Paylaş
Ben de üniversiteyi bitirip sosyal hayata katılmaya başladığımda avukat bir arkadaşım vasıtasıyla katılmaya başlamıştım ‘Kordon Toplantıları’na... Her toplantı yemekli olarak Efes Oteli’nde düzenlenir ve sadece davet edilen konuklar katılabilirdi. Süleyman Demirel, Deniz Baykal, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz gibi politikacılardan ünlü işadamlarına, yazarlara ve sanatçılara Türkiye’de o dönemde söz sahibi kim varsa bu toplantılara konuşmacı olarak katılır, biz İzmirliler de böyle önemli kişileri şehrimizde dinlemekten keyif alırdık. Konuşmaların sonunda sorular sorulu, karşıt fikirler aktarılır, ama asla sıkıntılı bir durum yaşanmazdı. En azından ben şahit olmadım. Böylesi özgür, çağdaş ve demokratik bir ortamda bulunmak, özellikle benim gibi fikir tartışmalarına meraklı gençler için büyük bir nimetti. Maalesef, bir süre sonra Kordon Toplantıları yapılmamaya başladı. Geçen hafta EGİAD yönetim kurulu üyelerinin daveti ile gittiğimiz bilgilendirme toplantısında Başkan Temel Aycan Şen, Kordon Toplantıları’nın isim hakkını aldıklarını ve tekrar başlatacaklarını söyleyince çok mutlu oldum. Ön hazırlıklar yapılmaya başlanmış, hatta konuşmacı bazı isimler bile belirlenmiş. Mesela, Coca Cola’nın CEO’su Muhtar Kent ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ilk toplantılara katılması düşünülen isimler arasında... Açıkçası EGİAD’ın İzmir’in bir klasiği olan Kordon Toplantıları’nı yeniden düzenlenmeye başlamasını son derece anlamlı buluyorum...
EGİAD’da ayrı oluşuma gerek yok
Toplantıda EGİAD çatısı altında kadın üyeler için ayrı bir oluşum düşünülüp düşünülmediği sorulunca Başkan Temel Aycan Şen, buna gerek görmediklerini söyledi. Birçok kuruluş, dernek ve oluşumun aksine EGİAD’ın kadın üyelerinin böyle bir desteğe ihtiyaçları yok. Başkan Şen’e göre, şimdiye kadar olan yönetim kurulları arasında, en çok kadın üye bulunan yönetimi oluşturmaları bunun kanıtı. Ama daha da önemlisi bu kadınlara vitrin muamelesi yapılmaması ve dernek içerisindeki tüm çalışmalarda kadın ve erkek üyelerin, gerçekten, omuz omuza (olması gerektiği gibi, ne bir adım önde ne de arkada), kol kola çalışıyor olmaları. Genellikle, erkekler güçlü kadınlardan hoşlanmaz ve işbirliğine gitmekten kaçınır. O nedenle sanıyorum bu noktada övgüyü hak eden, sadece EGİAD’ın kadın üyeleri değil, bu güçlü kadınlara saygı göstererek kendilerinden farklı görmeyen erkek üyeler... Bunun örnek olması ve İzmir’deki hiçbir oluşumda, ayrıca bir kadın üyeler birimi kurulmasına gerek kalmamasını umuyorum.
İzmirli kadınlardan sanat atağı
8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle özellikle kadınların dahil olduğu birçok etkinlik var, ama ben size iki tanesinden bahsetmek istiyorum;
İzmirli Fotoğraf Sanatçısı Berlin’de
Biri İzmirli fotoğraf sanatçısının Berlin’de açacağı sergi; Peyzaj Mimarı Reyhan Ergün Özlen, Basmane ve Agora bölgesini yenileme ve turizme kazandırma gibi birçok önemli projede görev alıyor. Bu konuyla ilgili röportaj yaparken işi kadar profesyonel yaklaştığı fotoğraf sanatçılığını da öğrenmiştim. Şimdiye kadar 12 sergide fotoğraflarını sergileyen Özlen’in “Harran Kadınları” adlı çalışması bu kez Berlin Konsolosluğu’nun davetiyle Berlin Türk Evi’nde sergilenecek. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde açılacak sergi iki hafta izlenecek.
Adı Kadın, Yüreği Yangın
Bir diğeri de, İzmirli 4 kadın ressamın İzmir Ticaret Odası’nda 12 Mart’ta açacağı sergi. Burçin Tunca, Leyla Gürsoy Genel, Dilek Özherek Çolpan ve Nermin Büyükarslan’ın karma sergisinin adı ‘Adı Kadın, Yüreği Yangın’. İzmirli şair Serap Atay’ın kadınlar için yazdığı bir şiirin adı olan bu tanımlama, maalesef ülkemizdeki kadınların çoğunu doğru bir şekilde yansıtıyor. Şiirde şöyle bir cümle geçiyor; “Eşinin şekillendirdiği kalıba giren kadın...” Sizi bilmem ama, ben bu tanıma uyan o kadar çok kadın tanıyorum ki... Ve merak ediyorum, eğer bu kadınlar tamamen kendileri olabilselerdi acaba kim olurlardı?
Paylaş