Paylaş
DÜN, Kadınlar Günü’ydü. En çok, kadınlarımızın sıkıntıları yansıd. Doğru, çok büyük imkansızlıklar içinde kadınlarımız. Ama ben, başarmış, kendisine, kültürüne sahip çıkarak ilham kaynağı olabilecek meslek sahibi kadınlarımızın amatör ruhla yaptığı bir çalışmadan söz edeceğim. Doktor, avukat, bankacı, öğretmen, hemşire gibi farklı meslekten, 40 yaş üstü 36 kadının oluşturduğu ‘Anadolu Kadınları Topluluğu’ ülkemizin her yöresinden halk oyunları oynuyor, gösteriler yapıyor. Grubun eğitimcisi Prof. Dr. Mehmet Öcal Özbilgin, topluluğun varoluş nedenlerini, Sabahattin Eyüboğlu’nun Mavi ve Kara adlı deneme kitabından alıntıyla anlatıyor:
‘Anadolu kadını, softaların umacıya çevirdikleri gülmez, oynamaz, köle yaratık değildir aslında. Bizim topraklarımızda bir zamanlar en büyük Tanrı kadındı. (...)Çarşafı, peçeyi icat eden de Anadolu köylüleri değildir(...) Türk anası eğitilmedikçe, en az babalar kadar uyanmadıkça okullar zor adam eder bizi. Eğitim bakımından ananın çocuk üzerindeki etkisi bütün başka etkilerden daha köklü olsa gerektir. Hele köylerimizde çocuk en alıcı yaşında yalnız anasının verebildiği yürek ve kafa eğitimiyle kalır...’
Nilüfer Koca - Diş Hekimi- 51 yaşında
KÜLTÜR SPOR VE EĞLENCE BİRARADA
- Anadolu Kadınları Topluluğu nasıl kuruldu?
- Milli Eğitim Kurumu’nda çalışırken öğretmen arkadaşlarla Halk Eğitim Merkezi’nde kurduğumuz grubumuz sonradan ayrıştı ve Anadolu Kadınları Topluluğu oluştu. Ege Üniversitesi’nden Öcal Hoca ile çalışmaya başladık. Ancak geceleri iş çıkışı çalışabiliyoruz. Bizi davet ettikleri etkinliklere katılıyoruz. Köy enstitülerinin kuruluş yıldönümü, Hamsi Şenliği, Karadeniz Günleri, Ege Üniversitesi Şenlikleri’nde oynadık. Karadeniz’den Trabzon, Giresun, Artvin, Rize. Ege’de Aydın, Muğla, Denizli, Fethiye, Burdur. Orta Anadolu’da Eskişehir, Doğu’da Antep, Mardin, Hakkari oynuyoruz. Kostümlerimizi kendimiz yaptırdık. Bazılarımız kendi işledi. Eksikleri konservatuvar arşivinden kiralıyoruz.
- Amacınız sadece dans edip zinde kalmak mı?
- Bana göre üç amacımız var. İlki, halk oyunlarımızın zenginliğini tanımak, kültürümüzü unutmamak, ikincisi spor, üçüncüsü de burada öğrenci psikolojisine giriyoruz. İşlerimizde hepimiz öğretmen, avukat, doktoruz evde anne ve ev kadınıyız ama burada öğrenci gibi hissediyoruz ve çok mutlu oluyoruz. Oğlum, ‘gene mi gösteri var?’ diyor. Ailelerimizin de hoşuna gidiyor ve destekliyorlar.
Feray Saraçoğlu - Tıp Doktoru, Radyaloji Uzmanı - 45 yaşında
BUNAMA VE ALZHEIMERIN İLACI DANS
- 12 yaşıma kadar giden bir halk oyunları geçmişim var. Hatta o dönemlerden bir dünya ikinciliğimiz bile var. Tıp Fakültesi’ne kadar çok ciddi oynamıştım. İhtisas, evlilik, çocuk derken kopmuştum. Sonra Nesrin arkadaşım sayesinde bu grupla tanıştım. Hep profesyonel gruplarda büyük başarı hedefli oynardım. Burada ise amatörlüğün keyfine vardım.
- Bir doktor olarak bu yaşta böyle bir aktiviteyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Arkadaşlara da söylüyorum, hepimiz yaşlanıyoruz. O nedenle dans, müziği algılamamız, onu eklemlerimize göndermemiz, o figürü yaparken sahne düzenine uymaya çalışıyoruz. Aynı anda beynimiz o kadar çok çalışıyor ki bunamaya karşı geliyoruz. Çünkü bunamaya, alzheimera karşı önerilen en önemli şey dans. Salsa, Latin, halk oyunları ne olursa olsun. ‘Hadi kızlar bakın bunamayacağız, kollarımız sarkmayacak’ diyorum. Bence herkes, kadın-erkek kendini dinç tutabilmek adına böyle bir şey yapmalı.
Prof. Dr. Mehmet Öcal Özbilgin - E.Ü. Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı Müdürü
ÖĞRENCİLERE IŞILTIYI GÖSTERMEK İSTEDİM
- Bu bir sosyal sorumluluk projesi gibi. Çünkü bu işe gönül vermiş, kentli ama kırsalla bağlantısını koparmamış aydın kadınlar kendi kültürüne sahip çıkmak istiyor. Ben de vesile olduğum için memnunum. Amacımız Türkiye’nin her yöresinden oyun örnekleri verebilmek. Hiçbirşeyi ötekileştirmeden, farklılaştırmadan her yöreyi kabul ediyor ve oyunlarını sahipleniyoruz. Türkiye’de olması gerektiği gibi davranıyoruz yani…
- Gösterilere çıkmaya siz teşvik etmişsiniz...
