İzmir çok sevdiğim ve sevdalarımın olduğu bir şehir

Türkiye’nin dahi çocuklarından olan ve ‘Harika Çocuk Programı’yla yurtdışında müzik eğitimi alan Tuluyhan Uğurlu, geçen hafta İzmir’deydi.

Haberin Devamı

Rotary Barış ve Hoşgörü Haftası etkinlikleri çerçevesinde müthiş bir konser veren Uğurlu, çok ilginç bir kişiliğe sahip. Sözünü sakınmayan, yenilikler peşinde koşan, müziği her şeyin üstünde tutan Tuluyhan Uğurlu’nun katlanamadığı tek şey kendi müziğini dinlemek...

BENİM İÇİN ÖZEL, YAŞANMIŞLIKLARIM VAR

İzmir’e konser vermeye sık geliyorsunuz değil mi?
İzmir çok sevdiğim ve sevdalarımın olduğu bir şehir. İzmir’de olmaktan büyük mutluluk duyuyorum, esinleniyorum. Pasaport’ta oturup çay içiyorum. Musevi boyozu yemeyi seviyorum. Burada çok yaşanmışlıklarım var. Çünkü mekanı özel kılan insanlardır, yaşanmışlıklardır. 

O zaman İzmirliler hakkındaki fikirlerinizi de paylaşır mısınız?
 İzmir tarihin her döneminde Anadolu’nun uygarlık yüzü olmuş. Bugün de öyle. Burada yaşadığım konser tecrübelerime dayanarak söyleyebilirim ki İzmirli seyirciler mükemmel. Zaten artık Türkiye’deki sanatseverle Avrupa’daki arasında fark kalmadı. Aksine bizim sanatseverimiz Avrupa’yı aştı, Amerikalı, Kanadalı seyirci gibi seyrediyor konseri.

Haberin Devamı

YAPACAĞIM ALBÜMÜ ÇALABİLENE MADALYA VERECEĞİM

Geleceğe bakınca ne görüyorsunuz?
Aydınlık görüyorum. 46 yaşımdayım, 16 yaşımdan beri konser veriyorum. Bu kadar daha sağlık problemi yaşamadan devam edebilirsem işte o zaman yapabileceğimi yaptım diyebilirim.

Yeni albüm var mı?
Şimdi benim bile çalmakta zorlandığım 10 tane etüd yazıyorum. Bunları bir albümde toplayacağım ve çalabilene madalya vereceğim. Çünkü gerçekten zor. Albümü de piyanonun cambazı olan Liszt’e ithaf  edeceğim.

RUHUMUZ BRAHMS OLSUN AMA MATRIX FİLMİ GİBİ MÜZİKLER YAPILSIN

Günümüzde aynı kalitede yeni eserler üretilmiyor mu?
O zaman Brahms, Chopin vardı bugün ise Matrix’in müziklerini yapan Don Davis var. Çünkü artık çağımızda her şey şekil değiştirdi. Eskiden yazılabilecekler yazılmış zaten, şimdi yeni bir şeyler yazmak gerekli. Ruhumuz Brahms olsun, o asaleti taşısın  ama yaşadığımız dünyaya, hayallerimize uygun bir şeyler yazalım. Dün dünde kaldı cancağazım, bugün yeni şeyler yazmak lazım.


TEK RAHATSIZ OLDUĞUM MÜZİK, KENDİ MÜZİĞİM

Haberin Devamı

Siz hangi tarz müzik dinlemekten hoşlanıyorsunuz?
Ben bir yere gittiğimde hangi müzik çalarsa çalsın rahatsız olmam, tek rahatsız olduğum müzik kendi müziğimdir. Hemen gider kapattırırım.

Neden?
Çünkü ben geçmişte yaşamıyorum. Albüm yapılana kadar tüm eserleri tekrar tekrar dinlerim. Karar verilir, ondan sonra asla bir daha dinlemem. Benim için onlar bitmiştir artık çünkü geçmişte yaşamak istemem artık.

‘SEVDALAR ÜLKESİ’ GİBİ ESERLER YAZDIM

Bu kadar seviyorsanız İzmir için yazılmış eserleriniz var mı?
İzmir için birçok eser yazdım. Hatta geçen yıl bunları burada seslendirmiştim. İzmir üzerine çok projem var. Sevdalar Ülkesi, Karşıyaka’ya Bakış gibi isimler verdim İzmir ile ilgili eserlerime.

Haberin Devamı

Bunları bir albümde toplamayı düşünmez misiniz?
Belki toplarım hepsini bir albüme, adını da İzmir Senfonisi koyarım, kimbilir... İstanbul üzerine projeler yapıyorum ama bence İzmir üzerine de özel şeyler yapılmalı bence. İzmir de benim için özel.


BİZİM SEYİRCİMİZ AVRUPALI’DAN İYİ

Siz dünyanın her yerinde konserler veriyorsunuz. Sanatseverler farklılık gösteriyor mu?
Avrupalı sanatseverler yeniliğe kapalıdır, illa bildikleri şeyin çalınmasını isterler. Böylelikle mukayese eder ve rahata varır. Oysa Amerika, Kanada’daki ve ülkemizdeki sanatseverler yeniliğe çok açık, yeni besteleri dinlemeye heveslidirler. Avrupa’da çalmadığım konser salonu kalmadı ama Anadolu’daki hevesi Avrupa’da bulamıyorsunuz.

