Paylaş
Ancak Ka-Der Genel Başkanı Çiğdem Aydın’a göre kadınlar siyasetten uzak kaldıkça ortam düzeleceğine daha da bozuluyor, hayatımızla ilgili önemli kararlar bizler dahil olmadan alınıyor. Ka-Der olarak siyasete giren her kadına destek olduklarını anlatan Aydın, kadınlardan adaylık parasının alınmamasının önemli bir destek olacağı görüşünde. Egeli kadınların siyasete girmesi yönündeki beklentilerin yüksek olduğunu aöyleyen Çiğdem Aydın, önceki seçimlerde karşılanmayan bu beklentinin yerel seçimlerde değişmesini umuyor.
Atasözlerimiz de dahil toplum zihniyeti değişmeli
- Şiddete karşı bu kadar eylem yapılıyor, sözler söyleniyor, ama hala tırmanarak devam ediyor sanki...
- Kırsaldan kente göçün etkisi çok bunda. Artık tarlalar bozuluyor, köyler küçülüyor, şehirlere göç ediliyor. Şehirlerin farklı değer yargılarına uyum sağlanamayınca erkekler kadınları terbiye etme, disipline etme fikriyle şiddet uygulamaya başlıyor.
- Cezai yaptırımlar yeterli mi sizce?
- Hiç değil. Hele bir de tahrik indirimleri ya da denetsel serbestlik gibi bahanelerle suçlu erkekler salıverilince şiddetin cezası olmadığı algısı yayılıyor. Siyasi irade de çıkıp ‘Şiddet suçu cezasız kalmamalı’ gibi bir ifade kullanmayınca amacına ulaşmıyor. Ama herşeyden önemlisi toplumsal algı. ‘Eti senin kemiği benim’ ya da ‘bu evden gelinliğinle çıkarsan ancak kefeninle dönersin’ gibi sözlerimiz maalesef şiddete çanak tutuyor. Tüm bu yanlış zihniyetlerin gerek eğitimle gerekse tekrar tekrar anlatılarak, siyasi iradenin de sahiplenmesiyle değiştirilmesi şart.
Kadınlar siyaseti kirli birşey olarak görüp bulaşmak istemiyor
- Şiddete karşı siyasetteki kadınlarımızın sesi yeterince çıkıyor mu sizce?
- Bu tamamen sayıyla ilgili birşey. Koca mecliste 79 kadın olunca sesleri yeteri kadar çıkamıyor.
- Nicelik kadar nitelik de önemli değil mi?
- Evet ama zaten kadın siyasetçilerimiz soru önergeleri ve tasarılarla bunu gösteriyorlar. Yine de sayılarının artması gerekli.
- Peki kadınlar neden siyasetten uzak kalıyor?
- Kadınlar siyaseti erkeklerin çekiştiği hatta bazen itiştiği, tamamen ranta dayalı kirli bir alan olarak görüyorlar. Bu kirli alana bulaşmak istemiyorlar. Oysa yumurta kaç para olsun, çocuğumuz okula kaç yaşında gitsin, forma giysin mi gibi hayatımızla ilgili her karar orada alınıyor. Kadınlar uzak kaldıkça bu ortamın değişmesi de güçleşiyor ve bu kararlar bize sorulmadan alınıyor.
Siyaset tamamen paraya bağlı, kadınlarda o para yok
- Kadınların siyasete girmemesinde ekonomik nedenler de olabilir mi?
- Tabii çünkü Türkiye’de siyaset tamamen paraya bağlı. Siyasette kendinize iyi bir yer bulabilmek için mutlaka büyük bir yatırım yapmanız gerekiyor. Kampanyanızın masraflarını ödüyor, bir nevi o koltuğu satın alıyorsunuz. Ama kadınlarda oraya akıtacak para yok. Olsa da akılları farklı çalışıyor. o parayı oraya vereceğime bir üniveriste daha bitiririm ya da çocuğuma bir iş açarım diyor. Kadınlardan adaylık için para alınmaması iyi bir yöntem olabilir.
