Paylaş
“Kötü bir ilişkiyi sürdürmek, kırık cam parçalarının üzerinde durmak gibidir. Siz durdukça, acı çekmeye devam edersiniz. Yürürseniz, yine acı çekersiniz ama bir süre sonra iyileşirsiniz.”
Autumn Kohler
Her şey yavaş yavaş gelişir. Onu tanımadan önce böyle bir insana dönüşeceğini tahmin edemezdiniz. Dahası, artık aynada gördüğünüz o insandan, yani kendinizden de nefret etmeye başlarsınız.
Gerçekten de aynada gördüğünüz kim? Bir zamanlar güçlü, muktedir, yıkılmaz ve dikkatli olan o kişi nerede? Ne ara bu kadar acınası, güçsüz ve kolay bir insana dönüştünüz?
Hiçbir zaman size kötü davranılmasını kabul etmez, kimsenin sizi sömürmesine izin vermezdiniz. İyi huylu olmaya, kibarlığa, nezakete, size nasıl davranılmasını istiyorsanız başkalarına da öyle davranmaya inanırdınız. Yanlış yaptığınızda özür dilemenin iyi bir şey olduğunu düşünürdünüz.
Peki neden hayatınızdaki o kişinin size bu kadar kötü davranmasına izin verdiniz? Neden ona karşı çıkmadınız? Neden çekip gitmediniz? Oysa geçmişte sizi üzen şeylerden uzaklaşmayı, mutsuz olduğunuz şeyleri sürdürmemeyi iyi biliyordunuz. Peki onu neden bırakamadınız?
İnsanlar şiddetin dayak, kavga ve fiziksel acıdan ibaret olduğunu düşünüyor. Oysa gerçekte böyle değil. Belki hiç fiziksel acı duymamış olmanıza rağmen yıllarca şiddet ve tacize maruz kalmış olabilirsiniz. Öyle ki zamanla size yapılanlara alışıp, sahiplenebilirsiniz. Karşınızdakinin size yaptıklarını analiz etmekle ne kadar çok vakit geçirirseniz, ilişkinizin ne olduğunu ve uğradığınız taciz ve kötü muameleyi daha az anlamaya başlarsınız. Karşınızdaki ise o sırada sizi kontrol ediyor, manipüle ediyor ve düzenli olarak reddediyordur. Bazen üzerinizdeki etkisi o kadar fazladır ki o olmadan kapıyı açmanıza izin vermez, gittiğiniz spor salonunda başka erkeklerle konuşmanızı istemez. İlk başlarda sevdiği kısa eteklerinizi ve elbiselerinizi artık beğenmez. Çizgiyi aştığınızı ve onu kızdıracak bir şey yaptığınızı düşündüğünde, gözlerini dikerek tam gözlerinizin içine bakar ve sonrasında sizinle günlerce konuşmaz. Sanki size görünmez olmuşsunuz, bir hiçmişsiniz gibi davranır.
İlk başlarda size aşk dolu sözcükler söylüyor, sizi ilgisiyle şımartıyordu. Sizi öyle bir yere koymuştu ki sanki kendinizi daha önce hiç bu kadar değerli hissetmemiştiniz. Ancak, sizin için yarattığı o evrenin tam merkezine kendisini koymuştu. Üstelik kendisi bu evrende o kadar büyük bir yer kaplıyordu ki, geri kalan herkes ve her şey anlamsızdı. Yavaş yavaş o evren de küçüldü. Bir zamanlar olduğunuz kadının, artık sadece gölgesi olabilir halde geldiniz. En kötüsü de bu döngüde kalmaya karar vermeniz, çünkü bunun tek seçeneğiniz olduğunu düşünüyordunuz.
“Elimden gelen bu, çocuklarım için bunu sürdürüyorum” gibi cümlelerle kendinize bunu açıklamaya çalışıyordunuz. Oysa çocuklarınıza ve kendinize uzunca bir süredir zaten zarar veriyordunuz. Size korku içinde yaşamayı öğretmişti.
Herhangi bir fiziksel iz olmaması, şiddet görmediğiniz anlamına gelmez. Böyle zamanlarda insanın dudaklarına kilit vurulur, etrafında onu seven insanlar olmasına rağmen kendini hapsolduğu kıskaçtan çıkaramaz.
BU SİZİN HATANIZ
Eğer kendinizi sorguladığınızda karşınızdakinin aslında sizi sevdiğini fakat sadece bazı sorunlar yaşadığınızı ve bunların da aslında o kadar kötü şeyler olmadığını düşünüyorsanız, bu sizin hatanız demektir.
Eğer birisi sizi sürekli baskılıyorsa, manipüle ediyorsa, kontrol altına almaya çalışıyorsa, ihtiyaçlarınızı görmezden geliyorsa, ona karşı koyduğunuzda da sizi “saçmalamak veya aşırı hassas” olmakla suçluyorsa, inanın ortada sevgi, aşk yok demektir.
Bahaneler öne sürmek, suçlamak her zaman kolaydır. Eğer bir ilişki içinde kendinizi küçük, değersiz ve yalnız hissediyorsanız, o ilişkiyi sürdürmek için daha fazla nedeniniz yok. Siz de içinizde bir yerlerde bunun doğru olduğunu biliyorsunuz. İçinizdeki o sesi dinleyin. Kanatlarınızı çırpıp özgür olmayı siz de hak ediyorsunuz.
Sevgilerimle
Ayça Akın
www.aycaakin.com
www.motivasyonatolyesi.com
www.facebook.com/aycaakinofficial
www.twitter.com/aycakn
www.intagram.com/aycakn
Paylaş