Paylaş
Multiple Skleroz, çok farklı şekillerde seyreden bir hastalık. Güzelliği ve yüksek enerjisiyle dikkat çeken Dilek Ergül, bu hastalığa yakalanmasına rağmen, doktorlarının verdiği tedaviyi tam uygulayarak ve olumlu düşünerek onunla yaşamayı öğrenmiş. Bu sayede yaşam kalitesini mümkün olduğunca yüksek tutan Ergül, MS hastalığının her zaman korkutucu olmayacağının en güzel örneği. Yaşadıklarını samimiyetle anlatacak kadar açık yürekli ve cesur olan Dilek Ergül, umarım diğer hastalar için de esin kaynağı olur.
HASTALIK UYUŞMALARLA BAŞLADI
MS’den önce nasıl bir hayatınız vardı?
- Her zaman çok aktiftim. 14 yaşımda tenise başlamıştım. Sporun birçok dalıyla uğraştım. Hiçbir şey yapmasam mutlaka yürüyüş yapardım. Dağ yürüyüşleri bile yapardım.
Peki, hastalık nasıl başladı?
- 2008 yılı ağustos ayında sol tarafımda bir uyuşmayla başladı. Doktor bir arkadaşıma danışınca, ‘B vitamini al, geçmezse bana gel’ dedi. Ben vitamin alınca ilk anda geçti. Fakat uyuşmadan sonra sağ elimde istemsiz saniyelik kasılmalar başladı. Önce çok fazla ciddiye almadım. Fakat sağ ayağımda da başladı.
MS OLDUĞUMU DUYUNCA ŞOK OLDUM
Şikayetleriniz başlayınca hemen doktora mı gittiniz?
- Aslında gitmedim, çünkü deniz yolculuğuna çıkacaktım arkadaşlarımla. ‘Dönünce giderim’ dedim fakat orada daha kötü oldum. Çünkü sıcak tetikleyen bir şeymiş. Döndüğümde çenemi de etkilemeye başladı ve hafif bir kekemelik başlayınca hemen doktora gittim.
MS teşhisi nasıl kondu?
- Şikayetlerimi anlatır anlatmaz nörolog doktor ‘bunlar MS belirtileri hemen MR çekelim’ dedi. Maalesef MR’la teşhis doğrulandı. İlk anda şok oldum tabii. Ne yapacağım deyince doktor, ‘çok şanslısınız ki İzmir’de Prof. Egemen İdiman gibi bu konuda uzman bir doktor var, hemen ona gidin’ dedi.
İÇİMDE CILIZ BİR SES İYİ OLACAĞIMI SÖYLÜYORDU
Bu aşamadan sonrası nasıl ilerledi?
- Egemen Hanım’a gidince muayeneden sonra hemen Dokuz Eylül Hastanesi’ne yattım. Bana kortizonlu bir tedavi uygulandı. 12 gün hastanede kaldım ama ailemden bir tek kız kardeşime ve arkadaşlarıma söyledim. Ama o 12 gün benim hayatımdan 12 yıl gibi geçti. Çünkü etraftan duyduklarımla bu hastalığın eriyip götürdüğünü düşünüyordum.
Tüm bunlar olurken moraliniz nasıldı?
- Hastanede, bilgisayarımı alıp internetdeki forum sayfalarına girdim. Fakat orada yazılanları okuyunca moralim daha da bozuldu. Çünkü hep karamsar mesajlar vardı. Oysa ben bu hastalığın üstesinden geleceğime inanmak istiyordum. O yüzden bunları okumayı da bıraktım. Ben herkesin tecrübesinin kendisine mahsus olduğuna inanıyorum. İçimde benim de bu hastalığı atlatamayacağımı söyleyen bir sese karşın öyle olmayacağını söyleyen cılız da olsa bir ses vardı. Ben de ona inanmak istiyordum.
BAŞTA ÜZÜLMESİNLER DİYE AİLEME SÖYLEYEMEDİM
Hastaneden çıktıktan sonra neler oldu?
- 12’nci günde kortizonla birlikte bütün belirtilerim geçmişti. Hastaneden çıkıp hayatıma devam etmeye çalıştım. Annemlere söylememiştim çünkü onlar üzülürse ben daha da kötü olurum diye düşünmüştüm. Fakat benim her gün olmam gereken iğnelerim vardı. Bunları alıp olmaya başlayınca aileme de durumu açıklamak zorunda kaldım. İlk başta çok üzüldüler ama şimdi iyiyiz.
