Çocuklar Bir Derdim Var'ı söyleyince mutlu oluyoruz

BUGÜN Türk Rock Müziği’nin en sevdiğim gruplarından Mor ve Ötesi konuğum. Geçen hafta Çeşme Babylon’da konser veren Mor ve Ötesi’nin solisti Harun Tekin'le TRT’de programıma konuk olduğunda tanışmış, aydınlık, kararlı düşünceleri, sade ifade tarzını çok beğenmiştim.

Bu yıl 53. Eurovision Şarkı Yarışması’nda ülkemizi başarıyla temsil eden gruptan Tekin ve Burak Güven ile sohbet ettik.

Æ Çeşme ve İzmir seyircisi sizi nasıl karşılıyor?

Æ Burak: İyi tanıdığımız, çok sevdiğimiz ve alışık olduğumuz seyirciyle buluşuyoruz burada. Güzel tepkiler alıyoruz. İzmir’de çok kez çaldık ve İzmir’e çok önem veriyoruz.

Æ Harun: Çok güzeller bence. Ege’ye gelip "amaan niye gelmişiz buraya" dediğimiz hiç olmadı. Onlarca defa geldik. Çok ateşli konserlerimiz de oldu, çok duygusallar da. Kalabalık nasıl olursa olsun duygu yoğunluğu hep çok yüksek. İstanbul dışı ilk büyük konserimizi de Bostanlı Açıkhava’da vermiştik. Bu yüzden İzmir ve Ege ile anılarımız hep çok iyi.

Æ Şarkı sözleriniz çok anlamlı. Belli bir teknik uyguluyor musunuz şarkı sözü yazarken?

Æ Harun: Şarkı yazarı kafasıyla bakınca güzel bir şarkıya dönüşebilecek her yol mübah. Trafikte aklınıza gelen bir kelimeyi kaydedin, ister uyurken düşündüğünüz bir şeyler olsun hepsi harekete geçiriyor bence beyni...

Æ Burak: Bence bu, bizim hayatta en iyi yapabildiğimiz şeylerden birisi. Şarkı yazmak için de belki bir disiplin geliştirmek gerekli. Çok iyi olmasa bile mutlaka yazmaya devam etmeli ki, belki bu bir sonraki güzel şarkının öncesini oluşturacak. Biz biraz romantik yaklaşıyoruz üretimimize. Defterlerimiz var, oraya karalarız aklımıza gelenleri.

Æ Bazı şarkılarınızın sözleri köşe yazıları gibi. Hatta çoğu zaman daha az ve öz ifade ediyorsunuz birçok şeyi..

Æ Harun: Şarkı sözleri birimizin ya da birkaçımızın zihninden çıkıyor sonuçta. O zihinlerin ne topladığı önemli. Aşk veya siyaset üzerine bir şeyler yazıyorsak bu konuda kafamıza giren veriler ve düşüncelerin bir sonucu oluyor bunlar..

Æ Veriler hepimize geliyor. Ama hepimiz bunu kolayca ifade edemiyoruz..

Æ Burak: Bu bir iltifat bizim için. Bunu yapabildiğimiz için mutluyuz. Bazen tüm şarkı olmasa bile aradaki bazı sözler insanlara dokunuyor ve hayatta harekete geçiremediği bir şeyleri anımsatıyor. Bu bizim için önemli.

EUROVISION KLİBİMİZ YOUTUBE’DA EN ÇOK İZLENEN İKİNCİ KLİP

Æ Eurovision klibiniz çok ilginçti. Kim çekti?

Æ Harun: Ezel Akay imzalı bir klip. O heykeller 40 adet ve 1.70 civarında gerçek insan boyuna yakın bir takım karakterler. 40 hokkabaz.com sitesinde ayrıntılı hikayeleri var. 2001 yılından beri var olan bu heykelleri karikatürist ve mimar Şekip Davaz üretmiş. Klip boyunca çok büyükmüş gibi görünüyor ama son sahnede hepimiz kendi boyumuzda görünüyoruz.

Æ Nasıl tepkiler aldı bu klip?

Æ Burak: Genel olarak çok beğenildi. Hatta youtube’da İspanya’nın klibinden sonra en çok izlenen klip bizimki olmuş. Eurovision’daki fan klüpleri tarafından da en iyiler arasında gösterilmiş.

HER YIL ALBÜM YAPARSAK KALİTE OLMAZ

Æ Kaç albüm oldu bugüne kadar?

Æ Burak: 5 albümümüz çıktı. Son albüm 2006 Mayıs ayında çıkmıştı. 2 sene bitmiş, güzel ve hızlı geçmiş. Şu an farkediyoruz

Æ Yenisi ne zaman gelecek?

Æ Harun: Şimdi ara albüm yapacağız. Bu albümde Eurovision şarkımız Deli, birkaç remiks, canlı kayıtlarımız olacak. Bir nevi toplama albümümüz olacak ve bir kaç ay içinde çıkacak. Her yıl albüm yapmak bize göre değil, kaliteden ödün verilir bence.