Haberin Devamı

Birçok sanatçı önce burada sonra Avrupa’da tanınırken siz de tam tersi oldu değil mi?
Ben 16 yaşımda konserler vermeye başladım. Avrupalı seyirci beni çok sevdi ve konserlerime geldi. Zaten ben önce Avrupa’da tanınmaya başlamıştım. Sonra, “İstanbul Kanatlarımın Altında” filminin müziğini yapınca Türkiye’de tanınmaya başladım.

KÜÇÜKKEN ROCK SANATÇILARINA İMRENİRDİM

Siz de Harika Çocuk Programı’yla yurtdışında eğitim aldınız değil mi?
Evet, ben Türkiye’nin son harika çocuğuyum. Ama insanların bana harika çocuk demeleri o kadar önemli değil. Ben küçükken Rock sanatçılarına çok imrenirdim biliyor musunuz?

Aa neden?
Çünkü onları 200 bin kişi dinliyordu. “Bunu neden bir piyano sanatçısı başaramasın” diye düşünürdüm ve başardım… Geçtiğimiz yıl Toronto’da ben çaldım ve 100 bin kişi dinledi. Hayalim gerçekleşti. Ama şimdi İstanbul’da ya da mesela İzmir’de Konak Meydanı’nda çalayım yine yüzbinler dinlesin istiyorum.

Haberin Devamı

ANADOLU’DA KONSERİM İÇİN İLK KEZ PİYANO ALAN ŞEHİRLER VAR

Sizi nasıl karşılıyorlar Anadolu’da?
Yılda 105 civarı konser veriyorum, 50-55 tanesi Anadolu’daki üniversiteler. Ben oralarda çok mutlu oluyorum çünkü oradaki ilericiliği, sanata bakış açısını, yeniliklere bakış açısını ve kabullenmeyi görüyorum. Gerçekten mutlu oluyorum.

Anadolu’da sizin müziğinize yaklaşımlar nasıl?
İdil Biret’in Anadolu turneleriyle başlayan bir akım var. Biliyor musunuz ben o şehre gidip konser vereceğim diye 18 şehir piyano aldı ve o piyanolarda ilk ben çaldım. Şehre piyano girince oradaki anlayış değişir. Yanına keman gelir, obua gelir bir bakarsınız festivaller düzenlenir. Sivas’ta böyle oldu.

CEMAL REŞİT ÖLMEDEN ‘TULUYHAN YAZIYOR MU’ DİYE SORMUŞ

Sizin için beste yapmak piyano çalmak kadar önemli mi?
Bana beste yapmayı, birşeyler üretmeyi aşılayan Cemal Reşit Rey’dir. Hatta ölmeden önce sormuş “Tuluyhan yazıyor mu?” diye. Viyana Müzik Akademisi’nin piyano bölümün giriş sınavını kazandıktan sonra beste bölümünün sınavına girip onu da kazandım.

Neden sadece kendi bestelerinizi çalıyorsunuz?
Ben çok küçük yaşta aldım bu kararı. Bakın Mozart, Beethoven zamanında onlar kadar iyi piyano çalan başka sanatçılar yok muydu, vardı. Ama biz neden onların değil de Mozart’ın, Beethoven’ın isimlerini biliyoruz. Çünkü onlar besteler yaparak yeni şeyler bıraktılar. Her insan bir tuğla ise ve insanlık duvarını örüyor, medeniyeti oluşturuyorsa yeni şeyler üretenler kalıcı olacaktır.

MÜZİĞİN OLDUĞU YERDE DİĞER   SANAT DALLARINA SUSMAK DÜŞER

Müzik sizin için ne ifade ediyor?
Müziğin olduğu yerde diğer sanat dallarına susmak, terbiyeli bir şekilde oturmak düşer. Çünkü müzisyen olamayanlar diğer sanat tarzlarında bir şeyler olmuşlardır diye düşünüyorum. Bence müzik her şeyin üstündedir, kimse kusura bakmasın.

Siz hep böyle lafını sakınmayan, sanatçılarda sık rastladığımız şirin görünme çabası olmayan biri misiniz?
Benim içim dışım birdir. Sahnede de böyleyim ben. Sahnede başka, kuliste başka, evde başka olursanız seyirci bu eyyamı anlar ve bir süre sonra size gelmez. Ben çok ciddi bir yurdum insanıyımdır.

ENDOPLAZMİK REDİKULUMU EZBERLİYORUZ, YARATICI RUHU HOR GÖRÜYORUZ


Siz nelerden etkileniyorsunuz beste yaparken?
Benim hammaddem çok, Anadolu büyük bir zenginlik. Esinlenmek için bir derya. Neden kendi müziğimi Anadolu müziği ile harmanlayarak tüm dünyaya duyurmayayım? Beethoven’ı, Chopin’i çok iyi bileceğiz ama yine de kendi müziğimizi yapacağız. Maalesef bizim eğitim sistemimizde yaratıcılık teşvik edilmiyor hatta başı eziliyor. Bakın ben endoplazmik redikulumun ne olduğunu bilmiyorum ama adını hala söyleyebiliyorum çünkü körü körüne ezberletildi. Oysa yaratıcı ruh her zaman horlanıyor.

Yazarın Tüm Yazıları