? İğnelerinizi kendiniz mi yapıyorsunuz?
- Ben 3,5 yıldır her gün bu iğneleri kendime vurdum. 4 yıl boyunca 3 kere MR çekildim. Boyunda lezyonlar çıkmıştı. Doktorum ‘Dilek her şey senin elinde. Tedavini düzgün uygulayarak bu hastalıkla yaşamayı öğrenebilirsin’ dedi. Ben de tedavimi elimden geldiğince düzgün uyguladım.
İĞNELER ÇOK PAHALI, GÜVENCESİ OLMAYANLAR ZORDA
MS hastalığı çok iyi bilinmiyor ama diğer yandan da artıyor değil mi?
- Evet, doktoruma her gittiğimde bu hastalığın ne kadar arttığını gözlemliyorum. 3 ayda bir sadece MS hastalarına özel bir poliklinik muayene günü var. Özellikle çevre illerden gelenler oluyor, sanıyorum daha çok da 20-40 yaş arası kadınlar. Yani MS dikkat edilmesi, incelenmesi gereken bir hastalık. Özellikle sık tekrarlayan uyuşmalar hepimizde ortak belirti olmuş.
Tedavi ve ilaçlar pahalı mı?
- Bu iğneler çok pahalı ama sosyal güvencesi olanları devlet karşılıyor. Fakat sanıyorum sosyal güvencesi olmayanlar var ve onlar daha büyük sıkıntı çekiyor. Doktor Egemen Hanım bu konuda bir şeyler yapmaya çalışıyor ama kolay değil. Bu çok önemli bir konu.
DEĞİŞTİM, OLUMSUZ ŞEYLERİ KENDİMDEN UZAKLAŞTIRDIM
Hiç ‘neden ben’ diye sordunuz mu?
- İlk başta isyan ettim ama kendimle çok barışığım. Kendime çok dikkat ederim. Eskiden çok da evhamlıydım, hep kendimde bir şeyler arardım. Bu hastalıktan sonra kendi kendime artık bu kadar evhamlı olmayacağım dedim.
Neler değişti hayatınızda?
- Çok şey değişti. Artık söylenenler bir kulağımdan giriyor, diğerinden çıkıyor. Hiçbir şeyi içime atmıyor, içimde tutmuyorum. Hatta birine kızıyor-
sam onu bile söylüyor, ‘bu davranışını beğenme-
dim’ diyorum. İstemediğim kişilerle görüşmüyo-rum, çok eledim çevremi. Sadece bana olumlu enerji verenlerle görüşüyorum. Ama tabii bunları keşke hastalık olmadan önce yapabilseydim.
Kendinize öncelik vermeyi mi öğretti bu hastalık?
- Doktorum da bana söylemişti, ‘kendinizi düşünmeyi öğrenmelisiniz’ diye. Bakın biz iyi olmazsak etrafımıza nasıl iyilik verebiliriz ki? Ben her olumsuzluğu ittim. Engelli milli tenisçi arkadaşım Aydın Yurttaş bana çok destek oldu. Çünkü o neler başarmış? Onu görünce kendime acımadım ve başarabileceğime inandım.
SON MUAYENELERİM OLUMLU
Yaşam kaliteniz çok değişti mi?
- İlk başta doktorlar kesinlikle yorulmamamı söylediklerinden hiçbir şey yapamadım. İçki, sigara kesinlikle yok. Gerçi ben bunları zaten kullanmıyordum ama 2 yıl sonra yavaş yavaş yürüyüşlere başladım. Sanıyorum kontrollü hareketin olumlu etkisini de gördüm.
Siz şimdi nasılsınız?
- Ben bir MS hastası olarak iyi bir örneğim. Doktorlarımın her söylediğini tam yaptım. İğnelerimi oldum. Kendimi hep olumlu tutmaya çalıştım. Zaten son muayenelerim öncekilere göre daha iyi geçti. Prof. Serkan Özakbaş da beni takip ediyor. Mart ayında tekrar kontrol edileceğim.
Paylaş