Paylaş
İlerleyen zamanla başka bir iş yapmak istediğini farketmiş ve eğitim sektörüne geçmiş. Yılmadan iki yıl, her hafta sonu İstanbul’a giderek eğitim alan Yaraş, bugün Takev Okulları ile sadece İzmir’de değil, Türkiye’de hatırı sayılır bir başarı kazanmış durumda. Nur Yaraş ile hem özel okulları hem de eğitim sistemimizi konuştuk.
» Hukuk eğitimi almanıza rağmen neden mesleğinizi yapmadınız?
» Çok istemiştim avukat olmayı ama sonradan sevemedim. Bankada hukuk müşaviriydim, biraz icralara dayalı bir avukatlık belki o nedenle sevimsiz geldi.
» Eğitime geçişiniz nasıl oldu ?
» Eğitimle ilgili bir şeyler yapabileceğimi düşündüm. Çocukları çok seviyorum. İlk anaokulumuzla başladık. 21 yıl önce kurduğumuz Beyaz Balon, çalışanları, öğrenci sayısıyla şu anda Türkiye’nin en büyük anaokulu. Zaten 45 yaşımdan sonra bu konuda eğitim aldım.
» 45 yaşından sonra ne eğitimi aldınız?
» Yeditepe Üniversitesi’nde ‘Eğitim Yönetimi ve Denetimi’ okudum. 2 yıl her hafta sonu İstanbul’a gidip geldim. Çoğunluğu genç öğretmenler olan 150 kişilik bir gruptuk. Zaten şu anda İstanbul’da hemen hemen her okulda çalışan öğretmen arkadaşlarım var.
» Gitmek gelmek zor olmuyor muydu çocuğunuz da vardı o zaman?
» Evet, ama kızım Begüm zaten Ankara Bilkent’deydi o dönemde. Her cumartesi sabah 6 uçağına abone olmuştum.
» İsteyince yapılıyor yani...
» Tabii ki, her şey yapılabilir. Bir de öğrenmenin hakikaten sonu yok. Aslında bir şeyler öğrenmek için okula gitmeye de gerek yok. O kadar güzel kitaplar var ki. Kitap okumaktan hiçbir zaman vazgeçmemek lazım.
YABANCILAR TÜRKİYE’DE ÖZEL OKULLARIN VERGİ VERDİĞİNİ DUYUNCA ŞAŞIRDILAR
» Özel okullar sistemi sizce bizim ülkemizde oturdu mu?
» Özel okulculuğun devlet tarafından desteklenmesi gerekiyor. Mesela yabancılar bizim vergi ödediğimizi öğrenince çok şaşırıyorlar. Çünkü eğitim devletin ana görevleri arasında ve her devlet her bir öğrencisi için bir bütçe ayırmak durumundadır. Bu para yabancı ülkelerde 3 bin dolar iken bizde bin 300 dolar civarında. Özel okula giden çocuklar için ayrılan bu bütçe kullanılmıyor. Tamam bu para verilmesin ama bari eğitimin üzeirndeki yüzde 8’lik KDV indirilsin. Eğitimin KDV’si olur mu? En azından yüzde 1’e düşürülürse velilerin ödediği para azalır.
» Başka hayalleriniz ve projeleriniz var mı?
» Benim planlarımın içinde bir üniversite çalışması da var. Vakfın da planlarının içinde var bu. Almanya’da çok ciddi desteklerimiz var. Liselerin laboratuvarları yaklaşık 600 metrekare civarı ki Takev Fen Lisesi Türkiye’deki en güçlü laboratuvar alt yapısına sahip. Geçen yıl tercih edilirlikte en yüksek üçüncü puanlı liseydi.
ALMANCA SINAVLARINDA ALMAN LİSESİ’Nİ BİLE GEÇEREK TÜRKİYE 1. OLDUK
» Kaç sene sonra ilk öğretime başladınız?
» 12 sene kadar sonra Alman Konsolosluğu’nun desteğiyle TAKEV’i kurduk.
» Alman kültürünü seçmenizin özel bir sebebi var mı ?
» İstanbul’daki Alman Lisesi ve İstanbul Erkek Lisesi takdir ettiğim okullardı. O arada İzmir’de Manfred Unger adlı çok iyi bir konsolos vardı ve İzmir’de Alman okulu açmak için Türk-Alman işadamları, akademisyenlerle vakıf kurma hazırlığındaydı. Biraraya gelip konuştuk, eğitimden beklentilerimizin aynı yönde olduğunu gördük ve okulumuzu kurduk.
» Almanca, öğrenmesi kolay olmayan bir dil. Çocukların ilgisi nasıl?
» Alman hükümetinin yaptığı Almanca yeterlilik sınavı var. Bu sınavlarda iki yıldır üst üste Takev, İstanbul’daki Alman Lisesi gibi senelerce Almanca eğitim veren okulları bile geçerek Türkiye birincisi oluyor. Bize şu anda Alman hükümeti maaşlarını ödeyerek öğretmen gönderiyor. Tamamen Almanca dilini yaymak için bir devlet politikası bu. Bunu ilk defa bir özel okula yapıyorlar Türkiye’de. Bu büyük bir başarı.
