Paylaş
Birkaç gündür dünya, Fransa’da yaşanan terör saldırılarıyla sarsılıyor. Din adına insanları öldürdüklerini iddia eden bu teröristler, aslında en büyük zararı dinlere veriyor. Sorun şu ki; hiçbir dinin temelinde şiddet ve yoketme düşüncesi olmaz, olmamalı. İyi de, aynı şeyleri okurken, farklı anlamlar çıkaran insanları, üstüne üstlük bir de kendine görev çıkarıp, bir dinin savunucusu olduğunu iddia ederek terör estiren insanları nasıl açıklayabiliriz? Sorun dinlerde değil, muhakeme yeteneği ve düşünme yetisi körleştirilmiş insanlar yaratan ve bunun için dinleri kullanan iradeler ve oluşumlarda… Bu amacı güdenler, bu insanları istedikleri gibi yönledirerek arzu ettikleri her kötülüğü yaratabiliyor. Çünkü, dogmalar ve yanlış yönlendirilmiş inançlarla robotlaştırılmış düşünmeyen insanlar, tetikçi olmaya da istekli hale geliyorlar.
Oscar Wilde'ın dediği gibi 'Çoğu insan aslında başka insandır. Düşünceleri başkalarının fikirleridir, hayatları taklittir, tutkuları alıntıdır.'
Hal böyle olunca da kolayca her yöne çekilebilen insanlar çıkıyor ortaya. Ama şunu da unutmamak gerekli; bunun nedeni okumamak, üniversite bitirmemek değil. Seçkin bir mesleğe sahip olmuş insanlarda bile rastlanabiliyor bu duruma. Çünkü, eksik olan öğrenim değil, düşünce eğitimi ile her türlü yargıdan uzak ve bağımsız bir muhakeme yapabilme yetisi. Bu öyle bir yeti ki eksikliği, kendinden olmayanı yargılayan, vicdanı körelmiş ve zulme, bırakın karşı çıkmayı, kendine göre meşrulaştırabilen kişiler yaratabiliyor. Sonunda da benden olmayan yaşamasın diye diye bölünen ve kan davası güden toplumlar çıkıyor ortaya…
Paylaş