Paylaş
Ülkemizde zaten gereksiz bir şekilde silahlanma merakı varken, yasaklanacağı yerde bu yasayla daha da kolaylaşacağı iddia edilen bireysel silahlanmayı; İngiltere’de yaşarken, İzmirli dedesi ve anneannesini ziyarete geldiğinde, bir tartışmanın serseri kurşunuyla 2,5 yaşındayken ölen Alistair Grimason’un dedesi Tuncer Eşsizhan ile konuştum.
Ofislerinde Alistair’in birbirinden şirin resimleri bulunan avukat dedesi ve teyzesiyle konuşurken boğazım devamlı düğümlendi, gözlerim hiç kurumadı.
Allah aşkına, kişisel zayıflığını silahla perdeleme ve egosunu şişirme meraklılarının, toplumsal yerlerde silah taşıyarak, “Yaşama Hakkı”mıza tecavüz etmelerine daha ne kadar anlayış göstereceğiz.
Çocuklarımız için haykırıyorum; Bireysel Silahlanma Yasaklansın!
Not: Bu röportajla Eşsizhan Ailesi’nin acılarını tazelediğim için onlardan özür diliyorum ama onların bu kutsal mücadelesi sonucu, birçok hayat, anlamsız bir şekilde sona ermekten kurtulabilir.
- Bireysel silahlanmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bireysel silahlanma Türkiye’nin başının belasıdır. Bu nedenle kan ve gözyaşı dökülüyor. Her an herkesin başına gelebilir. İngiltere’de yaşayan ve tatile gelen küçücük bir çocuğun başına geldiği gibi. Bu öyle bir acı ki, başkalarının yaşamasını istemiyorsunuz. Toplum da gereken duyarlılığı gösteremiyor. Ülkemiz 3. dünya ülkesi, insan hakları, yaşama hakkı, toplumsal saygıdan haberdar değiliz. Benim artık tüm savunduğum yaşama hakkı. Siyaset, iktidar, hiçbirşey beni ilgilendirmiyor. Tek ilgilendiğim insanların yaşama hakkı.
Ben İngiliz dünürüm kadar olgun olamayabilirim
- İngiliz dünürleriniz, biz ve Türkiye hakkında neler düşündüler kimbilir...
- Alistair’in dedesi davayı izlemek için geldi. Onun da tek erkek torunuydu. Hatta burada kalırken sabahları yürüyüşe çıktığında aileleri gözlemlemiş. ‘Aileler çocuklarına ne kadar düşkün, çocuklar seviliyor’ diye şaşırmıştı. Demek ki, Alistair’in ölümünden sonra Türklerde çocuk sevgisi yok mu diye bir yanılgıya kapılmış.
- Sinirlenip, ülkemiz hakkında olumsuz konuşabilirlerdi..
- Onlar çok olgun insanlar. Ben aynı durumda olsaydım aynı olgunluğu gösteremeyebilirdim. Onlar kızım Özlem’i teselli ettiler. Dünyanın her yerinde bunun olabileceğini söylediler. Hatta orada yıllar önce bir anaokulunda böyle bir olay yaşanmış, ama ülke ayaklanmış ve artık İngiltere’de bireysel silahsızlanma yasak. İşte bizde de böyle olmalı, silah tamamen yasaklanmalı.
Biz onu sivrisineklerden korumaya çalışırken serseri kurşun vurdu
- Gözünüz gibi bakarken hiç akla gelmeyecek bir şey...
- Alistair, 2003’ün 7 Temmuz’unda öldüğünde, hayatının en güzel anında, 2,5 yaşındaydı. Hatta o sabah onu ben denize sokmuştum, sevincinden çığlıklar atıyordu. Akşamında annesi ve anneannesiyle yürüyüşe çıktı. Bir tarafta tartışma çıkıyor, adamın biri silahını çekiyor ve pusetinde uyuyan Alistair ölüyor. Biz sivrisinek sokmasın diye her yerine losyon sürerken, o kurşunun hedefi oldu.
- Alistair’in ölümü sizi nasıl etkiledi?
- İnsan bazı şeyleri başına gelmeden anlamıyor. Alistair’in ölümünden, bu acıyı yaşadıktan sonra bütün dünyam değişti. Yaşama hakkının değerini anladım ve artık bunun savunucusuyum. Dünyadaki en temel hak, yaşama hakkı. Ama tabii insanca yaşamadan bahsediyorum. Onuruna, çağımıza uygun bir şekilde yaşamayı devletin sağlaması gerekiyor.
Türkiye ve dünyadaki lobiler her yerde etkili
- Silah neden bu kadar teşvik ediliyor sizce?
- Türkiye’deki silah lobileri de yurtdışındaki silah lobileri de bu kanunların çıkmasında etkilidir. Milletvekillerini etkilemeye çalışıyorlar ve başarıyorlar. Çünkü bu sektör milyon dolarlarla ölçülüyor. Kurtlar Vadisi yazarı dizinin silaha teşvik etmesini minimal bir olay olduğunu söylüyor. O gece, silaha merakı olan o adamda silah olmasaydı benim torunum yaşıyor olacaktı. Bu minimal bir olay mıdır? Dolayısıyla ben silaha sonuna kadar karşıyım.
- Vallahi ben de karşıyım. Bireysel silahlanma tamamen yasaklansın. Ama bunun için ne yapabiliriz?
