımı kurduk, engelliler yarışmasına girecekler. Folklör ekibi kurduk. Tiyatro grubu geçen sene ödül aldı. Gittiğimde beni çok özel karşılıyorlar. Onların sevgi gösterisi çok içten ve samimi
Münire Susam: Bu yaşam tarzına alıştık
»Eşiniz milletvekili olduktan sonra hayatınız daha zorlaştı mı?
»Münire Susam: Bizim için değişen bir şey olmadı. Zaten daha önce de böyle yoğun yaşıyorsuk. Alıştık artık bu yaşam tarzına.
»Ankara’ya alıştınız mı?
»Münire Susam: Ankara’da da evimiz var ama yerleşmedik. Çok da kalmıyoruz. Eşim de her hafta geliyor.
Anayasa değişikliği yargıyı ele geçirme çabasıdır
»Anayasa değişikliği konusunda ne düşünüyorsunuz?
»Anayasa görüşmeleri döneminde AKP’ye “yargıyı ele geçirme eyleminden vazgeçin, bunun dışındaki her türlü demokratik değişikliğe hazırız” dedik. Zaten biz de baştan beri 12 Eylül Anayasası ruhuna karşıyız. Ama yapılmak istenen demokratik bir anayasa değişikliği değil, yargıyı ele geçirme çalışmasıdır. Tabii onlar ‘hayır’ dedi ama biz mücadelemize devam edeceğiz.
»Sizce bu değişiklik isteğinin temelinde ne var?
»Bunlarla toplumu yeniden düzenlemek istedikleri ortaya çıktı. Yargıyı, orduyu, medyayı ele geçirip kendi iktidarlarının önünde engel bırakmamak hem de, devleti ele geçirmek istedikleri ortaya çıktı. Bir partinin iktidar olmak hırsını anlayabilirim ama devleti ele geçirmek hırsını anlayamam.
Esnaf ve sanatkar
krizin teğet geçmediğinin farkında
»İzmir’de birçok boş dükkan var. Esnaf çok mu zor durumda?
»2001 krizinde esnaf çok etkilenmişti ama şu anki durum ondan kat kat kötü. Bu kriz İzmir’de çok hissediliyor. Kemeraltı’nda, Çankaya’da Alsancak’ta en işlek yerlerde kiralık dükkanlardan geçilmiyor. Alışveriş merkezleri de kentin esnafını yaşatmıyor, halkın alım gücü düşüyor. Emeklilerin aldığı ücretlerle geçinmek mümkün değil. Tarım tarihinde görülmediği kadar zor durumda. Esnaf ve sanatkar krizin teğet geçmediğinin farkında. Tek etkilenmeyen sektör bankacılıktır ki bu çarpıklığın en iyi göstergesidir. Bankacılık sektörünün karlılığı izah edilmesi gereken bir durumdur.
»Maalesef metro projesi gibi kamu projeleri de en çok esnafı vuruyor...
»Metro projesi gibi halkın yararına olan ama yapımı sırasında bir kısım insanın maddi olarak zarar gördüğü projelerde bu zararın bir kısmı karşılansa sorun ortadan kalkacaktır. Biz bununla ilgili hükümete tasarı hazırladık ama mecliste bekliyor. Yani şu anda metro gibi kamu yatırımı nedeniyle zarar gören esnafa ya kirasında ya vergi ödemelerinde yardım edilse bir kısım zararı karşılanır.
Etnik açılımlar ayrıştırmayı getirir
»Geçtiğimiz hafta Muğla’da yaşanan olayları nasıl değerlendiriyorsunuz?
»İktidarın ülkeye getirdiği en büyük sorun etnik kökene dayalı siyasettir. Bunun en somut örneği Muğla olaylarıdır. İyiye, doğruya bakılmadan sadece kökeni yüzünden kavga eden insanlar ortaya çıktı, gençler zarar gördü. Hele İzmir’de, Ege’de geçmişte çok çeşitlilik olmasına rağmen herkes birbirine saygı ve hoşgörü duyarak yaşardı. Şimdi yaşanan olaylar “Kürt Açılımı” diyerek başlatılan ayrıştırmanın ürünüdür. Herkesin kökenine saygılıyız ama bizi bir araya getiren, Türk Milleti’nin bir parçası olmamızdır. İzmir bir model olmalı, tüm Türkiye bizim gibi kardeşçe yaşamalı.
»Etnik kökenlerin bu kadar yoğun vurgulanması doğru mu sizce?
»Kürt açılımı denen olayın sakıncalarını net dile getirdik. ‘Etnik temele dayanan açılımlar ayrışmayı getirir’ dedik. Ermeni konusuna net tavır koyduk. Bütün bunlar AKP’nin büyük havalarla başlatıp sonuçlandıramadığı olaylar.
Sanayi üretimi arttığında bile istihdam artmıyor
»Ekonomik kriz bizi teğet geçti mi sizce?
»Dünyadaki krizde işsizliği en çok yükselen 3. ülkeyiz. Yani kriz bizi teğet geçmemiş. İktidarın ekonomi politikası iş alanı yaratan bir politika değil, ithalata, borçlanmaya dayanan bir politikadır. Yatırımcı teşvik edileceğine, düşük döviz kuruyla ithalat teşvik ediliyor. Esnaf ve sanatkarı güçlendirmeliyiz ki istihdam artsın. Ülkemizde sanayi üretimi arttığında bile istihdam artmıyor. Çünkü ithalat yaparak sanayi arttırılmaya çalışılıyor.
»İzmir’deki işsizlikle ilgili öngörüleriniz vardı. İzmir zaten hep biraz gerideydi şimdi ne durumda?
»İşsizlik sorununu Türkiye’den bağımsız düşünemeyiz ama İzmir zaten hakettiğini alamayan bir şehirdi. Bunun nedeni siyasal iktidarların kamu yatırımlarında İzmir’e yeterli katkıyı koymamasıdır. ‘İstanbul’u finans merkezi yapacağız, kültür başkenti yapacağız’ deniyor. İstanbul zaten yapacağını yapmış, dolmuş taşmış. Kaldırmıyor kent. İzmir bugüne kadar sanayisini kendi oluşturmuş. İzmir’de yapılacak çok şey var. Turizmde İzmir pilot şehir olmalı.
Paylaş