Paylaş
Yumurta gerçekten yüksek kaliteli bir protein kaynağı. Bir büyük yumurta yaklaşık 6 gram protein içeriyor. Protein, kas yapımı ve onarımı için gerekli ve ayrıca bağışıklık sisteminin işlevini desteklemeye yardımcı. A, D, E ve B vitaminleri dahil olmak üzere birçok vitamin bakımından zengin. Bu vitaminler, vücudumuz için gerekli. Aynı zamanda kalsiyum, demir, çinko ve selenyum da dahil olmak üzere çeşitli minerali içinde barındırıyor. Bu mineraller kemik sağlığı, kırmızı kan hücrelerinin işlevi ve bağışıklık sistemi gibi birçok noktada yardımcı rol oynuyor.
Diyabet, kanser riskini azaltıyor
Yumurta, kalp hastalığı riskini azaltmaya yardımcı olabilecek yüksek kaliteli protein ve kolesterol kaynağı. Sarısı kolesterol bakımından yüksek olsa da, araştırmalar içerdiği lesitin gibi bileşikler sayesinde HDL (iyi) kolesterolü arttırmaya ve LDL (kötü) kolesterolü düşürmeye yardımcı olabileceğini gösteriyor.
Amerikan Kalp Derneği (AHA) yüksek kolesterolü olan kişilerin günde 1 yumurta veya haftada 2-3 yumurta sarısı tüketebileceğini söylüyor. Sağlıklı bireylerse günde 1-2 adet yumurta yiyebilir. Yüksek kolesterol veya kalp hastalığı geçmişiniz varsa doktorlara danışarak sayı belirlemelisiniz. Alerjisi olanlarsa tamamen kaçınmalılar.
Bazı araştırmalar, yumurta tüketiminin tip 2 diyabet riskini azaltmaya yardımcı olabileceğini de ortaya koyuyor.
Örneğin, bir çalışmada, haftada en az 5 yumurta yiyen kişilerin, haftada 2’den az yumurta yiyenlere göre tip 2 diyabet geliştirme riskinin yüzde 37 daha düşük olduğu bulundu. Yumurta, kan şekeri seviyelerini kontrol etmede yardımcı olabilecek iki besin olan protein ve kolin bakımından da zengin. Protein, kan şekeri seviyelerinin yükselmesini yavaşlatırken kolin ise insülin direncini azaltmada yardımcı olabiliyor.
Pişirme yöntemi önemli
Yumurtadaki kolin ve lutein gibi bazı besinlerin kanser riskini azaltmaya yardımcı olabileceği de düşünülüyor.
Bu noktada pişirme yöntemi çok önemli. Kızartmak, kansere neden olabilecek kimyasallar üretebilir. Haşlama, poşe veya fırında pişirme gibi daha sağlıklı yöntemleri tercih etmek gerek.
Makula dejenerasyonu gibi yaşa bağlı göz hastalıklarına karşı koruma sağlayabilen lutein ve zeaksantin gibi antioksidanlardan yana da çok güçlü bir kaynak. Bu karotenoidler, makula adı verilen gözün arkasındaki ışığa duyarlı dokuyu oksidatif hasardan korumaya yardımcı oluyor. Makula dejenerasyonu ve katarakt gibi yaşa bağlı göz hastalıklarına karşı koruma sağlayabiliyor. Birçok çalışma, düzenli olarak yumurta tüketen kişilerin makula dejenerasyonu riskinin daha düşük olduğunu gösteriyor. Omega-3 yağ asitlerinden zengin içeriği sebebiyle gözün iltihaplanmasını azaltmada ve kuru göz hastalığı gibi problemlerde etkili oluyor. İçeriğindeki kolin, hafıza
ve öğrenmeyi geliştirmeye yardımcı. Ayrıca alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıklara karşı da etkili. Demir bakımından da iyi bir kaynak. İçerdiği omega-3 yağ asitleri, beyin fonksiyonlarını geliştirip beyin hücrelerini hasardan koruyor. Uzun süre tok tutabilecek yüksek protein içeriğine sahip. Bu, daha az yemenize ve genel kalori alımını azaltmanıza yardımcı olabilir. Kahvaltıda yumurta yemek, gün boyu tok kalmanızı sağlar. Yumurtaları haşlayabilir, menemen veya omlet yapabilirsiniz. Salatalarınıza yumurta eklemek de, öğününüze protein ve besin değeri katmanın harika bir yoludur.
Her besin gibi aşırı tüketildiğinde bazı olumsuz etkileri de olabilir. Bu etkilerin gerçekleşme riski kişinin yaşı, genel sağlık durumu, kolesterol seviyesi, alerji geçmişi ve günlük kalori alımı gibi birçok faktöre bağlı olarak değişir.
Yumurta sarısı, kolesterol bakımından yüksek. Fazla tüketimi, kolesterol seviyelerinin yükselmesine ve kalp hastalığı riskinin artmasına neden olabilir.
Çiğ veya az pişmiş yumurta, salmonella bakterisi gibi zararlı bakterileri barındırabilir. Bu bakteri, gıda zehirlenmelerine yol açabilir. Yüksek ateş, ishal ve karın krampları gibi semptomlara neden olabilir. Yumurtanın iyi haşlanıp piştiğinden mutlaka emin olmalıyız.
En yaygın gıda alerjilerinden biri de yumurtadır. Yumurtaya alerjisi olan kişilerde, yumurta tüketimi kurdeşen, kaşıntı, şişlik, nefes darlığı ve anafilaksi gibi ciddi alerjik reaksiyonlara yol açabilir.
Kabuğu yenir mi?
Yumurta kabuğu tozu, son yıllarda doğal bir kalsiyum ve mineral takviyesi olarak popülerlik kazandı. Kabuğunun yüzde 90’ı kalsiyum karbonat, geri kalanıysa magnezyum, potasyum, fosfor ve çinko gibi minerallerden oluşuyor. Kalsiyum eksikliğini önleyip tedavi edebilir. Kemik ve diş sağlığını da korur. Kas kramplarını, alerjik reaksiyonları hafifletebilir.
Ancak yumurta kabuğu tozu tüketmenin bazı riskleri de vardır. Salmonella bakterisi gibi zararlı bakterileri barındırabilir. Bu bakteri, gıda zehirlenmesine yol açabilir. Mide bulantısı, kusma, ishal, ağızda ve boğazda tahriş gibi sorunlara neden olabilir. Kurşun ve kadmiyum gibi ağır metalleri içerebilir. Bunlar toksik etkiye sebep olabilir. Dolayısıyla ben daha risksiz besin alternatiflerini öneririm...
Tozu nasıl yapılır?
Yumurtaları iyice yıkayın. Kabuklarıyla pişirin. Kabukları toz haline getirmeden önce yıkamak ve pişirmek salmonella bakterisini öldürmeye yardımcı olur.
Pişmiş kabukları dikkatlice soyun, herhangi bir zar kalmasın. Fırında veya güneşte kurutun. Öğütücüyle toz haline getirin. Serin, kuru yerde saklayın. 1 çay kaşığı kadarını süt veya suya karıştırıp yoğurda, salataya, kek ve ekmek hamuruna katarak kullanabilirsiniz.
Paylaş