Paylaş
İzmir sevdası, kariyerini bile ona göre şekillendirmesine neden olacak kadar, güçlü olan Türkkanı, yoğun iş yaşamının stresinden yeni iş alanları yaratarak kurtulduklarını anlatıyor. Yaşam keyfi, kalitesi olmadan gelişmişlik olamayacağını söyleyen Önder Bey, İzmir’in bunun için biçilmiş kaftan olduğu ve Arkas gibi şirket çıkarabilen şehrin çok şey başaracağı görüşünde..
? Profesyonel yöneticiler belli bir noktada hep İzmir’den giderken siz İzmir’de kalmayı nasıl başardınız?
? Daha önce TEB’de çalışırken kariyerim o noktaya gelmişti. Ama ben İzmir’de kalmakta direndiğimden haftanın iki günü İstanbul’da, diğer günler İzmir’de çalışma çözümü bulunmuştu. Arkas da bu anlamda benim için şans oldu.
? İzmir’in gelişimde, bu kadar arka sıralara düşmesini neye bağlıyorsunuz? - İstanbul’u geliştiren, dışarıdan gelen yatırımcıların yarattığı dinamizmdir. İzmir, İstanbul gibi yatırımcı çekemedi. Kazara gelenler de pek mutlu olmadı, hatta pişman oldu. Ciddi yatırım yapmak isteyenler daha yatırım aşamasında engellerle karşılaşınca bıkıp gittiler. İzmir’de rekabet ortamı doğamadı.
Arkas gibi şirket çıkaran şehir karamsar olmamalı
? Bunun sonucunda da profesyonel yöneticileri yaşatacak boyutta şirketler gelişemiyor. Gençler hemen İzmir’den ayrılmak istiyor.
? Yine de karamsar olmamak gerek. Arkas gibi bir şirket çıkaran şehir karamsar olmamalı. Başka büyük ve başarılı şirketler de var. Özel üniversiteler artıyor. Keşke daha fazla yatırım çekebilsek. Zengin sanayi şehri olamadık ama yaşam kalitesi yüksek “cazip” bir şehir olabiliriz.
? Sizce İzmir’de eksik olan ne?
? Sorun İzmir ve İzmirlilerde değil. Sorun ya da eksik olan şey liderlik.. Bence her alanda daha fazla liderlik gerekiyor. Doğru liderlik olursa başarı geliyor. Doğru yönetilen işler ve sektörler artarsa İzmir de gelişecektir.
? Çeşme de hep suçlanıyor, İzmir’in gelişimini olumsuz etkilediği söyleniyor...
? Çeşme’ye haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Yaşam keyfi ve kalitesinden uzak bir gelişmişlik olamaz. İzmir’de bu altyapı mevcut. Alaçatı müthiş örnek. Belediyein zamanında çok katlı yapılaşmaya izin vermemesi ve mimariyi tanımlaması, kısaca doğru liderlik, Alaçatı’yı Türkiye’nin gözbebeği yaptı.
Keyif aldığımız sektörlere girerek stres atıyoruz
? Siz iş stresinizi nasıl atıyorsunuz?
? Keyif aldığımız farklı sektörlerde atıyoruz. Mesela Lucien Bey’le girdiğimiz şarap işi bizi rahatlatıyor, sevdiğimiz konuda mutlu oluyoruz. İş stresini azaltmak için yeni iş kurduk denilebilir.
? Şarap işi nasıl gidiyor?
? Lucien Bey işi sahiplendiğinden beri daha farklı bir platforma taşındı. Consensus gibi şarapları artırmayı hedefliyoruz. Yurtdışından bu konuda çok deneyimli bir yönetici transfer edip İzmir’e yerleştirdik.
? Bu konuda araştırma yapıyor musunuz?
? İspanya’da Rioja Bölgesi’nde, en büyük şarap üreticisine konuk oldum. İlginç bir konu anlatıldı. Dünyaca ünlü Amerikalı mimar Frank Gehry’e, butik otel yapması öneriliyor ve akşam yemeğine çağrılıyor. Gehry, iş yoğunluğundan projeyi yapamayacağını belirtiyor ama yemeğe katılıyor, şarabı çok beğeniyor. Fabrika sahibi, “Şarabın onun doğduğu gün şişelendiğini ve o yılın ürünlerinin mükemmel olduğunu” söylüyor. Çok etkilenen Gehry işi kabul ediyor. Böyle incelikler o bölgeye büyük kazanç sağlamış, şimdi orada dünyaca ünlü mimarın izlerini görebiliyorsunuz.
İzmir’de şarap konusunda zor olan kısım başarılmış
? Kaliforniya Napa Vadisi’nde bağlar ve şarap evleri görünce, ‘İzmir’de de olamaz mı’ diye düşündüm. Bu noktaya ulaşabilir miyiz?
? Neden olmasın? Zaten zor olan kısım başarılmış, çok ciddi yatırımlar yapılmış. Çok iyi şarap üreten 5-6 firma var. Uluslararası ödüller kazanıyorlar. Potansiyel çok, doğru liderlikle daha iyi işler olur.
? Klima, iklim yönünden de şanslıyız değil mi?