- Bu yasa şimdi olmasa da ileride çıkar bence. Biz her eylül yürüyüş yapıyoruz. İskoçya’dan da bunun için geliyorlar, para yardımı yapıyorlar. İmzalar topluyoruz ama yine de çok etkili olamıyoruz. Bakın, Şırnak Cizre’de bir üniversite öğrencisi bir kampanya başlatmış. Belediye ile de anlaşmışlar, ‘Çocuklara da oyuncak silah verilmesin’ diyorlar. İktidar ve muhalefet milletvekillerine e-mail ya da telgraflar yoluyla tepkiler iletilmeli. En önemlisi halk ve medya birleşmeli, tepki göstermeli
Sadece kurban değil, ailesi de etkileniyor
- Bu şekilde bir ölüm sonucu kurbanın ailesi nasıl etkileniyor?
- Bu olaylar sadece bir kişinin ölümü ile bitmiyor. Yakınlarında psikolojik sorunlar başlıyor, aileler dağılıyor. Herşey değişiyor. Bir sürü kişi etkileniyor. Zaman her şeyin ilacı deniyor ama bazı şeyleri zaman da halledemiyor, sadece alışılıyor.
- Kızınız tekrar çocuk sahibi olmak istemedi mi?
- İlk anda istemedi, ‘Başka çocuğu seversem Alistair üzülür, kızar’ diyordu. Sonra başına tekrar böyle birşey gelir diye korkuyordu. Bundan sonrasını bilemeyiz. 7,5 yıl geçti, bazen Alistair gözümün önüne geliyor, hemen başka şey düşünüyorum. Yoksa insan çıldırabilir. Ama maalesef insanlar başına gelmeden bazı şeyleri anlayamıyor.
3-5 yıl ile geçiştirilirken ilk kez 37 yıl ceza verildi
- Alistair’in davasında da bir ilk yaşandı değil mi?
- Katilin davalarına biz girdik. Daha önce buna benzer ölümleri 3-5 seneyle geçiştiren yargı bu kez bizim zorlamamızla ‘olası kast’ sonucu 37 sene verdi. Hatta bana o zaman, ‘İdam edilse daha mutlu olur muydunuz’ denildi ama ben kan davası gütmüyorum ki. Bu adam tetikçi, katil ise sistem. Ben o sistemi değiştirmek için uğraşıyorum. Eğer sistem bireysel silahsızlanmaya izin vermeseydi o gün o kavgada dövüşecekler belki bıçaklar çekilecek ama uzaktaki Alistair etkilenmeyecekti. Sebep silah sistemidir.
- Bundan sonra neler yapmayı düşünüyorsunuz?
- Ben silahsızlanma mücadelemde yılmayacağım, çünkü benim canım yandı, biz silah nedeniyle canımızı verdik. Alistair’in ölümünden sonra silah ölümleri davalarına ücretsiz girmeye başladım. Menemen’den bir dava geldi. Bisiklete binerken, düğün konvoyunda ateş edenlerden seken kurşun ile 13 yaşındaki Sergen ölmüş. Şimdi bunun suçlusu kim? Bireysel silahlanmaya tepki göstermeyen herkes...
Bazı milletvekillerimiz silah seviyor ve teşvik ediyor
- Şimdi bir de daha genç yaşta bile silah alınacak yasa tasarısı var.
- Bakın ben Bireysel Silahlanmaya Tepki Platformu’nun başkanıyım. Bir imza kampanyası başlattım, yüzbinlerce imza toplandık. Çoğunlukla kadınlar, anneler destek veriyor. Ama bu imzaları meclise götürdüğümüzde gündeme almadılar. Aksine bizim meclisimiz silah sever.
- Nasıl yani?
- Milletvekillerinin çoğunun belinde silah var. Kadın milletvekili bile çıkıyor, ‘5 tane silahım var’ diyor. Hem de insanı yaşatan bir mesleğe mensup, amacı insanı öldürmek olan silahı savunabiliyor. Türkiye’deki siyasetin kültürü bu. Milletvekilleri bir düğünlerde havaya ateş ediyor. Bir bakan silahı övüyor, nesini övüyor olabilir, insan öldürmesinin güzelliğini övüyor.
Sigara öldürür deniyor, reklamı yasaklanıyor, E, silah ne yapar?
- Bu tasarı yasalaşırsa neler olur?
- Bu tasarı yasalaşırsa Türkiye insan hakları açısından tam anlamıyla güvensiz bir ülke olur. Toplumumuzda canı yanmamış ve empati kuramayan insanlar silaha sempati ile bakıyorlar. Silah web sitesi var, 4,5 milyon insan tıklıyor. Devlet belediye seçimlerinde silah dağıtıyor.
- Yeni yasa tasarını savunanlara ne diyorsunuz peki?
- Sivil hayatın düşmanı olan bu tasarı ile silahlanma sayısını 5’e indirmiş deniyor. Kardeşim 1’e indir, hatta tamamen kaldır. Silah alabilme yaşı 18’e inecek, sağlık muayenesi kolaylaşacak, sabıkalılar da silah sahibi olabilecek daha ne olsun? Bu tasarı devletin silahı teşvik ettiğinin bir kanıtıdır. Bakın sigara öldürür deniyor, e silah ne yapar? Amacı zaten öldürmek.
Paylaş