Haydi, Yarımada için el ele verelim

Geziden sonra hiçbir şey eskisi gibi değil. Yazlıklara gidip, denize girip geceleri eğlensek de aklımızın bir köşesinde hep şimdi ne olacak, nasıl fark yaratılacak, bir daha aynı şeylerin yaşanmaması için ne yapmalı, nasıl etmeli düşüncesi var... Bir şey söyleyeyim mi? Bu çok, ama çok iyi bir şey. Rehavet ve tembellik gelişimin, ilerlemenin ve aydınlığın en büyük düşmanı çünkü. Belki hiç bir şeyden eskisi gibi keyif almıyoruz, ama inanın bana artık sadece bedenimizle değil, ruhumuz, aklımız ve yüreğimizle de yaşıyoruz...

Çocukları kadar cesur olanlar Alaçatı Şehitliği’ne
Ülkenin her köşesinde forumlar düzenleniyor, geceleri toplanılıp fikirler tartışılıyor. Bunlardan biri de Alaçatı’da düzenleniyor. ‘Yarımada İçin Elele’ adıyla toplanan platform, çocukları kadar cesur ve medeni herkesi aralarına katılmaya davet ediyor. Geçen pazartesi ben de katıldım, 2 saat boyunca aynı ve farklı düşüncelerdeki onlarca kişi konuştu, anlaştı ya da anlaşamasa da diğerini dinledi, belki kendi düşüncesini bir daha sorguladı. Grubun ne sözcüsü var, ne de lideri. Bir toplantı yöneticisi vardı, ama her hafta bu yöneticinin de değişmesi kararı alındı. Yani tamamen demokratik kurallar geçerli...

Mum ışığından güneşe
Grup kesinlikle ayrışmak ve birilerini öne çıkarmak istemiyor. O nedenle bu oluşumu başlatan birkaç kişi bile ayrı fotoğraf çekilip, isim vermek istemedi. Ama öğrendiğime göre gezi olayları sırasında bir grup cesur kadın, önce sanal ortamda biraraya gelmiş ve sonrasında da bu ihtiyaca inanan birçoklarının katılımıyla büyümüş, genişlemiş. Amaç gezi olaylarıyla yakılan mum ışığıyla kısa zamanda güneşe ulaşmak...

Hak ve özgürlüğü savunan herkese açığız

Bunun için üzerinde yaşadığımız yarımadadan başlayarak yani Çeşme/Alaçatı, Karaburun, Seferihisar, Urla’yı kapsayarak, demokratik bilincin ve yaşamın güçlendirilmesi için devlet ve sivil toplum arasında yapıcı, tamamlayıcı ve destekleyici bir ilişki yaratmayı planlıyorlar.

Her düşünce ve görüşe açıklar ama temelde savundukları bir manifestoları da var...

1) Temel hak ve özgürlüklerimize dokunulamaz.
2) Doğayı betona tercih ediyoruz.
3) Tüm canlıların haklarına saygılıyız.
4) Tarihimize ve geleneklerimize sahip çıkacağız.
5) Toplumsal, kültürel, etnik ve dini fark gözetmeksizin her birey eşittir.
6) Her birey eşit söz hakkına sahiptir.

Artık yemek masalarında konuşmayacak sahada çalışacağız

İnsan ve özgür bir birey olmanın en doğal tanımı olan bu maddelere inanan herkesi kucaklayan platform daha önce olduğu gibi sadece yemek masalarında, dost meclislerinde konuşarak değil, sahada, insanların içinde olarak çalışmayı hedefliyor. Şimdiden komiteler kurmaya başlamışlar.

* Belediye Encümenlerine Katılım Komitesi,
* Belediyelere Ziyaret Komitesi,
* Sandık Komitesi,
* Çevre Koruma Komitesi,
* Doğal Yaşam Komitesi,
* Yarımada Platformu Tanıtım ve Dayanışma Komitesi,
* Medya ve Sosyal Paylaşım ve Faaliyetler Komitesi,
* Hukuk Komitesi,
* Tarih-Arkeoloji - Sit Komitesi
* Eğitim - Kültürel Gelişim Komitesi,
* Tarım Komitesi,
* Bütçe Komitesi,
* Komiteler Konseyi..

Alaçatı’daki kalabalık bayraklı gruba destek verdi

Her komite adında geçen konularda çalışmalar yapacak ve her hafta toplanacak forumlarda katılımcılara bilgi verecek. Yarımadayı gerçekten kucaklayabilmek amacıyla 17 Ağustos’ta Karaburun’da düzenlenecek olan ‘Karaburun’a Sahip Çık’ platformuna da bir heyet gönderecekler.

Alaçatı Şehitlik Parkı’nda buluşan grup ile toplantı sonrası bayraklarla Alaçatı’nın içerisine doğru yürüdük. Hiçbir slogan atılmamasına rağmen ellerinde bayraklar taşıyan, kırmızı beyaz giyinmiş insanları gören birçok kişi alkışlamaya ve tezahürat yapmaya başladı. Oturdukları mekanlardan kalkarak gruba katılanlar bile oldu.

Yarımada İçin Elele Forumu 5 Ağustos Pazartesi saat 21.00’de Alaçatı Şehitlik Parkı’nda buluşacak. Ne dersiniz, sizin söyleyecek bir şeyiniz yok mu?

HEY, ORADA KİMSE VAR MI?

Platformun önem verdiği konulardan biri, tüm siyasi görüşlerin parlamentoda temsil edilebilmesi için seçim barajının düşürülmesi. Bu sıkça gündeme gelen bir konu. En son Aylin Kotil, İstanbul’dan Ankara’ya bu mesajı vermek amacıyla yürüdü. CHP ve BDP ile görüşebildi, ama AK Parti ve MHP’den randevu alamadı. Bir kadın tek başına 880 bin adım atıp geliyor, bir sürü adamdan oluşan partiler kapılarına gelen bu vatandaşa doğru bir adım atıp derdini dinlemiyor. Ne şaşıyoruz ki modern Türkiye’nin fotoğrafı bu. Ama canım, unutmayalım ki ekonomi iyi... Daha ne?

Neyse, seçim barajının düşürülmesi için başka kampanyalar da yapılıyor. Bunlardan biri de İzmirli Olcay Cengiz Turhan’ın internet üzerinde başlattığı imza kampanyası. Olcay Hanım’ın açtığı www.change.org/petitions/tbmm-antidemokratik-seçim-barajının-kaldırılmasını-talep-ediyorum adlı siteye şu ana kadar 2327 kişi girmiş ve imza vermiş. Ama biraz önce de dediğim gibi bunları duyan yok, çünkü duymaya niyetleri yok. Olsun, hak ve adalet isteyenlerin de kendilerini duyurana kadar yılmaya niyeti yok...