- Ka-Der olarak destekleyeceğiniz adaylara nasıl karar veriyorsunuz?
- Bu tüzüğümüzde de yazılı. Nefret söylemi içermeyen, homofobik, militarist, fanatik olmayan adayları destekliyoruz. Kadınlar ve kadın gözüyle bakabilenler parti farkı olmaksızın bizden destek alıyor. Siyaset içerisindeki yol, yöntem gibi konularda yardımcı olmaya çalışıyoruz. Her partiye eşit mesafede duruyoruz.
- Siz siyasete girmeyi düşünüyor musunuz?
- Prensip olarak Ka-Der başkanları hiçbir partiye yakın durmuyor. O nedenle benim de şu an böyle bir şey yapmam söz konusu değil. Ama başkanlığı bıraktıktan sonra sanıyorum bunu düşüneceğim.
- Bazen sivil toplum kuruluşlarında esip gürleyen kadınlarımız siyasete girince susuyorlar. Bunu neye bağlıyorsunuz?
- Bence yine nicelik problemi. Az olduklarından sesleri yeteri kadar çıkamıyor. Siyasette bir yeterlilik hesabı var. 100 kişi arasında sesinizin duyulmasını istiyorsanız en az üçte bir oranında olmanız gerekli. Hiç bir partide yüzde 33 kadın siyasetçi yok. Kadın siyasetçilerin platformları olmayınca da işleri zorlaşıyor. Emine Ülke Tarhan gibi grup başkan vekili olmadıkça ya da MHP’de 3 kadın olmalarına rağmen Meral Akşener gibi Meclis başkan vekili olmadıkça sesleri duyulamıyor.
- Cesaret konusunda biraz geri kalıyor olabilir miyiz? Aman eli maşalı, cadı kadın demesinler diye susuluyor olabilir mi?
- Olabilir. Mesela bir erkek yönetici masaya yumruğunu vurduğunda ’aa başkan sinirlendi, hemen dediğini yapalım’ denirken, bir kadın aynı şeyi yapsa ‘aman ne hırçın kadın, ayın muayyen gününde herhalde, erkekleşmiş’ gibi garip yakıştırmalar yapılır. Kadınlar da aman yanlış anlaşılmayayım, kendimi doğru ifade edeyim derken suskun kalabiliyorlar.
Egeli kadınlar siyasetle yeteri kadar ilgili değil
- İzmirli kadınların siyasete ilgisini nasıl buluyorsunuz?
- Bölgesel bir farklılık yaratılabildi diyemem. Aslında beklenti daha farklıydı. Fakat geçen seçimlerde İzmir’den istenen sayıda kadın çıkmadı. Diğer bölgeler daha öne çıktı. Gelecek yerel seçimlerde daha fazla kadının İzmir’den siyasete girmesini umuyoruz.
- Kadınlar arasında olduğu söylenen kıskançlık ya da aşağı çekme gibi söylemlere katılıyor musunuz?
- Olabilir ama bu bir kültür meselesi ve yavaş yavaş değişecek diye düşünüyorum. Mesela kadın örgütleri arasında böyle bir durum yok. Bizler kürtaj konusunda olduğu gibi çok çabuk örgütleniyor, kendi aramızdan meclise sözcü gönderip onu destekleyebiliyoruz. Fakat siyasi partilerde politikacıların yüzlerce kişinin arasından seçildiğini düşünürsek rekabeti normal görmeliyiz. Kadın siyasetçiler arasında dayanışmayı artırmak önemli.
- Önümüzdeki yerel seçimlerle ilgili neler söyleyeceksiniz?
- Gelecek seçimlerde çok daha fazla kadının siyasete girmesini bekliyoruz. Özellikle İzmir’den yerel yönetimlerde daha fazla kadın görmek istiyoruz. Ülkemizdeki tüm kadınları karar verme merci olan siyasette görmek için elimizden geleni yapıyoruz.
Paylaş