AKADEMİK BAŞARI ÖNEMLİ AMA HER İYİ OKUL MEZUNU BAŞARILI OLAMIYOR
» Veliler okul seçerken hep akademik başarıya bakıyor, bu konuda eğitimin bütünlüğü hakkında ne söyleyebilirsiniz?
» Akademik başarı önemli, çünkü bu ülkede sınavlar var. Ancak sınavlara girerek bir yerlere gelinebiliyor. Liseye, üniversiteye sınavla giriliyor. Çocuğunuzu bundan kurtarmanız mümkün değil. Akıllı bir çocuğun eğitim sürecinde sadece kişiliğini geliştirip sınavda başaramayarak bir yere gelememesine üzülürüm. Ama bunu bir yarış haline de getirmemeli. Bir denge olmalı.
» Hele şu anda çok iyi okulları bitirenler bile iş bulmakta zorlanıyor...
» Doğru, ODTÜ’yü bitirmiş iş bulamamış insanlar var. Belki bu biraz da kişilik gelişimiyle de ilgili. İş yapan, üreten ve işi sonuna ulaştıran insan da yetiştirmeliyiz. Bunun için aileden alınan eğitim de çok önemli.
TÜRKİYE BİLGİ SATAN ÜLKE OLMALI
» Sizce eğitimin öncelikleri neler olmalıdır?
» Biz çocuklarımızın üreten ve sorun çözen çocuklar olması için gayret ediyoruz. Okula geldikleri ilk günden itibaren kendilerine güvenmeyi öğreniyorlar. Problemleri büyükse parçalara bölüp çözüyorlar, küçükse zaten hallediyorlar. Hatta “Destination Imagination” adlı bir sorun çözme yarışması var. İki yıldır Amerika’ya gidiyor çocuklarımız ve üstüste birinci oluyorlar. Bu tesadüf değil, çocuklarımız sorun çözmeyi biliyor.
» Sınavlarla dolu eğitim sistemimiz çocuklarımız nasıl etkiliyor?
» Türkiye bilgi satmak zorunda bir gün. Biz bilgi satan ülke haline gelmek zorundayız. Peki, biz ne keşfediyoruz? Hiçbir şey; çünkü eğitim sistemimizde keşfedecek vakit yok ancak sınavlara hazırlanılıyor. Bu arada düzgün Türkçe ile konuşan çocukları da kaybediyoruz çünkü; çok hızlı okuyorlar ve sadece işaretliyorlar. Çoğu da okuduklarını anlamıyor, hızlı ve yalan yanlış okuyorlar. O yüzden ciddi, kitap okuyan, okuduğundan zevk alan, müzik dinleyen çocuklar yetiştirmeliyiz.
VELİ İLE OKUL SIKI BİR İLİŞKİ İÇİNDE OLMALI
» Okulda ne verirseniz verin aile içi eğitim aynı paralelde olmazsa çocuk başarılı olamayabilir. Bunu nasıl dengeliyorsunuz?
» Bizde ailelerin aşırı korumacı tavrı çocuğun yeteneklerini törpüleyip beceriksizleştiriyor. Veli ile okul gerçekten sıkı bir ilişki içinde olmalı. Okulların psikoloji ve rehberlik bölümleri çok önemli. Bizde 8 tane psikolog çalışıyor, hatta Avrupalılar bizde 8 psikolog olduğunu duyunca şok geçirdiler çünkü Avrupa’daki okullarda bir psikolog bile yok.
» Özel okulların sıkıntılarından biri de veli yaklaşımlarıdır. Okulun işine karışmak isteyen veliler olursa nasıl başa çıkıyorsunuz?
» Burada veli portföyü önemli. Biz şanslıyız genelde üniversite ve üstü velilerimiz var. Ama bir başka önemli konu okulun duruşu. Burada da biz taviz vermiyoruz. Öğretmenlerimizi de kesinlikle bu konuda yalnız bırakmıyoruz.
OKULUMUZ 14 ÜLKENİN OKULU ARASINDA, MODEL OKUL OLARAK SEÇİLDİ
» Avrupa ile bağlantılı projeler geliştiriyor musunuz?
» Evet, mesela en son “Leadership in Education” diye bir proje yapıldı. 14 ülke arasında biz model okul seçildik ve internet sayfasında planlarımızı, yaptıklarımızı günlük olarak yayınlıyoruz. Bunu 14 ülke 14 dile çeviriyor ve bizi takip ediyorlar. Ayrıca yurt dışında pek çok okulla kardeş okul ve ya partner okul antlaşmamız var. Sürekli yabancı çocuklar gelir bizde kalırlar. Bizim çocuklarımız da 6.sınıftan başlayarak her yıl 15 gün Almanya’da kalır, projeler için yurtdışına gider gelirler. Batıya yüzü dönük ve iki dile ve kültüre hakim çocuklar yetiştirmek hedefimiz.
Paylaş