YURT DIŞINA BALKANLAR’DAN AÇILACAĞIZ

Æ Yabancı müzik festivallerine katılıyor musunuz?

Æ Burak: En çok Almanya’da çaldık, bugüne kadar 15’ten fazla konser verdik orada. Bu sene 20’yi hedefliyoruz. Eurovision sayesinde Balkan ülkelerinde hareketlilik olacak gibi görünüyor. Yunanistan’dan Sırbistan’a, Makedonya’dan Arnavutluk’a hatta Macaristan’a kadar ilgi var.

Æ Yurt dışına açılmak konusunda siz neler düşünüyorsunuz?

Æ Harun: Bu konuda biraz daha ayakları yere basan düşüncelerimiz var. Yani 'gidelim İngiltere listelerine girelim, prodüktörlerin kapısında yatalım' gibi düşüncelerimiz yok. 'Türkiye’de adım adım bir şeyleri ilerlettiysek aynı şekilde yapalım' diye düşünüyoruz. Onun için de Balkanlar bizim için hoş bir adım olacak. Çünkü aynı yemekleri yediğimiz, aynı trafik problemleri ile boğuştuğumuz, benzer arka planları paylaştığımız yerler.

Farklı albümlerden üst üste çalınca arkadaşlarımız isyan ediyor

Æ Hayran kitleniz kimlerden oluşuyor sizce? Daha kültürlü, okumuş kesim sizi daha mı iyi anlıyor?

Æ Harun: Aslında değil. Belki biraz daha okumuş, kitaplarla haşır neşir olanlar bizim şarkılarımızdan daha fazla keyif alıyor olabilir ama biz kesinlikle bunun gerekliliğine inanmıyoruz. Hatta küçük çocukların beğendiği, heyecanlandığı şarkılarımız var. 6 yaş grubu çocuklar "Bir Derdim Var" şarkımızı hep birlikte söylediklerinde çok mutlu oluyoruz. Hem anne-babalarına hem çocuklarına hitap etmek çok güzel. Sanırım bu çok katmanlı olmakla ilgili birşey.

Æ Müzik gelişiminizi nasıl değerlendiriyorsunuz? Daha doğrusu böyle bir kaygınız var mı?

Æ Burak: Her zaman öyle bir şey var, bir yere doğru ilerliyorsunuz ama neresi olduğunu bilmiyorsunuz. Mesela son iki albümümüzde Tarkan Gözübüyük’ün bizimle çalışması albümlerin kaderini değiştirdi. Sık sık tartışıyoruz bu konuda; 'nasıl yapalım, neyi deneyelim, bunu yapmadık, şöyle yapalım' diye ki ilk albümle son albümü karşılaştırınca değişik bir görüntü çıkabiliyor ortaya.

Æ Harun: Mesela son iki albümden altı şarkı çalıp, ikinci albümden şarkılar çaldığımızda arkadaşlarımız 'ya üst üste çalmayın şu albümleri, sanki başka grup gelmiş gibi oluyor' diyorlar. Bu da her albümde farklılaştığımızı gösteriyor.

Eurovision ortamı bir sirke benziyor

Æ Eurovision’a gittiğinizde nasıl bir ortamla karşılaştınız?

Æ Harun: Bir sirkle karşılaştık diyebiliriz. Beklediğimiz şeyler vardı ama hiç ummadığımız ve bunca yıldır içinde hiç bulunmadığımız ortamlar da vardı. Çok farklı kültürlerden insanlar birlikte orada. Birçoğu bizim alıştığımız ve normalde birlikte olduğumuz müzisyen ve müzik türüne göre çok değişik. Ama biz kendimizden ve amacımızdan çok emin olduğumuzdan mümkün olduğunca eğlenceli geçirmeye çalıştık o dönemi, öyle de oldu.

Æ Eurovision’a katılmanız çok tartışıldı. Nedenleriniz arasında milliyetçilik duyguları da var mıydı?

Æ Burak: Evet, alt sıralardaki sebeplerden biri olabilir. Daha ziyade kendimiz üzerinden ülkeyi anlatmak gibi bir durumumuz vardı. Çünkü biz de bu ülkede yaşayan, bu ülkede varolan insanlarız. Çok koyu bir milliyetçiliğimiz yok sadece bizim gibi, sizin gibi her tip insanın bu ülkede yaşadığını göstermek anlamında bir katkımız olmuş olabilir. Çünkü kimi zaman Avrupalılar’ın algısı prototip ve yanlış olabiliyor. Bunun yıkılmasına katkımız olmuş olabilir.

Æ Eurovision dereceniz hakkında ne düşünüyorsunuz?

Æ Harun: Biz çok fazla dereceye yoğunlaşmadık. Şimdi de geçti gitti diye bakıyoruz. Kimsenin kötü hissetmediğini farkettik. Tüm çevremiz halinden memnun, dolayısıyla biz de memnunuz.
Yazarın Tüm Yazıları