Eleftheria Arvanitaki, Yunanistan’ın önemli sanatçılarından.
Geleneksel Yunan ezgileri, İzmir şarkıları, rembetikaları seslendirerek başladığı müzik hayatına şimdi Yunan müziğini daha evrensel bir platforma taşımaya çalışarak devam ediyor. 16. İzmir Avrupa Caz Festivali için geldiği İzmir’de sohbet ederken o kadar samimiydi ki bir ara kıyafetimi nereden aldığımı sordu. Bir Türk tasarımcının olduğunu söyleyince hemen ismini aldı. Aynı coğrafyanın kadınları olarak zevklerimizin benzemesi, o kadar da şaşırtıcı olmasa gerek.
Æ İzmir’e ilk gelişiniz mi?
Æ Evet. Daha önce İstanbul’da bulundum ama İzmir’e ilk gelişim.
Æ Rembetika müziğinin doğduğu topraklarda bulunmak ne hissettiriyor?
Æ Biz onlara İzmir şarkıları diyoruz. Burada yaşamış ve yaşayan tüm halklardan etki, yansıma var. Bence çok duygusal müzik. İzmir çok güzel ve Selanik’i hatırlatıyor. Sanırım bu şehirde insanların ruhu rahatlıyor.
Æ Pire doğumlusunuz ama aileniz Kuşadası’nın hemen karşısındaki Samos, Ikaria adasından.
Æ Evet, Pire’de doğdum ama annem ve babam Ege Adaları’ndan. İnsanın kökleri, geldiği yer hayatında çok önem taşıyor, büyüme şeklini etkiliyor. Ege Denizi’nin müziği sanat hayatımda önemli yer tutuyor, beni etkilediğini söyleyebilirim.
Æ Müzik yolculuğunuzda nereden nereye geldiniz?
Æ 80’li yıllarda ilk grubum Opisthodromiki Compania ile başladım. O zaman rembetika, halk müziği, İzmir müziği gibi geleneksel müziklerle başlamıştım. Eşsiz dönemdi, çünkü bu şarkılar bilinmesine rağmen gençler dinlemiyordu. Biz o zaman çok genç gruptuk ve Yunanistan’da bu tip müzik yapan tek gruptuk. Beş yıl tüm Yunanistan’da konserler verdik. Sonra eski Yunan müziğiyle çağdaş müziği ve sözleri uyarladım ve kendi yolumu çizdim.
Yunanistan Avrupa’da ama çizginin dışında
Æ Bir röportajınızda "Yunanistan Avrupa’da ama aslında onların çizgisinin dışında" demişsiniz. Sizce bunun sebebi ne?
Æ 60’lı yıllarda Yunanistan büyük ilerleme kaydetti. Theodorakis’nin dönemiydi. O zaman şiirimiz de çok tanınıyordu. Ekonomik yönden büyük rahatlık vardı. O nedenle sanatımız da daha yüksek seviyelere çıkabildi. 67-74 arası siyasetteki zor dönemimiz nedeniyle biraz içimize kapandık ve adımlarımız yavaşladı. Şimdi yavaş yavaş dışa açılıyoruz.
Æ Yunan müziğinin Avrupa’daki yeri?
Æ Pek tanınmıyor. Sadece Mikis Theodorakis gibi birkaç sanatçı biliniyor. Bunun sebebi dilimizin farklı olması. Yunan alfabesinin farklı olması müziğimizin de tanınmasını engelliyor.
Yunanlılar için dünya bizim olduğumuz yerdir
Æ Yunanlı sanatçıların da dünyaya açılmak gibi kaygıları var mı?
Æ Yunanlılar çok kozmopolittir. Bu Yunanlı- ların karakteristiğidir. Antik çağdan beri Yunanlılar çok gezmiş, farklı yerlerde yerleşmiş. Hatta dünyanın neresine giderseniz gidin muhakkak bir Yunanlı bulursunuz. Coğrafi olarak da iyi konumdayız, her yerin ortasındayız. Çoğu Yunanlı için dünya bizim olduğumuz yerdedir.
Æ Türk müziği hakkında neler düşünüyorsunuz?
Æ Çok fazla bildiğimi söyleyemem ama mesela İbrahim Tatlıses’i biliyorum. Sezen Aksu da çok önemli sanatçı. Hatta benim hit parçalarımdan Dynata Dynata, Sezen Aksu’nun şarkısından yapıldı. Beraber başka çalışmalarımız da oldu.
Æ Hangi festivallere katılıyorsunuz?
Æ Montrö Festivali’ne çok önem veriyorum. Dünya çapında bir festival. Bir de Womad Festivali’ni önemsiyor ve hep katılıyorum. Mayıs ayında ise Avustralya Sydney Operası’nda ve Melbourne’da konserlerim olacak. İspanya, Yunanistan ve Meksika’da da konserlerim olacak.
Taverna müziği turistik amaçlı bir müzik
Æ Geleneksel Yunan müziği ile çağdaş ezgileri birleştirmek bilinçli çalışmanız mı, yoksa içinizden gelen melodiler mi bunu ortaya çıkardı?
Æ Geleneksel müzikle başladım ama şimdi çalıştığım grupla sadece Yunan müziklerini değil, dünya müziklerini çalıyoruz. Hepimiz Yunan kökenliyiz ama Avrupa müziğinden etkileniyoruz.
Æ Yunan müziği denilince akla hemen taverna müziği gelmesi size ne düşündürüyor?
Æ Aslında taverna müziği bizim için oldukça geride kaldı. Sadece turistik amaçla kullanılıyor.
Yeni albümümde de Ege kıyıları ve Anadolu müziği olacak
Æ Son albümünüzde sadece Yunan müziği yok değil mi?
Æ Son albümüm Mirame’yi iki Grammy ödüllü İspanyol Javier Limon ile yaptık. Dünyada özellikle Latin Amerika’da Yunanca sözler olan albüm ama Javier’in kültürünü de yansıtıyor ki içinde Anadolu müziği de mevcut. Aslında Akdeniz ülkeleri müziği kendisinin uzmanlık alanı değildi. Ama çalıştıktan sonra ne kadar zengin ve güzel bir müzik olduğunu o da fark etti.
Æ Bundan sonra neler yapmayı düşünüyorsunuz?
Æ Javier Limon’u Yunanistan’a da davet ettim. Bütün Ege kıyılarını ve Anadolu’yu kapsayan albüm düşünüyoruz. Albümün adı Kosmos olacak. Fas’tan Türkiye’ye kadar tüm ülkelerin müziklerini kapsayan ve belki de bu ülkelerin müzisyenleriyle çalışacağımız albüm olacak.