Paylaş
23 yaşında, İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat bölümü 3. sınıf öğrencisi olan Şule İdil Dere, İstanbul-Kadıköy'deki Yoğurtçu Parkı’nda bir hafriyat kamyonunun arkasından çarpması sonucu genç yaşta hayatını yitirdi.
Şule İdil Dere yaya ve bisiklet yolunda öldürüldü.
Onu hayattan alan kamyon şoförü ise ertesi gün cenaze henüz kaldırılmadan serbest bırakıldı.
Kanuna göre, “Kara Yolları Trafik Yasası’na göre “karayolu: Trafik için, kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlardır.”
Kara Yolları Trafik Yasası’na göre “Yaya yolu (Yaya kaldırımı): Karayolunun, taşıt yolu kenarı ile gerçek veya tüzel kişilere ait mülkler arasında kalan ve yalnız yayaların kullanımına ayrılmış olan kısmıdır.”
Kara Yolları Trafik Yasası’na göre “Yayalar : taşıt yolu bitişiğinde ve yakınında yaya yolu, banket veya alan varsa burada yürümek zorundadır.”
Şule İdil Dere’nin ailesi tarafından yapılan basın açıklamasında da bu noktanın altı önemle vurgulanarak bu olayda kanuna uygun davranan tek kişinin yaya yolunda yürüyen Şule İdil olduğu vurgulanıyor.
Şule İdil Dere, Kara Yolları Trafik Yasası’na uygun davranıyor, yasanın bir yaya olarak kendisine yüklediği yükümlüğe uygun olarak “yaya yolu”nda yürüyordu fakat Şule İdil Dere, “karayolu”nda değil, parkın içinde olan “yaya yolu”nda can veriyor.
İnsan sormadan edemiyor, peki bunu kim yaptı? O kamyonu oraya gönderen kim, kimler?
Aile, onu da sormuş... Bugüne kadar herhangi bir yetkiliden bir cevap alamasalar da sormaya devam ediyorlar:
“Kurbağalıdere’den balçık taşıma işinin sahibi işveren, Karayolları Trafik Kanunu, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın belirlemiş olduğu önlemleri almış mıdır?
Bir işyerinde yükleme boşaltma yapma, ağır iş makinelerinin manevra yapmasının kuralları vardır ve bu kurallar yaya yolunda kamyona hafriyat yüklemesi yapılması halinde daha titiz bir şekilde uygulanmak zorundadır.
Bu kurallar şunlardır:
• Kamyon ve benzeri büyük iş makinelerinin, manevra yaparken sesli, ışıklı uyarılarla çevreye haber vermesi zorunludur.
• Kamyon ve benzeri büyük iş makineleri, manevra yaparken sesli ve ışıklı uyarıların yanında makineleri ve araçları kullananları yönlendiren işaretçi personelle birlikte çalışmak zorundadır.
• Yüksek tonajlı ağır iş araçlarının manevra yaparak çalıştığı iş sahalarına, bu sahalarda çalışmak için gerekli işçi sağlığı iş güvenliği eğitimi almış olanların dışında kişilerin girmesi izinli özel haller dışında yasaktır.
(İlgili Yasalar: Karayolları Trafik Kanunu Madde 68 / 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu)
Şule İdil’i, hem geri geri gelirken hem de Şule İdil kamyona arkası dönük ters yönde yürürken ezen kamyon şoförü Şule İdil’in kulaklık taktığını ve kendisini duymadığını iddia etmiş. Bu doğruysa bile bir parkın yaya yolunda müzik dinleyerek yürümekten daha normal ne olabilir?
Şule İdil Dere'nin başına gelenler engelli bir bireyin de başına gelebilir. Ülkemizde işitme engelli bireyler olduğu gibi, hem görme hem de işitme engeli gibi birden fazla engele sahip bireylerimiz de var. Peki, bu kurallar görme ve işitme engelli bireyler için nasıl uygulanıyor? Bu engellere sahip bireylerimizin güvenliği nasıl sağlanıyor ya da sağlanıyor mu?
İstatistiklere göre Türkiye nüfusunun yüzde 12’si engelli. Bu demektir ki, ülkemizde çeşitli engelleri olan yaklaşık 7.5 milyon vatandaşımız bulunmakta. Bu durumda bu zorunluluklar engelli bireyler için yeterli midir?
Sevgilerimle
Ayça Akın
www.aycaakin.com
www.facebook.com/aycaakinofficial
www.twitter.com/aycakn
www.instagram.com/aycakn
Paylaş