- Çünkü özellikle öğrencilerime amatör ruhla parıldayan bu kadınlarımızın ışıltılarını göstermek istedim. Profesyonel öğrencilerin bundan alması gereken çok ders var. Tabii kadınlarımız da gösteri deyince daha bir ciddiye aldılar, sahne tozunu yuttular.
BÖYLE AYDIN BİR İŞ ANCAK AYDIN EŞLER SAYESİNDE OLUR
- Peki 36 kadınla uğraşmak zor mu hocam?
- Susturabilirsem herşey kolay yürüyor. Şaka bir yana, sanat çalışmaları büyük disiplin gerektirir. Burada kadınlarımız çok mutlu oluyor ama aynı zamanda bir ürün çıkarmak için de disiplinli çalışmak gerekiyor. Sonuçta her biri meslek sahibi, hiçbir beklentileri olmadan her hafta gelip 3 saat oynuyorlar. Aramızda ciddi bir iletişim bağı var. Fotoğraflarımızı eşlerden Bora Bey çekiyor ve tüm eşler çok destekliyor. Zaten böyle aydın bir iş yapmak için aydın bir eş gerekli. O nedenle bu kadınlarımız da çok şanslı.
Necla Ünlü - Avukat - 49 yaşında
ÇOCUKLARIMIZIN GÖSTERİSİNİ İZLERKEN ONLAR BİZİ İZLİYOR
- 20 yıllık arkadaşım Nilüfer sayesinde dahil oldum. Önceleri daha çok eğleniyorduk. Gösteriler başlayınca daha ciddiye almaya başladık. Ailelerimiz başta ne yaptığımızı anlamıyordu. Eşim gösterimizi izledikten sonra ‘Tebrik ediyorum sizi, bravo’ dedi. Aslında ben Uşaklıyım, bizim orada kaşık oyunları meşhurdur ama oynamazdım. Buraya başladıktan sonra anladım ki benim de içimde varmış. Çok farklı yapılarda insanlarla çok güzel dostluklar kurdum. Eskiden biz çocuklarımızın gösterilerini izlemeye giderdik şimdi onlar bizi izlemeye geliyor.
Nezahat Lider - Öğretmen - 51 yaşında
AYIP OLMASIN DİYE GELEN ARKADAŞLARIM ŞAŞIRIYOR
- Öğretmen arkadaşlarımla katıldık gruba. Ben Doğu’da görev yapıyordum, İzmir’e gelince katıldım. Gösteri zamanları diğer öğretmen arkadaşları davet ediyorum. Biraz kuşkulu bakıyorlar, ‘bu yaşta ne oynayabilir ki’ gibi. Ayıp olmasın diye geliyorlar gösterilere, hissediyorum. Ama izledikten sonra ‘Siz nasıl böyle bir performans gösterebiliyorsunuz’ diye şaşırıyorlar. Bu, gönüllükle olabilen bir şey.
Melike Erdöl - Emekli Banka Müdürü- 55 yaşında
HER YAŞTA HERŞEYİ YAPABİLİRSİNİZ
- Ben 97’den beri oynuyorum. Ama bankacılıkta gece çıkış saatiniz belli olmuyor, gelememiştim. Emekli olunca çalışırken yapamadıklarımı yapayım dedim ve gruba dahil oldum. İyi ki de olmuşum çok mutluyum. Eşim çok memnun, bizi izlemekten büyük keyif alıyor. Gösterilerimize eş dost herkes geliyor. Hatta ben 1 yıl ayağımı kırdığım için oynayamadım zor dayandım. Şimdi diğer dizimde de menisküs var ama yine de oynamadan yapamıyorum. Hayatta hiçbirşeyin yaşı yok. Her yaşta istediklerinizi yapabilirsiniz. Özellikle emekli kadınlara tavsiye ediyorum.
Nesrin Ricketts - Turizmci - 50 yaşında
ÇOK KONUŞTUĞUMUZ İÇİN HOCAMIZ KIZIYOR
- Yıllardır folklörü çok severim o nedenle girmeyi istedim. Zaten gruba girince çıkamıyorsun. Burası tam terapi gibi. Eşim hayatım boyunca beni herşey için destekledi. Yıllardır birçok aktiviteye katılırım zaten. Bu da en güzellerinden biri oldu...Evde, işte yaşayamadığımız bir heyecanı yaşıyoruz burada. Gösteri zamanı küçük kızlar oluyoruz, heyecanlanıyoruz. Ayrıca Anadolu’nun değişik yörelerini gezmiş oluyoruz.
- Anlaşmazlık çıkıyor mu aranızda?
- Kadın olduğumuz için biraz fazla konuşuyoruz. Hocamız kızıyor arada. Onun dışında hepimiz çok mantıklı, ortak amacımızı özümsemiş bir grubuz o nedenle hiç sorun yaşamıyoruz.
Ayhatun Akbulak - Ebe Hemşire - 42 yaşında
OĞLUMU SPORA GETİRİRKEN DANSA BAŞLADIM
- 2 yıl önce oğlumu buraya basketbola getirirken bu gruba rastladım. 2 yıldır oynuyorum. Eşim de çok memnun, zaten o da meraklı bu tip aktivitelere ama çocuk olunca eşlerden biri dışarı çıkınca diğeri onunla kalmak durumunda. Eskiden sadece çalışma ve eş-dost grubum varken şimdi çok farklı bir çevrem oldu. 40 yaşın üzeriyiz, hepimiz ama kendimizi çok daha genç hissediyoruz.
Paylaş