? Kesinlikle. Bizim bağlarımız Torbalı’da, her mevsim Nif Dağı’ndan gelen rüzgarla devamlı oksijen alıyor, üzümde sorun oluşturabilecek nemlenme yaşanmıyor. Diğer bağlar da çok güzel, iyi işler yapılıyor. İzmir ve çevresi çok avantajlı.
Sevdiğim tatları Tatmahal altında toplayacağım
? Yemek konusuna da meraklı mısınız?
? Yemesini, yemek araştırmasını severim. Sadece beslenme olarak bakmam, arkasında tarih, kültür görüyorum. Yemeğin yaşamda çok önemli yeri var. İtalyan, İspanyol ve Ege mutfağını seviyorum.
? Bunu farklı bir platforma taşıyacak mısınız?
? Forum Bornova yakınında aileden kalma bir yerimiz var. ‘Ne yapalım’ diye düşünürken, aklıma tatlarını beğendiğim yerleri tek yerde toplamak geldi. İçinde Balık Pişiricisi, Karacasu Pidecisi, Kokoreçci Baki Usta gibi yerel tatlarımız yeralacak, üst katında ise Akdeniz mutfağı ve şarap butiği düşünüyorum. Adını da Tatmahal koyacağız.
Alsancak Limanı’nda dip taraması yapılmazsa yeni gemiler giremeyecek
? İzmir Limanı’nın durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
? Limanın ihtiyacı olan yatırım bir an önce yapılmalı. Her şeyden önce körfezin dip taraması acilen yapılmalı. Yeni kuşak gemilerin boyutları giderek büyüyor ve daha derin su istiyor. Bizim limanımız değişen teknolojiye adeta direniyor.
? Bu bayağı ciddi bir sorun gibi görünüyor...
? Kesinlikle. Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmaları olduğunu, yurt dışında araştırmalar yaptığını biliyoruz. Bunlar sevindirici, ama çalışmalar hızlanmalı.
Yatırımlar yapıldıktan sonra limanı kimin yöneteceği önemli değil
? Alsancak Limanı’nın özelleştirilmesi ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
? Limanın özelleştirmesiyle ilgili biz başarılı çalıştığımızı düşünüyoruz. Arkas ve limanı kullanan İzmirli firmalar bir konsorsiyum oluşturmuştuk. Gerekli yatırımları kapsayacak fizibilite yapıldı ve fiyat verildi. Ama ihale sonucu öyle bir fiyat çıktı ki, herkes teminatını yakıp vazgeçti. Bir tek biz teminatı yanmayan grup olduğumuzdan ortaklarımıza mahçup olmadık.
? Bundan sonra ne olmalı sizce?
? Bence limanı kimin yöneteceği önemli değil, şu anda zaten bir yönetim var ve bu konuda tecrübeliler. Önemli olan gereken yatırımların bir an önce yapılması.
? İzmir dışında bir liman projesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
? Sadece liman değil, hinterlandı da önemli. Makul mesafelerde üretim, sanayi olmalı, malları taşıyacak kamyonların rahat ulaşabilecekleri yollara bağlanmalı. Uzak mesafede yapılacak bir liman verimli olmaz, boşa yatırım olur.
15 ülkede 700’e yakın çalışanımız Türk ihracatçısının hizmetinde
? Kriz Arkas’ı nasıl etkiledi?
? Geçen yıldan itibaren mal hareketinde önemli artış başladı. Hatta kriz öncesi rakamları geçtik. Tabii ki krizler zaman zaman olacaktır. Önemli olan şirket yapınızın hazırlıklı olması, esneklik ve direnç gösterebilmesidir. Çabuk kararlar alabilen bir organizasyon yapınız olmalıdır.
? İleriye dönük hedefleriniz neler?
? Arkas olarak, 2010’dan sonra Türkiye’de lojistikte büyük değişim bekliyoruz. Biz de o günlere hazırlanıyoruz. Yurtdışında Arkas’ın örgütlenmesi çok ciddi boyutta. Akdeniz ve Karadeniz’de Yunanistan, İtalya, Monaco, İspanya, Cezayir, Fas, Libya, Mısır, Lübnan, Suriye, Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Rusya ve Gürcistan’daki 32 ofisimizde 700’e yakın çalışanımız var. Tüm elemanlarımız, Türkiye’deki ihracatçının temsilcisi gibi çalışmaya hazır. O ülkelerde lojistik konusunda her türlü desteği vermeye hazırlıklıyız.
Başka ülkede böyle körfez olsa yelkenliden geçilmez
? Üç yanımız deniz ama İzmir’de bile denizle haşır neşir değiliz.
? Böyle bir körfez başka ülkede olsa yelkenliden geçilmezdi. Maalesef bizim “deniz manzaralı evim olsun” dışında deniz tutkumuz yok. Kabotaj Bayramı’nı kutlardık ama kabotaj hakkımızı kullanamıyorduk. Nihayet bu durum düzeltildi.
? Nasıl yani?
? Mesela, Türk bayraklı bir gemi Alsancak Limanı’ndan İzmirli bir firmanın malını İstanbul’a bile götüremiyordu. Çünkü limanlarımızda dahili yükleme alanı bulunmuyordu. Bu sorun son bir yılda düzeldi, Türkiye’de iç limanlarımız arasında düzenli konteyner kabotaj taşıması yapıyoruz. Bu da Arkas’ın ilklerinden biridir.
Paylaş